Yeni yargı paketi TBMM'ye sunuldu. İşte 5. Yargı Paketindeki değişiklikler

~ 14.05.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Kamuoyunda yargı paketi olarak bilinen ve çocuklara yönelik bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara 30 yıl yerine 39 yıl, müebbet hapis cezası alanlara 24 yıl yerine 33 yıl ceza öngören Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarı, esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapanlara verilen cezayı artırıyor. Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişiye verilen 1 yıldan 7 yıla kadar olan hapis cezası, 5 yıldan 12 yıla çıkarılıyor.

Özellikle kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi 1  yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.

İdari yargıda itiraz, kanun yolu yerine istinaf kanun yolu olarak öngören tasarıyla, bu doğrultuda Harçlar Kanunu'nda gerekli uyum düzenlemesi yapılıyor.

Temyiz, istinaf ve itiraz harçlarında, yürütmenin durdurulmasına ilişkin itirazlar dahil olmak üzere bölge idare mahkemelerine "itirazen yapılacak başvurularda" ibaresi, "yapılacak istinaf yolu başvurularında" şeklinde değiştiriliyor.

Bölge idare mahkemeleri

Tasarı, bölge idare mahkemelerinin oluşumunu yeniden düzenliyor.

Bölge idare mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşacak.

Bölge idare mahkemelerinde, biri idare diğeri vergi olmak üzere en az 2 daire yer alacak. Gerekli hallerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine HSYK'ca artırılıp azaltılabilecek.

Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacak. Bölge İdare Mahkemesi başkan ve üyeliklerine HSYK tarafından atama yapılacak.

Bölge idare mahkemelerinin görevleri arasında, istinaf başvurularını inceleyip karara bağlamak da yer alacak. Bölge idare mahkemeleri ayrıca,  yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlayacak.

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge idare mahkemesi başkanı ile daire başkanlarından oluşacak. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge idare mahkemesi daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyecek, daireler arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlayacak, hukuki veya fiili nedenlerle bir dairenin kendi üyeleriyle toplanamadığı hallerde ilgisine göre diğer dairelerden üye görevlendirecek. Başkanlar kurulu eksiksiz toplanacak, çoğunlukla karar verecek.

Bölge idare mahkemesi daireleri, ilk derece mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını ve yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlayacak.

Bölge idare mahkemesi başkanı ve daire başkanları, birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birinci sınıfa ayrılmış olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından HSYK'ca atanacak.

Bölge idare mahkemesi başkanı, daire başkanları ve üyeleri, istekleri olmaksızın 4 yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamayacak. Ancak ihtiyaç bulunması halinde muvafakatleri alınarak veya haklarında yapılacak soruşturma sonunda görev yeri veya görevlerinin değiştirilmesine HSYK'ca karar verilebilecek. Danıştay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üzerine HSYK tarafından bölge idare mahkemesi başkan veya daire başkanı olarak atanabilecek.

Her daire, bir başkan ve 2 üyenin katılımıyla toplanacak. Görüşmeler gizli yapılacak, kararlar çoğunlukla verilecek. Hukuki veya fiili nedenlerle bir daire toplanamazsa, başkanlar kurulunun kararıyla diğer dairelerden; bu da mümkün olmazsa, HSYK tarafından diğer bölge idare mahkemelerinden yetkili olarak görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanacak.

Her bölge idare mahkemesinde bir bölge idare mahkemesi adalet komisyonu bulunacak.

Her idare ve vergi mahkemesinde bir yazı işleri müdürlüğü kurulacak. Adalet Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde ayrıca idari, mali ve teknik işlerle ilgili müdürlükler oluşturulacak.

3 ay içinde kurulacak

Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da öngörülen tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin parasal sınırın, her takvim yılı başında yeniden değerleme oranında arttırılması sırasında 10 milyon lirayı aşmayan bölüm yerine artık bin lirayı aşmayan kısım dikkate alınmayacak.

Adalet Bakanlığı, tasarının yasalaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde öngörülen bölge idare mahkemelerini kuracak. Mevcut bölge idare mahkemeleri, ilan tarihine kadar faaliyetlerine devam edecek. İlan tarihi itibarıyla, mevcut bölge idare mahkemelerinde bulunan dosyalar; yargı çevreleri
 dikkate alınarak  kurulan bölge idare mahkemelerine devredilecek.

