Erdoğan’ın mezhepçi, ayrımcı ve ötekileştirici politikalarının tüm dünya tarafından görülmeye başlandığını ifade eden Öker, Başbakan’ın Köln ve Meclis’te Alevileri hedef alan son konuşmalarını “Alevilere savaş ilanı” olarak yorumladı.
RABİA YILMAZ [email protected]/@rabiaylmaz
Başbakan Erdoğan’ın önce Almanya’nın Köln kentinde ardından da salı günü Meclis’teki grup toplantısında Alevileri hedef gösteren konuşmalarının yankıları sürüyor. Köln’de kendisini protesto eden Alevilere dair sert söylemlerde bulunan Erdoğan, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker’i de bizzat hedef gösterdi. Erdoğan’ın Alevilere dair düşmanlığını Öker ile konuştuk.
‘DÜŞMANLIĞI TESCİLLENDİ’
Erdoğan’ın son dönemde Alevi yurttaşlara dair söylemlerini ‘Alevi düşmanlığı’ olarak niteleyen Öker, ‘’Başbakan, kişiliğini, yaşamını, hayata bakış açısını siyasette Erdoğan’ı Erdoğan yapan değerler neyse, onları dışa vurdu. Artık çıplak bir şekilde Erdoğan’ı gördük. Bizim için bu şaşırtıcı bir olay değildi. Başbakan olduğu günden itibaren biz Erdoğan’ın, bu Erdoğan olduğunu biliyorduk. Gençlik süreci olsun, politik süreci olsun, Milli Görüş içerisindeki mücadele sürecinde olsun; bu ideoloji ile yoğurulmuş bir şahsiyetin Alevi sorununa yaklaşımı taktiksel bir yaklaşım değil sadece. Tam bir Alevi düşmanı olduğu tescil edilmiş oldu. Alevilere yönelik mezhepsel değerler üzerinden nefret duyguları ile yaklaştığı, asimilasyonun ötesinden bir hıncının, bir kininin olduğu ortaya çıkmış oldu. Önümüzdeki dönemde de Alevilere yönelik açık bir şekilde kendi potansiyelini kemikleştirecek ve mücadeleyi o cepheden netleştirecek’’ dedi.
‘VUR-KAÇ TAKTİĞİ UYGULUYOR’
Erdoğan’ın söylemleriyle toplumda bir kutuplaşma yaratmayı ve Alevileri düşmanlaştırmayı hedeflediğini belirten Öker şöyle devam etti:
“Aleviler üzerindeki baskıyı 12 yıldır vur-kaç taktikleri ile gerçekleştiriyor. Bölüm bölüm ve dönem dönem yaptı. Seçim sürecinde ya da seçimler yaklaşırken, bu taktiği hep izledi. Biliyor ki, Türkiye’de ciddi bir muhafazakâr potansiyel var. Bu devlet o insanları öyle bir noktaya getirdi ki, bu insanların büyük bir bölümünü hizaya sokan, kemikleştiren potansiyel Aleviler. Çocukluklarından, imam hatipten evde aldıkları eğitimlerdeki değerler içerisinde hep bugüne kadar kendi inanç önderlerine göre Aleviler hep, sapık, zındık, kafir görülür. Dolayısıyla da katli vacip görülür. Bu değerlerle yetişen insanların buradan uzaklaşması, bunun hesaplaşması pek mümkün değil. Dolayısıyla da iktidar Alevileri düşman gösterdiği an, bu muhafazakâr çoğunluğun arkasında olduğunu 12 yılllık tecrübe ile tespit etmiş bulunmakta.”
‘KONUŞMASI SAVAŞ İLANIDIR’
Alevilere karşı korku ve sindirme politikası uygulandığını, Erdoğan’ın son konuşması ile Alevilere savaş açtığını ifade eden Öker, Aleviler için bu sürecin bir dönüm noktası olduğunu belirten sözlerine şöyle devam etti:
“Aleviler bu ülkede Alevi olarak yaşayacaklarsa, bu Siyasal İslamcı ve faşist düşünceye kökten karşı gelmeleri gerekir. Çünkü korku yayıyor ve egemenliğini korku üzerinden yürütüyor. Bir defa Alevilerin cesur bir şekilde ‘Biz sana teslim olmayacağız. Senden korkmuyoruz. Çünkü senin yok etmek istediğin değerler, bizim geleceğimiz’ demesi lazım. Bu karşı duruşu gerçekleştirmek için, Alevilerin bugüne kadar yaşadıkları gibi yaşamaları, bugüne kadar örgütlendikleri şekilde örgütlenerek bağlılıklarını devam ettirmek şansı yok. Bu bir dönüm noktasıdır. Erdoğan’ın en son konuşması, bir savaş ilanıdır. ‘Benin egemenliğimde bu ülkede Aleviler, Alevi olmayacak. Ancak benim istediğim şekilde yaşayabilirler’’ ilanında bulundu. Alevilerin bu savaş karşı gelmedikleri sürece var olma şansları yok. Kendi mücadelelerinin öznesi olmadan, kendi örgütlülüklerini bugünün ihtiyacına uygun hale getirmeden Alevilerin gelecek şansı yok. Aleviler, kendi dışında bir bütün, bu ülkeyi Ortaçağ zihniyetinde tekrar mezhepler arası, inançlar arası savaşa götürecek anlayış karşısında, cepheyi genişleterek, öteki görünen herkesle, AKP’nin bu faşist politikası karşısında hayatın her alanında mücadele edenler, toplumsal kesimler mutlaka, kendi mücadeleleriyle buluşturması gerekir. Ona fırsat vermemesi lazım. Alevileri sanki sorunun kaynağı Sünnilikmiş gibi veya Sünni halktan kaynaklanan bir durum varmış gibi Erdoğan’ın çekmek istediği tuzağa düşmemesi gerekir. Bu bir Alevi-Sünni sorunu değil. Sorun siyasal islamın ve devletin Alevileri asimile etme, eritme politikası olduğunu Alevilerin asla unutmaması gerekir.”
