Torba yasa içerisinde yer alan ve çok tartışılan Yargıtay’ı tepeden tırnağa değiştiren düzenlemelerin yanında aynı torba kanunda yer alan sulh ceza hakimliğine ilişkin getirilen hükümler, bu mahkemelere özel yetkiler de getiriyor. Adli kaynaklardan edinilen bilgiye göre bu yasa ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması ve yerine sulh ceza hakimliğinin getirilmesi aslında tüm adliyelerin özel yetkili hakimlere bağlanması anlamını taşıyor. Buna göre her ilde ve iş yoğunluğu ve coğrafi durumu dikkate alınarak bazı ilçelerde sulh ceza hakimlikleri kuruluyor. Bu hakimler hem kendi adliyesindeki hem de kendisine bağlanan çevre ilçelerdeki tüm arama el koyma ve tutuklama taleplerine bakacak. Ayrıca eskiden Ağır Ceza Mahkemeleri’nin baktığı savcılıklar tarafından verilen takipsizlik kararlarının itirazlarına da Sulh Ceza Hakimliği bakacak. Adli kaynaklara göre daha önemlisi bu hakimlerin itirazlarına yine kendilerinin bakacak olması. Örneğin bir ilde 2 tane Sulh Ceza Hakimi varsa birinin kararına yapılan itiraza diğeri bakacak. Yani o ilde 40 tane hakim olsa bile sadece iki hakimle bütün ildeki soruşturmalara yön verilebilecek. Yargı kulislerinde ise sulh ceza hakimlerinin özel olarak seçileceği de konuşuluyor. Adliyelerde genel olarak kıdemsiz yeni başlayan hakimlerin Sulh Ceza Mahkemeleri’nde yetkilendirildiğine dikkat çeken yargı kulislerinde, bu görevler için özellikle son bir iki yılda göreve başlayan ve avukatlıktan alınan hakimlerin tercih edileceği belirtiliyor.
“YOLSUZLUK SORUŞTURMALARI KAPATILABİLİR”
Yargı çevrelerinde bu uygulamanın yolsuzluk soruşturmalarına etkisi şöyle anlatlıyor: “Mevcut durumda savcılar bir soruşturmada takipsizlik kararı verdiğinde bu karara yapılan itiraza Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bakılmakta. Takipsizlik kararlarına karşı bakacak Ağır Ceza Mahkemesi’nin ayarlanamadığı durumlarda savcıların takipsizlik kararlarının kaldırılması ihtimali var. Onun için şu ana kadar İstanbul’da yürütülen soruşturmalarda takipsizlik kararlarının verilemediği iddia ediliyor. Hiçbir duruşma ve mahkemeye çıkmayacak olan bu hakimler, bütün soruşturmalar üzerinde yetkili olabilecek. Bu, dinleme kararlarının daha tecrübeli ve adaletli olacağı gerekçesiyle Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından verilmesine ilişkin düzenleme yapılan bir dönemde tutuklama, takipsizliğe itiraz gibi çok önemli konularda sadece Sulh Ceza Hakimleri arasında kapalı devre kararlar verilmesine yol açacak.”
RADİKAL