Eşi Ercan Ö. hakkında açtığı boşanma davası yerel mahkemede haklı bulunup tazminat ve nafaka almaya hak kazanan Duygu Ö. isimli kadın , temyiz aşamasını beklemeden başka birisiyle birlikte olunca Yargıtay, Duygu Ö.’yü ‘ağır kusurlu’ buldu. Yerel mahkemenin kararını bozan Yargıtay, nafaka ve tazminatın geri alınarak, kadının kocasına tazminat ödemesi yönünde karar verdi.
Emsal teşkil edecek kararın süreci şöyle gelişti: Duygu Ö. isimli kadın, kocası Ercan hakkında ‘kendisine hakaret ettiği, birliktelik vazifelerini yerine getirmediği’ gerekçesiyle boşanma davası açtı. Davaya bakan Ereğli 2. Aile Mahkemesi, kadını haklı buldu ve çiftin boşanmalarına, ayrıca ağır kusur işleyen kocanın kadına tazminat ve nafaka ödemesine karar verdi.
Yargıtay bozdu
Evlilik sürecinde kusurlu olmadığını iddia eden koca Ercan Ö. ise temyiz başvurusunda bulundu. Temyiz aşamasında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne bir dilekçe ile başvuran koca, “Dava bitmeden (kesinleşmeden) karısının başka bir erkekle ilişki yaşadığını, bu ilişkiden bir erkek çocuk doğurduğunu” ihbar ederek, doğum raporlarını sundu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kocayı haklı bularak yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak davaya yeniden bakan yerel mahkeme “yaşanan olay boşanma davasından sonra gelişmiştir” diyerek önceki kararında direndi.
Emsal karar
Uyuşmazlık üzerine bu kez dosya ‘sadakatsizlik’ başlığı altında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Kurul üyelerinin de kendi aralarında yaşadığı tartışma sonucu şu gerekçeli karar verildi: “Medeni Kanun gereğince, eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Kanunda belirtilen bu sadakat yükümlülüğü evliliğin yasal olarak son bulmasına kadar devam edecektir. Mahkemece verilen boşanma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Bu süreçte eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının dikkate alınması kurul tarafından kabul edilmiştir. Kadının başka bir birliktelikten çocuk dünyaya getirmesi sadakat yükümlüğünün ihlali nedeniyle taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkân vermeyecek derecede bir geçimsizlik bulunduğu sabit olduğundan davacı kadının daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gereklidir. Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
http://www.radikal.com.tr/turkiye/bosanan_ciftler_dikkat-1193635
