İSTANBUL- Irak’ta bir dizi kenti ele geçiren Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) Türkiye’den 3 bin kadar militanın katıldığı iddia edilirken, örgütün İstanbul’da militan devşirerek Irak ve Suriye’ye gönderdiği şubeler ortaya çıktı.
Habertürk’ten Sorel Dağıstanlı’nın haberine göre, Güngören’de IŞİD bayrağı asılan ve gençleri örgüte katmak için faaliyet yürüten iki farklı yer bulunuyor. Habere göre, bu mekanlara İstanbul’un düşük gelirli semtlerinde sıklıkla rastlamak mümkün.
IŞİD'İN TABELASI VİTRİNDE
Güngören’de bulunan IŞİD tabelalarından biri Haznedar İslami Araştırma Yaşatma ve Yardımlaşma Derneği’nin (HİSADER) vitrininde, Suriye yardım kampanyaları ve uyuşturucuya karşı mücadele ilanlarıyla birlikte görülüyor. Diğer dükkan ise bir tabela dükkanı; vitrininde de yine IŞİD tabelası var. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, bu dükkanın camı geçen hafta ‘oğlumu verin’ diye bağıran bir kadın tarafından taşlanmış.
İddiaya göre bu şubelerle, IŞİD gençleri önce uyuşturucuya alıştırıyor, ardından örgütün ‘iyi kanadı‘ devreye girerek onları uyuşturucudan kurtarıyor ve cihada davet ediyor. Örgüt bunları yaparken, düşük gelirli semtlerden, 18-25 yaş arası aileleriyle sorunları olan çocukları seçiyor.
IŞİD'E KATILANLARIN BABALARI KONUŞTU
21 yaşındaki oğlunun 7 aydır Suriye’de IŞİD saflarında olduğunu söyleyen bir babaysa, “Oğlum eskiden yaşam tarzını İslami kurallara göre belirlemiyordu. Uyuşturucu kullandığını öğrendim. Bir grup gençle bir araya geliyordu. Sonra kendini namaza verdi. Sonra bizi kafir olmakla suçladı. Camide namaz kılmayacağını söylüyordu. Bir hafta sonu ayrıldı ve dönmedi. Oraya gittiğini arkadaşlarından öğrendim. 15 kişi gitmişler. Dönmesi için yalvardım ama ‘Dönemem, bir cihat için buradayız’ dedi. Oğlumdan sonra psikolojim bozuldu. Aklım hep onda” dedi.
Oğlu Suriye’ye gittiğinde henüz 19 yaşında olduğunu söyleyen bir diğer baba ise, şöyle konuştu: “Maddi durumumuz iyi değil. Oğlum kardeşleriyle çalışıyordu. Bir grup arkadaşları vardı. Bir gün namaz kılmaya başlamış, sonra da sakal bırakıp şalvar giymeye… Sorunca ‘Muhammed’i yaşamak istiyorum’ dedi. Sonra fark ettik ki, camiye değil apartman altlarındaki mescitlere gidiyor. Sonra ortadan kayboldu. Suriye’ye gittiğini öğrendik. Oraya gidince fikirleri değişmiş, dönmek istemiş. ‘Ben insan öldürmek için gelmedim, yapamam’ diyordu. Sonra bir gün döndü. Oraya gittikten sonra eğitimden geçiyorlar, sonra yemin ettiriyorlar. Oğlum yemin öncesinde biraz da kaçarak geldi.”
Habertürk’ten Sorel Dağıstanlı’nın haberine göre, Güngören’de IŞİD bayrağı asılan ve gençleri örgüte katmak için faaliyet yürüten iki farklı yer bulunuyor. Habere göre, bu mekanlara İstanbul’un düşük gelirli semtlerinde sıklıkla rastlamak mümkün.
IŞİD'İN TABELASI VİTRİNDE
Güngören’de bulunan IŞİD tabelalarından biri Haznedar İslami Araştırma Yaşatma ve Yardımlaşma Derneği’nin (HİSADER) vitrininde, Suriye yardım kampanyaları ve uyuşturucuya karşı mücadele ilanlarıyla birlikte görülüyor. Diğer dükkan ise bir tabela dükkanı; vitrininde de yine IŞİD tabelası var. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, bu dükkanın camı geçen hafta ‘oğlumu verin’ diye bağıran bir kadın tarafından taşlanmış.
İddiaya göre bu şubelerle, IŞİD gençleri önce uyuşturucuya alıştırıyor, ardından örgütün ‘iyi kanadı‘ devreye girerek onları uyuşturucudan kurtarıyor ve cihada davet ediyor. Örgüt bunları yaparken, düşük gelirli semtlerden, 18-25 yaş arası aileleriyle sorunları olan çocukları seçiyor.
IŞİD'E KATILANLARIN BABALARI KONUŞTU
21 yaşındaki oğlunun 7 aydır Suriye’de IŞİD saflarında olduğunu söyleyen bir babaysa, “Oğlum eskiden yaşam tarzını İslami kurallara göre belirlemiyordu. Uyuşturucu kullandığını öğrendim. Bir grup gençle bir araya geliyordu. Sonra kendini namaza verdi. Sonra bizi kafir olmakla suçladı. Camide namaz kılmayacağını söylüyordu. Bir hafta sonu ayrıldı ve dönmedi. Oraya gittiğini arkadaşlarından öğrendim. 15 kişi gitmişler. Dönmesi için yalvardım ama ‘Dönemem, bir cihat için buradayız’ dedi. Oğlumdan sonra psikolojim bozuldu. Aklım hep onda” dedi.
Oğlu Suriye’ye gittiğinde henüz 19 yaşında olduğunu söyleyen bir diğer baba ise, şöyle konuştu: “Maddi durumumuz iyi değil. Oğlum kardeşleriyle çalışıyordu. Bir grup arkadaşları vardı. Bir gün namaz kılmaya başlamış, sonra da sakal bırakıp şalvar giymeye… Sorunca ‘Muhammed’i yaşamak istiyorum’ dedi. Sonra fark ettik ki, camiye değil apartman altlarındaki mescitlere gidiyor. Sonra ortadan kayboldu. Suriye’ye gittiğini öğrendik. Oraya gidince fikirleri değişmiş, dönmek istemiş. ‘Ben insan öldürmek için gelmedim, yapamam’ diyordu. Sonra bir gün döndü. Oraya gittikten sonra eğitimden geçiyorlar, sonra yemin ettiriyorlar. Oğlum yemin öncesinde biraz da kaçarak geldi.”
yurtgazetesi