Çarşı grubunun liderleri 'darbe'den yargılanacak

~ 09.09.2014, Yeni Yaklaşımlar ~
Gezi Parkı protestoları sırasında gözaltına alınan Çarşı grubu üyelerine yönelik iddianame kabul edildi. Savcı, aralarında Çarşı liderlerinin de bulunduğu 35 kişiyi 'hükümeti yıkmaya teşebbüs'le suçladı; haklarında müebbet istedi.

RADİKAL – Beşiktaş ’ın dünyaca ünlü taraftar grubu ‘Çarşı’nın liderlerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında Gezi olaylarında “hükümeti yıkmaya teşebbüs” ettikleri iddiasıyla dava açıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklar, “silahlı örgüt kurarak Türkiye ’de Arap Baharı imajı oluşturarak hükümeti devirmeye çalışmak”la suçlandı.
Gezi Parkı eylemleri sonrasında yapılan operasyonla gözaltına alınan Çarşı Grubu liderleri Numan Bülent Ergenç, Cem Yakışkan ve Halil İbrahim Erol’un da aralarında bulunduğu isimler tutuklanmış ancak daha sonra yapılan itirazlarla serbest bırakılmıştı. Milliyet gazetesinden Damla Gür’ün haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yaklaşık 1 yıldır devam eden soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlandı ve gönderildiği mahkeme tarafından kabul edildi.


‘HALKI KIŞKIRTTILAR’ İDDİASI
35 şüphelinin yer aldığı iddianamede 9 polis de müşteki sıfatıyla yer aldı. Şüpheliler arasında taraftarın yakından tanıdığı isimler de var. Çarşı grubunun kurucularından olan “Sarı Cem” lakaplı Cem Yakışkan ile Çarşı’nın pankartlarını hazırlayan “Deve Erol” lakaplı Erol Özdil ile Halil İbrahim Erol da iddianamede şüpheli olarak yer alan isimlerden. Savcılık hazırlanan 38 sayfalık iddianamede Gezi Parkı eylemlerinin ilk başlarda demokratik tavır koymaya yönelik iyi niyetli gösteriler olduğu ancak kısa süre sonra eylemlerinin amacından saptığı ve marjinal grupların eylemlere karıştığı iddia edildi. Eylemlere sonradan katılan bu “marjinal grupların” Taksim’de toplanan insanları hükümete karşı kışkırttığına vurgu yapılan iddianamede, demokratik olmayan yöntemlerle hükümeti düşürmenin amaçlandığı öne sürüldü. Tribün lideri olan Cem Yakışan ve Numan Bülent Ergeç’in eylemlere katılan Çarşı grubu kitlesini örgütlediği iddia edilen iddianamede eylemleri sırasında Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin de işgal edilmeye çalışıldığı öne sürüldü.


ARAP BAHARI ATIFI
İddianamede Çarşı grubu üyelerinin yabancı basın mensuplarını olay yerlerine almaları ise savcı tarafından şöyle yorumlandı: “Yabancı basın mensupları tarafından olay yerlerinde elde edilecek görüntüleri dünya medya kuruluşlarına servis yaparak kamuyonda ‘Arap Baharı’ diye adlandırılan bir kısım Ortadoğu ülkelerindeki yönetim değişikliklerini çağrıştırır şekilde imaj oluşturup Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal olarak kurulan hükümetini yasal olmayan yöntemlerle ortadan kaldırmayı amaçladıkları belirlenmiştir.”
Şüphelilerin hükümeti devirmeye yönelik amaçlarının olduğu yönündeki iddialar için ise telefon görüşmeleri örnek gösterildi. İddianamede şüpheliler arasında yapılan görüşmelerde “Park mark benim umrumda değil”, “Bana ne yemişim AVM’sini de, Gezi Parkı’nı da ağacını da, ihtilal başladı”, “Bu hükümeti düşüreceğiz”, “Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün”, “Bu bir iç savaşa dönüşebilir”, “Polise güçlü saldıralım, gösterilerde ölen kişi olursa toplumsal refleks daha çok artar” şeklinde konuşmalar olduğu anlatıldı.

"HÜKÜMETİ DÜŞÜRMEK İSTEDİLER"
Demokratik olmayan yöntemlerle, yasal olarak kurulmuş olan hükümetin gayri yasal yollardan düşürülmesinin hedeflendiği, bu amaçla kitlelerin tahrik edildiği, çeşitli isimler altında örgütlenen marjinal suç örgütlerinin organize edildiği vurgulandı. İddianamede şu ifadeler kullanıldı:
“Gerek iç hukuk düzenlememizdeki yasal düzenlemeler, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki kararların genel mantığı nazara alındığında, toplumun, idarenin eylem ve işlerine karşı tepkisini ya da beğenisini ortaya koymak için toplantı ve gösteri yapma hak ve hürriyetine sahip olduğu, bu hakkı kullanırken yasal sınırlar dışına çıkılmadan, özellikle kamu malı, şahısların mal ve can güvenliğine yönelik eylem ve işlemlere sebebiyet vermemeleri gerektiği, başka bir anlatımla, söz konusu hakkın kötüye kullanılmadan demokratik olgunluk içerisinde gerçekleşmesi gerektiği anlaşılmaktadır."

