Hukuk devleti ve mesleğin bağımsızlığını korumak için AKP iktidarına karşı direneceklerini vurgulayan Alaeddinoğlu, Gezi Direnişi’nde ön plana çıkan avukatlara Ankara Barosu’nun “yetmez ama evet” çizgisine kaydırılmasına karşı hep birlikte mücadele çağrısı yaptı
YILMAZ DEMİR
Türkiye’nin  en önemli gündemi haline gelen HSYK seçim süreci devam ederken yargı  alanında bir başka seçim de barolarda yaşanıyor. 18 Ekim’de Türkiye’nin  tüm büyük barolarında seçim var. Genel Kurul öncesinde Ankara Barosu DSA  Grubu Taban Hareketi’nin başkan adayı Fatih Deniz Alaeddinoğlu,  sorularımızı yanıtladı. Hukuk devleti ilkeleri ve avukatlık mesleğinin  bağımsızlığını korumak için AKP iktidarına karşı direneceklerini  vurgulayan Av. Fatih Deniz Alaeddinoğlu, Gezi Direnişi’nde ön plana  çıkan avukatlara Ankara Barosu’nun “yetmez ama evet” çizgisine  kaydırılmasına karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı. Alaeddinoğlu  hedeflerini şöyle belirledi:
DSA BÖLÜNMEDİ
İçinde  yer almaktan onur duyduğumuz Demokratik Sol Avukatlar (DSA), Ankara  Barosu’nun 40 yıllık tarihini iyi-kötü şekillendiren gruptur. Evrensel  hukuk ilkelerinin ülkemizde kurumsallaşması için her dönemde mücadele  eden DSA’nın önseçim ile belirlediği adaylar çoğunlukla Ankara  Barosu’nun genel kurullarında seçilmekte, yürüttüğümüz mücadele  kesintisiz sürdürülmeye çalışmaktaydı. DSA’ın uyguladığı önseçim  sistemi, farklı sol grupların, anlayışların, çevrelerin demokratik  ortamda yarışıp sağa karşı tüm kesimlerin desteğini alan bir liste  hazırlamasına olanak sağlamaktaydı. Zaman içerisinde DSA’nın avukatlar  içerisinde ağırlığının artması ve önseçim ile Ankara Barosu’nun  yönetimin büyük ölçüde belirlenmeye başlanması dışarıda kalan sağ  anlayışların DSA’nın ön seçimine müdahale girişimlerini de beraberinde  getirdi.
DSA ön seçiminde bu yıl Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’nin  (TBB) AKP İktidarı ve egemen güçlere karşı sergilemeye çalıştığı duruşu  hazmedemeyen kişi ve gruplar ile liberal soldaki anlayışlar, AKP’li  avukatlarla işbirliği yaparak, DSA’nın iradesini kırmışlardır. Ön  seçimde kırılan DSA’nın iradesini yeniden Ankara Barosu’na hâkim kılmak  için taban hareketi doğdu.
ÖRTÜLÜ OPERASYON
Önseçim  sonrasında, kendisini gerçek DSA mensubu olarak tanımlayan ve bir tepki  koyma kararlılığında olan avukatlar birleşmiş, grubumuzun ve Ankara  Barosu’nun geleceğine sahip çıkma kararlılığını ortaya koymuşlardır.  Bunu yaparken kapsayıcı olmaya, sorunlara meslek odaklı bakmaya, ortak  akıl yürütmeye ve özellikle genç meslektaşlarımızın karar alma  süreçlerine etkin bir şekilde katılmaları için politikalar üretmeye  çalışan “tabana dayalı” bir yapı oluşturma gayretindeyiz.
Sakınacak, saklayacak hiçbir ilişkisi ve siyasi iktidardan bir  beklentisi bulunmayan isimlerden oluşan listemiz, Ankara Barosu’nun Gezi  Direnişi’nde ön plana çıkan genç üyelerinin sesine odaklanan bir  anlayış ile yeni bir ses, nefes getirmeye hazırlanmaktadır.
GÜÇLENEREK DİRENECEĞİZ
Biz  DSA Taban Hareketi olarak yalnızca DSA’nın ilkelerine sahip çıkmayı  hedeflemiyoruz, aynı zamanda DSA’yı yeni ve genç kadrolar ile  buluşturmayı, kendisini demokrat, sosyal demokrat, sosyalist, kısaca  solda tanımlamayan tüm kesimlerin anlayışını da yansıtabildiği yeni bir  yapı kurmaya çalışıyoruz. Bu anlamda DSA Taban Hareketi, Ankara  Barosu’nun olduğu kadar DSA’nın da geleceğidir. Sema Aksoy’ın  başkanlığındaki Ankara Barosu, TBB yönetimi ile yakınlık ile  suçlanmaktandır. Ankara Barosu’nun kendi tüzel kişiliği ve yıllara  dayanan duruşu ile üst kuruluşu ile iyi ilişkiler geliştirilmesi doğal  kabul edilmelidir ve biz böyle bir yakınlığın eleştiri konusu  yapılmasını da anlayışla karşılamıyoruz.