‘AKP BİR PENTAGON PLANIDIR’
Batı’nın Erdoğan’a dair eleştirilerini, aralarındaki ekonomik çıkarlar çerçevesinde gerçekdışı bulduğunu, Türkiye’nin dinamiklerini kaybettiği anda AKP yandaşı olabileceklerini belirten Öker, “Artık Küresel bir politika var. Emperyalizmin Ortadoğu ve Türkiye’ye biçmiş oldukları misyonu biliyoruz. Onların bir hesapları var. AKP iktidarı, bir Pentagon planı olması ve hatta Batı’nın da destek vermiş olduğu bir plan olmasına rağmen, bugün Erdoğan’ın yürüttüğü politikadan, günümüzün teknolojisiylede, buradaki zulümdar, zalim, baskıcı, otoriter uygulamaları Batı halkı tarafından da yakından izleniyor’’ dedi.
‘ALEVİLERİN CAN GÜVENLİĞİ YOK’
Öker, Alevilerin örgütlenme noktasında eksikleri olduğunu ve eşit hak mücadelesinin dışında artık can güvenliği ve yaşam hakkı gibi sorunları olduğunu belirtti. Alevilerin mezhepsel tartışmaları bir kenara bırakıp, cephesel bir örgütlenmeye gitmesi gerektiğini savunan Öker şunları söyledi:
“Şu an Türkiye’de Alevileri bekleyen en büyük tehlike, Erdoğan’ın Alevi düşmanı olmasını deklare etmesi değil. Zaten bunu herkes biliyordu. Şu an tehlikeli olan nokta, Alevilere yönelik açılan bu savaş karşısında Alevilerin bir bütün olarak kendisini yok edecek bu politika karşısında bir karşı hat yaratılamamış olması. En fazla kafa yorulması gereken nokta, Alevilerin bu tehlike karşısında var olma noktasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirememesi. Burada yapılması gereken, hızlı bir şekilde Alevilerin bugün cephesel bir şekilde örgütlenmesi gerekir. Bunu yaparken de, Aleviler teolojik tartışmalara takılıp kalmamalılar. Kendi içlerindeki farklılığı öne koymamalılar. Şu an can güvenliği ve yaşama sorunları var. Yıllardır eşit hak mücadelemiz var. Öncelik Alevilerin can güvenliklerini korumak olmalı. Gezi sürecinde de gördük. Teker teker Alevi gençleri katlettiler. Türkiye çapından bir dernek, bir dergâh veya bir lokal adıyla bu iş yürümez. Bütün mevcut dernekleri, bir hareketin bir araya getirmesi gerekir. En doğrusu eşit haklar hareketidir. Türkiye’de nerede Aleviler yaşıyorsa, genel bir örgütlenmeye gidilmesi gerekir. Asla mezhepsel, kendini yalnızlaştıracak yöntemlerle değil, bulundukları alanlarda demokrasi güçleriyle, kendilerine yöneltilen mücadeleyi buluşturmalılar. Artık semt cemevleri ile, dergâhlarla, kendi inançsal ihtiyaçlarını gidermek amacıyla yarattığı örgütlenmelerle bugünün ihtiyacına cevap verilemez.”
‘AKP, SAVAŞI ALEVİ BÖLGELERİNE TAŞIDI’
İktidarın Alevilere karşı izole ve böl parçala politikası izlediğini belirten Öker, “Yakın süreçte AKP savaşı Alevilerin yoğunluklu yaşadığı bölgeye sıçrattı. Aleviler toplumdan izole ediliyor. Bundan önce eylemler kent merkezlerinde yapılırdı. Ankara’da Kızılay’da yapılan eylemler, Tuzluçayır’a kaydırıldı. İstanbul’da Alevilerin yoğunluklu olarak yaşadığı Gazi, 1 Mayıs Mahallesi, Okmeydanı... Çatışmayı Alevilerin evinin önünde yaptırıyor. Alevilere yönelik faşist saldırıları normal halk görsün istemiyor. İzole ve böl parçala politikası yürütülüyor. Bu nedenle mücadelenin bu alanlarla sınırlı kalmayıp, ülkenin bütününe hitap etmesi gerekiyor. Önümüzdeki süreçte Alevi toplumunun siyasal bir seçeneği de olacaktır. Alevi toplumunun göbekten bağlı olduğu siyasi partilerin Alevi sorunsalına bir cevap verememiş olmalarından dolayı, belki bir parti değil fakat kendini gücünü ortaya koyacak ve mücadele edecek siyasi bir yapı ortaya çıkacaktır” dedi.