Bölge idare mahkemeleri, göreve başlamadan önce HSYK'ca bu mahkemelerin başkanları, daire başkanları ve üyelerinin atamaları yapılacak.

İvedi yargılama usulü geliyor

Tasarı, idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırıyor.

İvedi yargılama usulü, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri, acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar,  Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde alınan Bakanlar Kurulu kararlarından doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanacak.

İvedi yargılama usulünde, dava açma süresi 30 gün olacak. 7 gün içinde ilk inceleme yapılacak, dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak.

Savunma süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak, bu süre bir defaya mahsus en fazla 15 gün uzatılabilecek.

Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilecek kararlara itiraz edilemeyecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 1 ay içinde karara bağlanacak.

İstinaf yolu

İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde istinaf yoluna başvurulabilinecek.

İstinaf yoluna başvurulamayacak davalar tasarıda şöyle sıralanıyor:

İlk, orta ve yükseköğrenim öğrencilerinin not tespitleri ile bu öğrencilere uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,

Kamu görevlilerinin lojman ve izin işlemlerine,

Kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının üyelerine uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,

Asker ailelerine yardımla ilgili işlemlere,

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu gereğince kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan sosyal yardımlarla ilgili işlemlere,

Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasıyla ilgili işlemlere karşı açılan davalar,

Konusu 5 bin lirayı geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları.

Bunlar hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olacak.

İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabi olacak. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilecek.

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verecek.

Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmazsa, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verecek.

İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacak.

15 gün içinde temyiz hakkı

Tasarıya göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları, konusu  yüz bin lirayı aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davalar, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya 30 veya daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları, müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları ve imar planları ile Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararlarına karşı açılan iptal davaları hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz edilebilecek.

Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin kanunun "idari davaların açılması" maddesi esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hallerde, ilgili fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştay'ın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilecek.

Temyiz incelemesi sonunda Danıştay, kararı hukuka uygun bulursa,  kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek ve kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacak.

Temyiz incelemesi sonunda Danıştay, görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacak.

Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilecek.

Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç "temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem" başlıklı madde hükümleri kıyasen uygulanacak.

Temyize konu edilen kararı veren ya da karara katılan hakim aynı davanın temyiz incelemesinde görev alamayacak.

Temyiz incelemesi

Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, dosyayla birlikte kararı veren merciye gönderilecek. Bu karar, dosyanın geldiği tarihten itibaren 7 gün içinde taraflara tebliğ edilecek. Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili mercii, dosyayı öncelikle inceleyecek ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verecek.

Bölge idare mahkemesi, Danıştayca verilen bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilecek. Danıştay'ın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacak.

Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi halinde, talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu'nca incelenecek ve karara bağlanacak. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunlu olacak.

Kanun yararına temyiz kurumunda değişiklik

İdari yargıda istinaf kanun yolunun kabul edilmesinin zorunlu sonucu olarak kanun yararına temyiz kurumunda değişiklik yapıldı. Buna göre idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar aleyhine kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilecek.

İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "temyiz veya itiraz istemlerinde yürütmenin durdurulması" maddesinin başlığında yer alan "itiraz" ibaresi "istinaf', 1. fıkrasında yer alan "itiraz yoluna" ibaresi "istinaf yoluna", "itirazı" ibaresi "istinaf başvurusunu" ve son cümlesinde yer alan "kararların temyizi" ibaresi "kararlara karşı temyiz ya da istinaf yoluna başvurulması" şeklinde değiştirildi.

Aynı kanunun "Yargılamanın yenilenmesine ve kararın düzeltilmesine ilişkin özel hükümler" başlıklı maddesinin başlığı "Yargılamanın yenilenmesi  usulü", maddenin  5. fıkrasında yer alan "53, 54 ve bu" ibaresi "bu madde ile
 53." olarak değiştirildi. Maddenin 3 ve 4. fıkralarında yer alan "ve kararın düzeltilmesi" ibareleri ile 5. fıkrasında yer alan "ve kararın düzeltilmesinde" ibaresi yürürlükten kaldırıldı.

Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacak. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanacak.

Bu maddenin yayımı tarihinden önce karar düzeltme isteminde bulunulanlar ile karar düzeltme başvuru süresi geçmemiş olanlardan başvuru yapılanların karar düzeltme istemlerinin görülmesine devam edilecek.

