Mersin'de yaşayan bir işadamı ve polis müdürü, kullandıkları silahlara ait taşıma ruhsatlarını yenilemek amacıyla Emniyet'e başvuru yaptı. Araştırmada, bu iki kişi için daha önceki bir esas numarası üzerinden UYAP'a sahte bilgilerle haklarında 'adli yargılama' olduğuna ilişkin bilgilerin girildiği belirlendi.
Tolga Şardan
Yasadışı dinleme skandalıyla çalkalanan Mersin'de şimdi de UYAP skandalı patladı. Tüm adli verilerin yer aldığı Adalet Bakanlığı'nın kontrolündeki Ulusal Yargı Ağı Projesi'ne (UYAP) biri polis müdürü iki kişiyle ilgili, aynı esas numarası üzerinden, 'sahte ve çifte kayıt tutulduğu' iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldı.
Olay, Mersin'de yaşayan bir işadamı ve bir polis müdürünün, kullandıkları silahlara ait taşıma ruhsatlarını yenilemek amacıyla Emniyet'e yaptıkları başvuruda ortaya çıktı. Her iki kişiye verilen, 'hakkınızda adli yargılama var' biçimindeki bilgi sonrasında yapılan araştırmada, işadamı ve polis müdürü için daha önceki bir esas numarası üzerinden UYAP'a sahte bilgilerle haklarında adli yargılama varmış gibi gösterilen bilgilerin girildiği belirlendi. UYAP ekranında oluşturulan özel bir bölüme yapılan kayıtların savcı ve hakimlerin bilgisine sunulduğu, polis müdürüyle ilgili atama ihtimali olduğunda da üstlerine sunulduğu anlaşıldı. Mağdur polis müdürü, kendisiyle ilgili kaydı giren Adliye Katibesi E.A. hakkında suç duyurusunda bulunurken, kayıtların girilmesinde rolü bulundukları gerekçesiyle bazı emniyet görevlileri hakkında idari ve adli soruşturma başlatıldı. Ancak bu soruşturmaların da aynı yapıya yakın olduğu öne sürülen isimlerce kapatılması üzerine, olay Anayasa Mahkemesi'ne taşındı.
Bilgisayar ekranından fark etti
Skandal, Mersin'de, silah ruhsatı almaya giden işadamının hakkında tutulan kaydı fark etmesiyle açığa çıktı. Soruşturmaya konu iddialara göre, B.S. adlı işadamı, hakkında, 'çete' suçlamasıyla açılan davada 4 yıl süresince yargılanıp beraat ettikten sonra silah ruhsatını yeniden çıkarmak için Emniyet'e gitti. Burada, daha önce sabıka kaydı alırken ya da yargılandığı süreçte hiç açığa çıkmayan bir kaydının daha bulunduğu belirtilerek ruhsat alamayacağı bildirildi. Bilgisayar ekranından hakkındaki kayda bakan işadamı, daha önce hiç görmediği bir suçlama ile karşılaştı.
Emniyet müdürüne suçlama
B.S., bunun üzerine savcılığa başvurdu. İfadesinde, 4 yıl boyunca neden yargılandığı konusunda da çarpıcı iddialarda bulunan B.S., Mersin Emniyeti'nce gözaltına alındığında ısrarla dönemin Mersin Emniyet Müdür Yardımcısı S.P. hakkında ifade vermesinin istendiğini, bu ifadeyi vermediği için de hiç tanımadığı insanlarla adliyeye sevk edildiğini anlattı.
Savcılıktan serbest bırakılmasına rağmen hakkında dava açıldığını anlatan B.S., 4 yıl boyunca bu davada yargılanıp beraat ettiğini aktardı. B.S., beraat ettikten sonra kendisinin yargılanmasına neden olan müdürlerden birinin arayarak buluşmak istediğini, buluştuklarında da aynı müdürün helallik istediğini ifade etti. B.S., daha sonra bu polis müdürü ile kendisi hakkında, 'cemaat adına' para topladığı iddiasıyla soruşturma açıldığını, kendisinin polislerden şikayetçi olduğu için hedef şaşırtmak amacıyla açılan bu soruşturmanın da takipsizlikle sonuçlandığını bildirdi.
