Özel yetkilerle donatılan Sulh Ceza Hakimliği bireysel başvuruyla ilk kez Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Başvuruda bu mahkemelerin itiraz yolunu kapattığı vurgulandı.
Sahur baskınıyla 22 Temmuz'da gözaltına alınıp tutuklanan polislerin avukatları geçtiğimiz cuma günü Anayasa Mahkemesi'ne verdikleri dilekçede soruşturma sürecinde yaşanan hukuka aykırılıkları dile getirdi. Sulh ceza hakimliklerinin Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve doğal hakim ilkesine aykırı olduğu vurgulandı. Avukatlar,  bu mahkemelerin kurulmasıyla kişilerin etkili itiraz  yolunun kapatıldığı, Anayasa'daki üst dereceli mahkeme  tarafından tutukluluk halinin değerlendirilmesi  imkanının da ortadan kaldırıldığına dikkat çekti.
AYM’nin 22 Temmuz operasyonuyla tutuklanan polislerin  bireysel başvurusu üzerine vereceği karar bu hakimlikler  ile verdikleri tutuklama kararlarının hukuka  aykırılığının da tescili anlamanı gelecek. CHP’nin  Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla yasanın iptalini  istemesi halinde ise bireysel başvuruda vereceği karar  etkili olacak.
HAKLAR İHLAL EDİLDİ
AYM’ye başvuruda bulunan Avukat Kemal Şimşek’in  dilekçesinde müvekkillerinin Anayasa ve İnsan Hakları  Sözleşmesi’ndeki özgürlük ve güvence hakkı ile adil  yargılanma haklarının ihlal edildiği belirtildi.  Anayasa’daki doğal hakim ilkesine aykırılık sebebiyle de  bu hakimliklerin temel hakları ihlal ettiği vurgulanan  dilekçede, söz konusu hakimliklerin “Hiç kimse kanunen tabi  olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”  hükmüne aykırı olduğu ifade edildi. 
CHP HENÜZ DAVA AŞMADI
Sulh Ceza Hakimliği’ni öngören yasanın iptali ancak Cumhurbaşkanı ile  Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin imzasıyla mümkün. İptal  davalarını genellikle ana muhalefet partisi CHP, açıyor. CHP yasayla  ilgili AYM'ye henüz başvuruda bulunmadı. Bireysel başvuruda ise  vatandaşlar temel haklarının ihlal edildiği iddiasıyla başvuruda  bulunabiliyor. AYM’nin ihlal kararı vermesi durumunda mahkemelerin  hukuka aykırılığı ortadan kaldırması gerekiyor.
HUKUKA AYKIRI DELİLLER
Kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmaması  sebebiyle ihlal edildiği belirtilirken, adil yargılanma  hakkına ihlal olarak ‘cezaların şahsiliği ve lehe olan  kanunun uygulaması ilkesine aykırılık, kanuna aykırı  olarak elde edilen bulguların delil olarak kullanılması’  gibi gerekçeler sıralandı.
ÜSTE İTİRAZ YOK
Sulh ceza hakimliklerinin kurulması ile müvekkillerinin  Anayasa’nın 40. maddesindeki üst dereceli mahkeme  tarafından tutukluluk halinin değerlendirilmesi  imkanından da yoksun bırakıldığı ifade edildi.
METİN ARSLAN - BUGÜN GAZETESİ