YARGITAY’ın kadın cinayetlerinde emsal olacak kararı, Manisa’nın Kula ilçesinde işlenen bir cinayet üzerine alındı. Ali Bacak, 28 Mart 2012’de, bir çocuğunun annesi eşi Şükran’ı 14 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Bacak, Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde, eşiyle Uşak’taki ailesinin yanına gitmek istediği için tartıştıklarını ileri sürerek, şu iddiaları dile getirdi:
ÇOCUK ONDAN
“Eşime, çocuğumuz nedeniyle evi terk edemeyeceğini söyledim. Eşim, ‘Bu çocuk senden değil’ diye bağırdı. Bu olaydan 3-4 gün önce de yine, ‘Bu çocuk senden değil’ diye bağırmıştı. İlk söylediğinde şaka zannettim. Olay günü tekrarlayınca kendimi kaybettim. Mutfaktan bıçağı aldım. Çocuğum odasında yatıyordu. Evin neresinde, nasıl, ne kadar bıçakladım hatırlamıyorum. Kızımı alıp annemin evine götürmek için çıktığımda eşim daha ölmemişti. Anneme geldiğimde elimde kan vardı. Elimi yüzümü yıkadım, sonra jandarmaya teslim oldum. Pişmanım. Beni aldattığı, çocuğun benden olmadığını söyleyerek beni tahrik ettiği için öldürdüm.”
Ali Bacak’ın iddiaları doğrultusunda İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi’nde DNA testi yapıldı. Test sonucu, çocuğun Ali Bacak’a ait olduğu belirlendi. Yapılan telefon dökümü ve diğer incelemelerde de kocanın iddialarının aksine, Şükran Bacak’ın hiçbir erkekle ilişkisi tespit edilemedi.
ALDATMA GEREKÇE DEĞİL
Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Ocak 2013’te, “Aldatma karşısında duyulan öfke ile gerçekleştirilen eylemin cinayete gerekçe olamayacağı” nedeniyle, sanığa haksız tahrik indirimi uygulamayarak, kasten adam öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Dosya temyiz için Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne geldi. Yargıtay da kadın cinayetlerinde verilen cezalara emsal oluşturacak karara imza attı. Yargıtay, 2014/2534 No’lu kararla, yerel mahkemenin verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı. Yargıtay kararın gerekçesinde, “Kadının, eşini aldatmasının cinayete gerekçe olamayacağı, tahrik indrimi uygulanmamasının yerinde olduğuna” yer verdi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27145167.asp