Antalya’daki  Gezi olayları sırasında 3 Haziran 2013 gecesi  Kaleiçi’ndeki bir ara  sokakta, ellerinde sopa ve cop bulunan polisler  tarafından dövüldüğünü  öne süren Mustafa Düştegör, avukatı Hakan Evcin  aracılığıyla 40 kişiden  oluşan amir, müdür, komiser ve polis memuru  hakkında 20 Kasım 2013’te  suç duyurusunda bulundu. İşkence suçundan  dava açılması talep edilen  polislere ilişkin soruşturmayı tamamlayan  savcı Mehmet Uğur, Düştegör’ün  dövüldüğü anı gösteren bir işyerine ait  güvenlik kamerası görüntüleri  ve olayın hemen sonrası çekilen  fotoğrafları da delil olarak kabul etti.  Savcı Uğur’un iddianamesinde,  güvenlik kamerası görüntülerinde de  Düştegör’ü yerde sürükleyen ve  elindeki sopayla vurduğu görülen polis  memuru A.O.P. hakkında 3 yıl  hapis cezası talep edildi. Biri amir diğer 5  polis hakkında ise işlenen  suç nedeniyle A.O.P.’ye müdahale etmedikleri  gibi suçla ve yaralı  kişiyle ilgili gerekli bildirim ve adli eylemleri  yapmadıkları ve bu  eylemleriyle atılı suçları işledikleri gerekçesiyle  6’şar ay hapis  istendi.
İDDİANAMEYE İTİRAZ KABUL EDİLDİ    
Antalya  11’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada Düştegör’ün  avukatı  Hakan Evcin, olayın basit yaralama değil işkence suçu olduğu,   yargılamanın da bu yönde yapılması gerektiği yönünde itirazda bulundu.   İtirazı haklı bulan savcının da davanın üst dereceli ve yetkili ağır   ceza mahkemesine gönderilmesi yönünde görüş bildirmesinin ardından   mahkeme, görevsizlik kararı verdi. 
’SOPALI POLİS BEN DEĞİLİM’ 
11’inci  Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile 2’nci Ağır  Ceza  Mahkemesi’ne gelen dava dosyasında fularından tutup, sopayla  vurduğu  iddia edilen polis memuru A.O.P., Diyarbakır’a tayin edildiği  için  talimatla alınan ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Polis memuru   A.O.P., "CD görüntülerindeki müştekiye cop veya sopayla vuran kişi ben   değilim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. 
KIZLI-ERKEKLİ ALKOL ALIYORLARDI
A.O.P. ile işkence suçundan yargılanan komiser yardımcısı A.S. ise savcıya verdiği savunmasında, şöyle dedi:
"Gezi  olayları sırasında nöbetçiydim. 50 kadar polis memurunun başında  beni  gönderdiler. Olaylar sırasında 4-5 eylemci bara sığındı. Bar  kapalı  olmasına rağmen işletmeci kapıları açıp, 4-5 eylemciyi içeri  aldı. Bu  nedenle işletmeciyle polisler arasında tartışma vardı. Ben de  gidip  ’Burada işletme sahibi ile tartışmayalım. Gerekirse bekleyelim,  bu  şahıslar buradan çıkarsa yakalayıp işlem yaparız, ya da bu bölgeden   uzaklaştırırız’ dedim. Cumhuriyet Meydanı’nın alt kısmında yeşillik   alanda sanki eylemlerle hiç alakası yokmuş gibi kızlı-erkekli şahısların   oturarak alkol aldığını görüp, müdahale ederek oradan uzaklaştırdık.   Kaleiçi ara sokaklara inmedim. Cumhuriyet Meydanı’nın alt kısmında   kaldım. CD görüntülerindeki olay anında, elinde cep telefonu bulunan   beyaz tişörtlü kişi ben değilim."
İLK DURUŞMA 15 OCAK’TA
İlk  duruşması 15 Ocak 2015’te başlayacak davada sanık polis memuru  A.O.P.  ve komiser yardımcısı A.S., kamu görevlisinin sahip bulunduğu  nüfuzu  kötüye kullanmak suretiyle silahla kasten yaralama ve işkence  suçundan,  polis memurları H.Y., S.Z., B.Ş. ile B.Ş. ise görevi kötüye  kullanma  suçlarından yargılanacak.
Avukat Hakan Evcin, daha önce 3 yıl  hapis cezası istemiyle yargılanacak  A.O.P. ve komiser yardımcısı  A.S.’nin işkence suçundan 4.5 yıldan 18  yıla kadar hapis cezası  istemiyle yargılanacağını söyledi. Avukat  Evcin, "Tek suçları  kızlı-erkekli alkol almaları olarak gösteriliyor.  Bunu suç olarak gören  zihniyetin geldikleri nokta budur" dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27520378.asp