'Kupür' davasına avukatların 'görevsizlik' talebi damga vurdu

~ 04.11.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

İZMİR (CİHAN)- Hükümete yakın bir gazetenin kupürü ihbar kabul edilerek İzmir'de 19 Ağustos 2014 tarihinde emniyet mensuplarına yönelik yapılan 'kupür' operasyonu davasının ilk duruşmasına savunma avukatlarının ‘görevsizlik’ talebi damga vurdu.

Duruşmada kimlik tespiti ve iddianamenin bir bölümünün okunmasının ardından sanıkların ifadelerinin alınmasına geçildi. Duruşmaya 32 tutuksuz sanıktan 31’i avukatları, 12 müşteki katıldı. Sanıklardan Emekli Müdürü Hasan Ali Okan ise ‘beyin kanaması şüphesi’ bulunduğuna dair sağlık raporu gönderdiği duruşmaya katılmadı. Sanıklardan ilk savunmayı yapan Polis Memuru Ahmet Akpınar, "İstihbari dinleme önleme dinlemesidir. Bilgi, duyum, ihbar, resmi yazılar sonucu istihbari dinleme yapılabilir. Daha sonra imha edilir. Bunlar delil olmaz. İstihbari dinleme resmi yazıyla geldi üstlerimiz bilgi notu hazırlanması talimatı verildi. Bilgi notu hazırladım. İddia edildiği gibi şahsın kimlik bilgilerini gizlemedim. Dinlenen şahısların hiçbirini tanımam, hiçbiriyle husumetim yoktur. Benim dinleme yapma yetkim yoktur, dinleme yapmadım. Özel hayatın gizliliğini ihlal etmedim hakkımdaki suçları işlemedim." dedi.

Akpınar’ın avukatı da, mahkemenin ‘görevsizlik’ kararı vermesi ve dosyayı Asliye Ceza Mahkemesi’ne göndermesini talep etti. Akpınar’ın avukatı ayrıca, dinleme kararlarını veren hakimler hakkında da suç duyurusunda bulunduğunu onlarında mahkemede bulunması gerektiğini ileri sürdü.
Sanıklardan Ahmet Yıldırım da, yaptığı görevle ilgili bilgiler verdikten sonra, "Teknik takip talebi varsa bana intikal eder. Bana gelen bilgi notunu değiştirmeden mahkemeye sunulmak üzere hazırlarım. İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan görüş isterim uygun görüş gelirse sıralı amirlerime sunarım. Sadece sekreterya görevi yapıyorum, yazıcıyım. Tarafıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. 28 yıl devletime vatanıma hizmet ettim." diye konuştu. Yıldırım’ın avukatı da, mahkemeden ‘görevsizlik’ kakarı vererek dosyayı Asliye Ceza Mahkemesi’ne göndermesini talep etti.

Tutuksuz sanıklardan Burak Cemal Yılmaz, istihbarat şubede yapılan dinleme faaliyetlerinin suçla değil suçun önlenmesiyle ilgili olduğunu belirtti. Yılmaz şöyle konuştu: "Burada örgüt suçlaması yapılıyor ama örgüt diye bir şey söz konusu değil. Birbirimizi tanımadığımız arkadaşlar var. Bu suçlamayı kabul etmiyoruz. Usulsüz dinleme suçlamasını da kabul etmiyoruz. Bazı arkadaşlar bizim zorla işlem yaptırdığımız gibi ifadelerde bulunmuş. Oysa hiç kimseye en ufak bir baskım olmadı. Bunlar tamamen gerçek dışı. Bu suçlama beni çok yaraladı. Bu yönde ifade veren arkadaşların ben şu anki yönetimin baskılarıyla böyle ifade verdiklerini düşünüyorum."

"BU DAVA TAM BİR KUMPAS"

Tutuksuz sanıklardan 6’sının avukatlığını yapan Avukat Ali Aksoy, duruşmada savunma yaptı. Davanın ‘kumpas’ olduğunu ifade eden Ali Aksoy, iddianamenin 12 sayfalık bölümünün okunmadığını hatırlatarak bunun kayıtlara girmesini istedi. İddianamedeki hataları sayan Aksoy, “Daha 1. Madde: Mağdur denilen şahıs mağdur olduğuna dair kim karar vermiş? Savcılığın kendi yorumuyla buraya girmiş. 6 müvekkilime aynı suçlar atfedildi. Bu dosya buradaki insanlara uygulanan kumpasın sonucu. Bizlerde delinin attığı taşı çıkarmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

"3 BİN KİŞİNİN BİLGİLERİ SIZDIRILDI, SORUŞTURMA AÇILMADI"

Kupür davasına konu olan hükümete yakın bir gazetenin kupürünü gösteren Ali Aksoy, bu kupürle 3 bin kişinin gizli kalması gereken istihbari bilgilerinin ortaya saçıldığını, yasaya göre savcıların bu durumda soruşturma açmak zorunda olmalarına rağmen bu kupürle ilgili şimdiye kadar sızdıranlar, yayınlayanlar hakkında soruşturma açılmadığını hatırlattı. İddianamede yer alan hatalara değinen Aksoy, “İddianamede Hakan Kolik diye bir sanık var ama Hakan Kolik diye bir kişi yok. Bize bu kumpası hazırlayan istihbarat şubesinin hazırladığı evraklarla yargılama yapılıyor. Mahkeme evrakları elimizde yok. Yargılamaya konu dosya burada yok. Bunun atlanması kolay basit bir işlem değil.” dedi.

"69 KİŞİ NASIL 31’E İNDİ?"
Hükümete yakın gazetede yayınlanan istihbaratın gizli evraklarında İzmir’de 69 kişinin isminin geçtiğini ancak bunlardan sadece 31’iyle ilgili dava açıldığını, geri kalan 38 kişi hakkında neden işlem yapılmadığını soran Avukat Ali Aksoy, “İzmir’de 69 isim yayınladılar. 69 kişi dosyada nasıl 31’e indi? Bunu kimse izah etmedi. Bu iş İstihbarat şubede hazırlandı daha sonar Terörle Mücadele Şubesi’ne (TEM) gönderildi. TEM’dekiler baktılar ki bu 69 isim içinde kendi arkadaşları da var. Bu 38 kişinin yargılanmaması için çıkardılar tırnak içinde kendi adamları vardı. Madem 69 kişi var neden 38’ yok. Onlarıda getirin buraya. Neden onlar burada yok?" ifadelerini kullandı.

"YARGILAMA İÇİN İZİN ALINMADI"

Istihbaratla ilgili yargılama yapılabilmesi için izin alınması gerektiğini hatırlatan Ali Aksoy, "İzin alındı mı? Hayır alınmadı. İzin alınmadığı için sanıklara örgüt suçlaması atıldı. Dosyadaki parçaları bir araya koyduğunuzda kumpas ortaya çıkıyor. Bu 69 kişiden biri çıkıp ‘bana şantaj yaptılar, bana şunu bunu yaptılar’ diye şikayette bulunmuşmu? Hayıor bulunmamış” dedi. Ali Aksoy, mahkemeden, suçlamaları tek tek çökertecek, dosyanın bir kumpas olduğunu ortaya koyacak bir slayt gösterisi hazırladığını ve mahkemede izletilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise bu talebi reddetti. Aksoy, ismi geçen 69 kişi içinde yer alan ancak dosyaya sokulmayan 38 kişinin de evraklarının mahkemeye getirilmesini, evraklarda bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verdi.
http://www.bugun.com.tr/son-dakika/kupur-davasina-avukatlarin--haberi/1331208

CİHAN

Hits: 1141