Tefecilik suçlaması
B.S., başına gelenlerin de bununla bitmediğini kaydetti. Emniyet içindeki bazı grupların, Türk-Kürt çatışması yaratmak istediğini, eski MHP yöneticisi olduğunu ve bunu engellemek için çaba harcadığı için hedefe konulduğunu kaydeden B.S., beraat ettikten sonra silah ruhsatı almak için gittiği emniyette, hiçbir yerde kaydı olmayan, 'tefecilik' suçlarından soruşturulduğuna yönelik bir UYAP kaydının açığa çıktığını ifade etti. Kendisini yargılayan mahkeme, savcılığa ve adli sicile başvurduğunu, ancak bu kaydın buralardan çıkmadığını vurgulayan B.S., kendisiyle aynı şekilde S.P. adlı emniyet müdür yardımcısı için de benzer suçlamalarla sahte UYAP kaydı oluşturulduğunu ifade etti.
B.S., yaptığı araştırmada, 2009'da gözaltına alındığında dolandırıcılık suçundan hakkında bir soruşturma daha açıldığını, aynı dosyada S.P. ve başka isimlerin de yer aldığını, sadece kendisine bu isnat yapılırken, S.P. ve diğer isimlere görevi kötüye kullanma suçlamasının yöneltildiğini öğrendiğini söyledi. Dosyanın 2009'da takipsizlikle kapatıldığını ve 'tefecilik' gibi suçlamanın olmadığını kaydeden B.S., 2013'te aynı esas numarası üzerinden UYAP'ta kendisi ve S.P. hakkında 'tefecilik' kaydı açıldığını tesadüfen öğrendiğini, diğer kayıtlarda görünmeyen bu suçlamayla ilgili soruşturma evrakının olmadığını söyledi.
S.P.'nin aynı esas kaydına çifte UYAP kaydı yapıldığı iddiasıyla İçişleri Bakanlığı'nca başlatılan müfettiş soruşturmasında da benzer gelişmeler aktarıldı. S.P., hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı, daha önce kapanmış bir dosyanın üzerinden, "tefecilik" suçlamasıyla kayıt oluşturulduğunu tesadüfen öğrendiğini ifade etti.
AYM'ye gittiler
Ancak 2013'teki bu soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandırıldı. Bunun üzerine S.P. adlı polis müdürü ile B.S. adlı işadamı, AYM'ye başvurdu. Dilekçede, UYAP kayıtlarını yapanlar hakkında soruşturma açıldığı, ancak gerekçesiz biçimde dosyaların kapatıldığı kaydedildi. Dosyaları kapatan isimlerin, kamuoyunda yakın dönemde gündeme gelen savcılar olduğu öğrenilirken, dilekçede, neden çifte kayıt tutulduğu konusunda çarpıcı iddialara yer verildi.
Dilekçede, bu kayıtların, paralel ve organize bir yapı tarafından bilinçli tutulduğu, bir polisin, bir göreve atanacağı sırada gizlenen kaydın üst makamlara gösterilerek atamaların engellendiği iddia edildi. Dilekçede, bunun 'sehven' yapılan bir hata olamayacağına işaret edildi. 2009'dan bu yana yaşanan süreçte etkili olan isimlerin yükselişine ve sonradan organize bir yapı içinde oldukları gerekçesiyle tayin edildiklerine dikkat çekildi. Dilekçede AYM'den, soruşturmaların yeniden açılması ve sorumluların cezalandırılması istendi. Yüksek Mahkeme'nin kararını kısa sürede açıklaması bekleniyor.
http://www.memurlar.net/haber/483583/