Avukatlar Doğan ve Dağ'ın öğrencilikleri döneminde yaşanan bir olay nedeniyle yargılandıkları davada şikayetçiler arasında bulunan Bağcı'dan itiraf gibi ifade: "Terörle Mücadeledeki ifade önüme konuldu, imzaladım. Sanıkların isimlerini ben vermedim, polisler yazmış"
ELÇİN YILDIRAL
İstanbul Üniversitesi'nde okudukları dönemde karıştıkları iddia edilen öğrenci olayları nedeniyle haklarında dava açılan Avukatlar Tamer Doğan ve Günay Dağ'ın yargılandığı davada şikayetçiler arasında bulunan ve o dönemde Edebiyat Fakültesi'nde öğrenci olan Ramazan Ali Bağcı itiraf niteliğinde ifade verdi. Bağcı, "Terörle Mücadele'deki ifade önüme konuldu, imzaladım. Sanıkların isimlerini ben vermedim, polisler yazmış" dedi.
İstanbul Üniversitesi'nde 2006 yılında sağ ve sol görüşlü öğrenciler arasında çıkan olayın ardından sol görüşlü öğrenciler hakkında 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'basit yaralama', 'kasten yaralama' suçlarından Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşması dün görüldü.
ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİ
Duruşmaya sanık avukat Tamer Doğan ve müşteki Ramazan Ali Bağcı katıldı. Şikayetçiler arasında bulunan ve şu anda öğretmen olan Ramazan Ali Bağcı şikayetinden vazgeçti ve itiraf niteliğinde ifade verdi. "O dönemde Terörle Mücadele'de polisler, vereceğim ifadeyi önüme koyarak, imzalamamı istedi" diyen Bağcı, bu ifadeyle çelişmemek için savcılık ve mahkemede de aynı ifadeyi kendi ifadesiymiş gibi tekrarladığını söyledi.
Bağcı, o dönemde verdiği ifadenin geçerli olmadığını belirterek, Tamer Doğan'ı olay günü görmediğini, onun ismini emniyette vermediğini, isimleri polislerin yazdığını kaydetti. Doğan'ın doğru söylediğini ifade eden Bağcı, şikayetçi olmadığını söyledi.
DOĞAN: SİSTEMATİK SALDIRI VARDI
Sanık Avukat Tamer Doğan, okuldan uzaklaştırma cezası aldığı için üniversiteye gitmediğini ifade ederek, olay günü okulda olmadığını, Taksim'de çalıştığı derginin ofisinde bulunduğunu söyledi. Doğan, çıkan her olayda kendi isimlerinin verildiğine dikkat çekerek, "Şikayetçilerden biri soda şişesiyle kendisine saldırdığımı, başka bir şikayetçi de kendisine satırla saldırdığımı ifadesinde söylemiş. Aynı anda farklı iki aletle iki kişiye saldırmış oluyorum bu durumda ki mümkün değil. İfadelerde çelişki söz konusu" diye konuştu.
Doğan, baz istasyonu kayıtlarına bakılarak olay anında nerede olduğunun görülebileceğini belirterek, elde edildiği belirtilen soda şişesi, satır gibi aletlerde parmak izi araştırması yapılabileceğini ifade etti. Duruşma 30 Nisan 2015'e ertelendi.
OLAY GÜNÜ YUNANİSTAN'DA OLDUĞUNU KANITLADI
Sekiz yıl süren davada öğrenciler mezun oldu, Tamer Doğan ve Günay Dağ hukuk fakültesini bitirerek meslek hayatına başladı. Dava Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam ettiği sırada Dağ olay gününde Yunanistan'da olduğunu kanıtladı, hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına' dair karar verildi.
Tamer Doğan okuldan uzaklaştırma cezası aldığı için okulda bulunmadığını ifade etse de dosya sekiz yılın sonunda Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği 'görevsizlik' kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı.
İddianameye göre olay şu şekilde gerçekleşti; "14.12.2006'da beş kişilik bir grup olan mağdur öğrenciler hava karanlık olduktan sonra saat 17.30 sıralarında Öğrenci Kültür Merkezi Türkçe Yaşam Kulübü'nden ayrılarak evlerine gitmek üzere yola koyuldu ve üniversite kapısından hemen sonra değişik istikametlerden gelen 20 kişilik bir grubun saldırısına uğradı; grupta sopa, demir çubuk, soda şişesi, satır gibi aletler bulundu, şüphelilerin olay sonunda kaçtıklar ve olay yerine gelen polis tarafından yaralı mağdurlar hastaneye götürüldü."
birgün