‘’ERDOĞAN’IN SALTANATI SONA ERECEK’
Erdoğan’ın faşist uygulamalarının Alevi korkutmaya yetmeyeceğini ve faşist uygulamalarının Erdoğan iktidarının sonunu getireceğini vurgulayan Öker şöyle devam etti:
“O kendi ırkçı, faşist, islamcı ideolojisinin gereğini yerine getiriyor. Biz de, kendi halkımızın bu yüzyılda eşit haklara sahip olması, eşit haklara kavuşmasının mücadelesini veriyoruz. Bu nedenle Erdoğan’ın söylediklerinin bizim cephemizde hiçbir anlamı yok. Ne yaparsa yapsın ona teslim olmayacağız, kendisinden korkmuyoruz. Tarihte Erdoğan’ın misyonunda yıkılmaz denilen bir çoğunun insanların vicdanında nasıl lanetlendiğini ve tarihin çöp sepetine atıldığını biliyoruz. Avrupa’da başardığımız mücadele birliğini Türkiye’de de gerçekleştirirsek, Erdoğanı’ın saltanatı da sona erecek.”
***
Başbakan’ın gittiği yol, yol değil
Erdoğan ve Hükümet’in mezhepçi, ayrımcı politikalarının hedefindeki Aleviler tedirgin. Erdoğan’ın kendileri üzerinden ülkeyi kutuplaştırmaya çalıştığını söyleyen Alevi örgüt temsilcileri, Erdoğan’ın kendilerini kirli politikalarına alet etmeye çalıştığını kaydederek bu oyuna düşmeyeceklerini ifade etti.
»Müslüm Doğan (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı) : Başbakan’ın Aleviler ile ilgili yaklaşımı egemen Sünni devlet anlayışının devamı. Sünni İslam, hükümet olmaktan çok devlet olma çabası içine girdi. Başbakan Alevileri ayrıştırarak toplumsal mücadelenin dışına itmek, oradan koparmak istiyor. Gezi sürecinde öldürülenlerin hepsi Alevi, bu rastlantı değil. Bu Alevilerin toplumsal mücadeledeki yeriyle ilgili, siyasi İslam bunu belirledi. Alevileri ötekileştirmek, yalnızlaştırmak istiyor. Aleviler bu hataya düşmez. Aleviler, sınıfsal konumu, toplumsal mücadele içindeki yeri itibariyle toplumsal muhalefetin en önemli temelidir. Başbakan’ın ‘açılım’ sözlerinin ciddiye alınacak yanı yok, Alevilerin temel istemlerinden uzak olduklarını önceki çalıştaylarında da gösterdiler. İçi boş, Alevileri kandırmaya dönük siyaset biçimi. Bu gittikleri yol bir uçurumdur.
»Ercan Geçmez (Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı): Başbakan samimi değil. 2009’da başladığı Alevi çalıştaylarının altından kalkamayacağını görünce işi sulandırmaya başladı. Bu kez Aleviliği tarife başladı, Alevileri kavga ettirerek işin içinden çıkacağını zannetti. Kendi gibi düşünenlerden Alevi dernekleri kurdu. Kendini Alevi ilan etti, her türlü densiz, yersiz konuşmayı yaptı. Türkiye’nin Başbakanı, bizim de Başbakanımız ama o artık onu başbakan yapan Sünnilerin sorunu. Açılımlardan vazgeçip bütün ülkeyi kucaklayacak bir Anayasa yapmalı.
***
Alevi gençler ne düşünüyor?
»Gamze Ayduğan (20): AKP Alevilerin kültürel/inançsal kimliğini yok sayan bir yerden “Alevi Açılımı” tasarlıyor. Samimiyetsizliğini anlamak için, onca gürültülere ve “çalıştaylara” rağmen sonuçsuz kalan tüm sözde açılımlara ve birde Gezi Direnişi’nin şehitleri için Başbakan’ın “öldü geçti” demesine bakmak sanırım yeter.
»Şirin Aktaş (22): Alevi açılımının başından beri demokratik ve samimi “açılım” olmadığını, sadece Erdoğan’ın kendi kitlesini manipüle etme taktiği olduğunu düşünüyorum. Aleviler devletleşmiş Sünnilik zihniyeti üzerinden, en önemlisi de AKP’nin Alevi nefreti ve ayrımcılığı üzerinde kutuplaştırdığı politikalar Gezi Direnişi’nde Alevi gençlerinin öldürülmesine varmıştır. Son Okmeydanı’nda cemevimize yapılan saldırı ve Uğur Kurt’u polisin öldürmesiyle ortaya çıkan tablo göz önünde bulundurulursa kesinlikle kimse bundan medet ummamalıdır. Medet ancak eşit haklar için birlikte örgütlenmektir.
birgün