"ÇARŞI GRUBU'NU 2 ŞÜPHELİ ÖRGÜTLEDİ" Beşiktaş Spor Kulübü bünyesinde oluşan Çarşı Taraftar Grubu kitlesini harekete geçirmek üzere, şüphelilerden C.Y. ve N.B.E.'in ortaklaşa örgütlediği vurgulandı. Şüpheliler C.Y. ve N.B.E.'in grubu Taksim Gezi Parkı alanına yönlendirdiği, kitlenin fiilen eyleme katılmasını sağlamaya çalıştıkları, bazen fiziken bazen de iletişim araçları aracılığıyla irtibat kurarak eyleme aktif olarak katılmalarını sağlamaya çalıştıkları öne sürüldü.

"ŞÜPHELİLER BAŞBAKANLIK ÇALIŞMA OFİSİ'Nİ İŞGAL ETMEYE ÇALIŞTI"
Ülkede otorite zaafı oluştuğu görünümü yaratmak için, şüphelilerin Beşiktaş'ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni işgal etmeye çalıştıkları, eşzamanlı olarak Ankara'da gerçekleştirilen gösterileri organize edenlerle irtibat kurarak Ankara'daki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni ele geçirmeleri için teşvik ettiklerinin belirlendiği iddia edildi.


“HER BİR GRUBUN AMAÇLADIĞI SONUCUN AYNI OLDUĞU..."
Gezi Parkı alanında açılan pankart içeriklerine de ayrıntılı olarak yer verilen iddianamede, “Çarşı grubu pankartının da diğer pankartlarla birlikte yer aldığı, her ne kadar birbirinden farklı gruplar gibi görünse de, her bir grubun amaçladığı sonucun aynı olduğu..." ifadelerine yer verildi.

"OLAY MAHALİNDE İŞYERİ VE BANKA OFİSLERİNE MADDİ ZARAR VERİLDİ"
“Eylemlerin Genel Görümü" başlıklı bölümde ise, eylemcilerin olayı 'ajite edebilmek' için olay mahalinde bulunan otel, işyeri ve banka şubelerine maddi zarar verdiği, trafik geçişini engellediği, kamu araçlarını yaktığı ve polis memurlarını yaraladığı anlatıldı.


TWEET’LER DELİL SAYILDI
Eylemde yönetici konumunda olduğu iddia edilen Çarşı Grubu tribün liderlerinden Cem Yakışkan’ın Twitter hesabından yazdıklarıyla kitleleri eyleme katılmak için teşvik ettiği belirtilirken, “Hatta bir kısım söylemlerinde meselenin ağaç meselesi olmadığını belirtti” denildi.


‘ASIL MESELE AĞAÇ DEĞİLDİ’
İddianamenin son bölümünde yer alan savcılık değerlendirmesinde ise şüphelilerin asıl amaçlarının ağaçların kesilmesini engellemek değil, hükümeti yıkmak olduğu anlatıldı. İddianamede şu ifadeler kullanıldı:
“Şüphelilerin telefon kayıtlarından da anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal olarak kurulmuş hükümetini gayrı yasal yollardan devirmeye amaçladıkları, bu sonucu kolaylaştırmak içinde ülkede kaos ve otorite boşluğu oluşturmaya çalıştıkları özellikle eşgüdümlü olarak Ankara ve İstanbul’daki Başbakanlık ofislerini ele geçirmeye çalıştıkları.” İddianamede tüm şüpheliler için “Hükümeti yıkmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Bunun yanı sıra Çarşı Grubu lideri Erol Özdil, Cem Yakışkan, Numan Bülent Ergenç, “silahlı suç örgüt kurmak” ile de suçlandı. Diğer şüpheliler ise hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasının yanı sıra “Çarşı grubunun liderlerinin kurduğu silahlı örgütün üyesi olmak”, “kamu görevlisine direnmek, “kanuna aykırı toplantı ve gösteri düzenlemek”, “ruhsatsız silah bulundurmak” gibi suçlardan ceza istendi.

ŞÜPHELİLERİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ
İddianamede, 35 şüpheli hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, "Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep edildi. Savcı Adem Meral, hazırladığı 38 sayfalık iddianameyi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme 15 gün içinde iddianamenin reddine ya da kabulüne karar verecek.

 İSTANBUL/DHA

Hits: 1094