SOLCU GÖRÜNÜMLÜ MÜTTEFİKLER
Yargının  siyasi iktidarlar üzerinde Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı kapsamındaki  denetim yetkisi bugün oldukça zayıflamıştır. 12 Eylül 2010 tarihindeki  referandum sonrası yargıyı vesayeti altına almaya çalışan AKP  İktidarı’nın barolar üzerinde de aynı senaryoyu solcu görünümlü  müttefikleri aracılığı ile uygulamak istemektedir. Son dönemde sık sık  bahsedilen algı yönetimi ile AKP İktidarı karşısında suskun, pısırık bir  Ankara Barosu yaratılmak istenmektedir. Biz üyelerimizin suskun, siyasi  iktidarın gölgesinde, bölen ve ötekileştiren bir Ankara Barosu  istemediğinden eminiz.
KATILIMCI YAPI
Üyelerimiz  ile baromuz arasındaki bağı geliştirecek bir yönetim yapısı kurmayı  hedefliyoruz. Baro ile üyeleri arasındaki aidiyet sorununu aşmak için  öncelikle bize yakın-uzak tüm meslektaşlarımızın görüş, eleştiri ve  önerilerine açık, şeffaf ve katılımcı bir yapı kuracağız. DSA Taban  Hareketi’nin yöneteceği Ankara Barosu, tüm üyelerinin denetimine açık  olacaktır. Eksiklikler hızla giderilerek, hem avukatların hem de ülkenin  sorunlarına daha hızlı müdahil olacak bir yönetim anlayışı tesis  edilecektir.
Biz üyelerimizden yalnızca hukuk devleti ve yargı bağımsızlığını  korumak için bize destek olmalarını beklemiyoruz, bu mücadele aynı  zamanda üyelerimizin mesleki hak ve sorumluluklarını da koruma  mücadelesidir.
GENÇ AVUKATLARLA DİRENECEĞİZ
AKP  iktidarı tarafından hazırlanan yeni Avukatlık Yasa Tasarısı,  meslektaşlarımız için en güncel tehlikeyi barındırmaktadır. Yabancı  avukatlık şirketlerinin tekelleşeceği, meslektaşlarımızın bu şirketlerde  ucuz işgücü kapsamında çalışacağı bir düzen hedeflenmektedir. Bu  tasarının açıkça avukat bağımsızlığını ortadan kaldırmaya, mesleğin  statüsünü düşürmeye yönelik olduğunun bilincindeyiz. Taban Hareketi, söz  konusu tasarıya benzer yasal girişimlerin yanı sıra avukat  bağımsızlığını ortadan kaldıran patronun iradesine boyun eğdirmek  isteyen bu düzene karşı genç avukatlardan alacağı güçle karşı  koyacaktır. Uluslararası şirketlerde “ucuz işçi” pozisyonu biçilen genç  meslektaşlarımızın öncelikle kendisine ait bir büroda çalışması için  gerekli tedbirleri almaya ve teşvik etmeye çalışacağız. Genç avukatların  icra ve içtihat yazılımlarını ücretsiz kullanabilmelerini sağlayacağız.  Aidatlarda, meslek yaşına göre piramit sistemi getireceğiz ve kamu  avukatlarının nakil ücretlerini kaldıracağız. CMK ve Adli Yardım’da genç  avukatlara pozitif ayrımcılık uygulayacağız.
HALİT ÇELENK EĞİTİM MERKEZİ
Yalnızca  genç avukatları değil tüm üyelerimizin yaşamını kolaylaştıracak, meslek  hayatlarını destekleyecek projelere imza atmayı hedefliyoruz. İş  alanlarını çeşitlendirmenin yanı sıra büro maliyetleri dolayısıyla  sıkıntı yaşayan üyelerimize destek olmak için uzaktan sekreter hizmeti  sunacağız, yabancı dil bilen meslektaşlarımızdan tercüme büromuzda,  emeklerinin karşılığını vererek yararlanacağız.
Ankara Adliyesi’nin 5. katında Baro’ya ait birimleri avukatların  kullanımına açarak, günlük yaşamlarını bir nebze olsun kolaylaştırmak  istiyoruz. Necatibey Caddesi’ndeki binamızı meslek büyüğümüz ve yaşamı  ile hepimize örnek olan Halit Çelenk adına Eğitim ve Kültür Merkezi  olarak düzenleyeceğiz.
Özellikle Gezi Direnişi’nde ön plana çıkan Toplumsal Olaylara Müdahale  Alt Kurulu’nun çalışmalarını geliştirerek sürdüreceğiz. Bu kurulu  bağımsız hale getirerek, Ankara Barosu’nun toplumsal yaşama katkısını en  üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.”
http://www.birgun.net/news/view/yetmez-ama-evet-cizgisine-de-akpye-de-teslim-olmayacagiz/6355