İSTANBUL  - Çandır köyünün ormanlaştırma için 26 yıl önce Milli Emlak’tan aldığı  ‘Bağlar Sivrisi’ tepesi maden ocağına çevrilince, köy halkı maden  ocağının köyün sularına zarar verdiğini savunarak Ankara 8. İdaresi Mahkemesi’ne ruhsat iptal davası açtı. Mahkeme  davayı reddedince, karara itiraz eden köy halkı da Danıştay’a başvurdu.  Danıştay Sekizinci Dairesi, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin kararını  hukuka aykırı bularak mahkemenin aldığı kararı bozdu. 
1985  yılında Ankara’nın Kalecik ilçesine bağlı Çandır’a atanan öğretmenler,  köyde hiç yeşil alan olmadığını fark edince öğrencilerle birlikte bir  ağaçlandırma projesi geliştirdi. Çandır gençleri, bölgenin tek sulak  alanı olan 833 bin 544 metrekarelik ‘Bağlar Sivrisi’ tepesinin  ağaçlandırılması için köy halkını ikna etti. Köy heyeti, mera olarak  kullanılan Hazine arazisinin ağaçlandırılması için Ankara Defterdarlığı  Milli Emlak Müdürlüğü’ne başvurdu. Müdürlük, ‘tepenin ağaçlandırılması’  şartıyla araziyi 1986’da dönemin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na  devretti. 1986’dan 2012 yılına kadar Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile  Çandır sakinleri her sene kademeli olarak bölgede ağaçlandırma yaptı.
ÇORAK ARAZİ ORMANA DÖNDÜ
Eskiden çorak olan mera, ormanlık alana döndü. 2012 yılında Özgün Yapı Anonim Şirketi bölgede kalker ocağı kurmak için Çevre  ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlığın kalker ocağı kurmak  için ‘ÇED raporu gerekli değildir’ bilgisini vermesi üzerine şirket  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan maden ön arama ruhsatı alarak  Bağlar Sivrisi Tepesi’ne maden arama ve işleme tesisi kurdu. Çandır  sakinleri ise ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ile alınan maden ön arama  ruhsatının iptali için Ankara 8. İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
BİLİRKİŞİYE RAĞMEN
Mahkeme,  bölgede faaliyet gösterecek maden ocağının köyün su kaynaklarına zarar  verip vermeyeceğinin tespit edilmesi için bir bilirkişi heyeti  görevlendirdi. Maden işletme alanında inceleme yapan bilirkişi heyeti  hazırladığı raporda işletme alanında yapılacak dinamit patlatmalarının  bölgenin su kaynaklarına zarar vereceğini, madencilik faaliyetleri  sırasında köyün su rezervi konumundaki kireç taşlarının yok olacağını  tespit etti. Ağaçlandırma alanı olarak tahsis edilen alanın detaylı bir  ÇED çalışması yapılmaksızın faaliyete girmesi sonucunda geri dönülmez  çevresel sorunlarının yaşanacağını belirten bilirkişi heyeti, ÇED olumlu  raporu alınmadan verilen maden ruhsatının iptal edilmesini istedi.  Ancak Ankara 8. İdare Mahkemesi ise, bilirkişi heyetinin görüşünü  dikkate almadan ruhsat iptali için açılan davayı reddetti. Mahkeme  davayı ret etme gerekçesini de ‘bilirkişi heyetinin maden ruhsatı ile  ilgili değil, maden işletme izni ile ilgili görüş belirttiği’ şeklinde  ifade etti.
DANIŞTAY KARARI BOZDU
Ankara 8.  İdare Mahkemesi’nin ret kararına itiraz eden köy halkı Danıştay 8.  Dairesi’ne başvurdu. İtirazı değerlendiren Danıştay 8. Dairesi, Ankara  8. İdare Mahkemesi’nin aldığı ret kararını hukuka aykırı bularak Ankara  8. İdare Mahkemesi’nin ret kararını bozdu.
Köyün su kaynaklarını  savunmaya devam edeceklerini söyleyen Çandır köyü sakinlerinden Nurettin  Dinçer sözlerine şöyle devam etti: "Danıştay’ın aldığı karar lehimize.  Ancak şu anda maden ocağı dinamit patlatarak köyün su kaynaklarına zarar  veriyor. Köyün su kaynaklarına daha fazla zarar verilmemesi için maden  ocağının ruhsatının bir an önce iptal edilmesi lazım."
http://www.radikal.com.tr/cevre/su_savasinda_danistay_koyluyu_hakli_buldu-1206331