38 daire olduğu hükme bağlandı

Tasarıda, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda öngörülen parasal sınırların her takvim yılı başında yeniden değerleme oranında artırılması sırasında bin Türk Lirası'nı aşmayan bölümünün dikkate alınmayacağı hükme bağlandı.

Yargıtay dairelerinin hukuk veya ceza dairesi olarak sayılan belirtilmeksizin toplam 38 daire olduğu hükme bağlandı. Bunların kaçının hukuk kaçının ceza dairesi olacağına ve bu daireler arasındaki iş bölümüne ihtiyaca göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından karar verilmesi öngörüldü.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nu oluşturan daire başkanları ve üyelerin sayısı, daha katılımcı ve çoğulcu bir Kurul oluşturulmasını sağlamak amacıyla 8'den 12'ye çıkarıldı. Yedek üyelerin sayısı da 4'ten 8'e yükseltildi. Böylece daha çok sayıda daire başkan ve üyelerinin Birinci Başkanlık Kurulu'nda temsili sağlanacak.

Tasarıyla, 38 olarak öngörülen dairelerin hukuk veya ceza dairesi olarak sayılarının ve bunlar arasındaki işbölümünün Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından belirlenebilmesine imkan tanınacak. Başkanlar Kurulu'nun hazırladığı işbölümü karar tasarısı üzerinde Büyük Genel Kurul'da değişiklik teklif edilebilmesi için gerekli üçte bir oranı onda bir olacak şekilde değiştirildi.

Ceza daireleri arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamedeki nitelendirme esas alınacak. Böylece dosyaların zaman ve emek kaybına yol açmaksızın görevli daireye intikali sağlanacak.

Birinci Başkanın onayıyla Yargıtay'da genel sekreter yardımcısı olarak görev yapacak tetkik hakimlerin niteliklerinde değişiklik yapıldı. Buna göre genel sekreter yardımcısı olabilmek için birinci sınıf olma şartı aranacak.

Kıdem süresi uzatılıyor

Yargıtay Kanunu'nda değişiklik yapılarak bazı unvanlar için kıdem süresi uzatılıyor. Yargıtay Birinci Başkanı seçilmek için en az 10 yıl, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Birinci Başkanvekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili seçilebilmek için en az beş yıl, daire başkanı seçilebilmek için ise en az üç yıl süreyle Yargıtay üyeliği yapma zorunluluğu getiriliyor.

Tasarıyla Yargıtay Genel Sekreteri'nin nitelikleri, seçimi ve görev süresi de düzenlenecek. Buna göre Genel Sekreter, en az beş yıl Yargıtay üyeliği yapmış olanlar arasından Yargıtay Birinci Başkanı tarafından seçilecek. Genel Sekreter, kural olarak iki yıl görev yapacak. Yönetim işlerinde birinci başkanın yardımcısı olarak görev yapan Genel Sekreter'in görevi, birinci başkanın görevinin daha önce sona ermesi halinde de sona erecek. Görevi sona eren Genel Sekreter, bir kez daha seçilebilecek.

Her üye ancak bir adaya oy verebilecek

Yargıtay Kanunu'na eklenen bir diğer madde ile de Anayasanın 154 üncü maddesi uyarınca Yargıtay tarafından aday gösterilecek beş aday içinden Cumhurbaşkanı'nca seçilmesi öngörülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili için Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda aday gösterme sırasında her üyenin ancak bir adaya oy verebilmesi esası getiriliyor.

Tasarı ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'na hukuk ve ceza daire başkanları arasından üçer asıl ve ikişer yedek üye, hukuk ve ceza dairelerinde üye olarak görev yapanlar arasından da üçer asıl ve ikişer yedek üye seçilecek. Böylece Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun üye sayısı 8'den 12'ye çıkarılacak. Ayrıca Birinci Başkanlık Kurulu'na üye seçilebilmek için, üç yıl süreyle Yargıtay üyeliğinde çalışmış olmak şartı aranacak.

Yargıtay Kanunu'na eklenen geçici madde ile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, iş durumunu dikkate alarak, ceza ve hukuk dairelerinin sayısı ile bu daireler arasındaki iş bölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlaması ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun onayına sunması hükme bağlanacak. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar, bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam edecek. Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları mevcut halleriyle ilgili daireye gönderilecek.

Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararının Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu yeniden belirlenecek. Yeni oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak Yargıtay'ın tüm üyelerinin hangi dairelerde görev yapacağını yeniden tespit edecek. Genel Sekreter ve genel sekreter yardımcıları bu Kanunda yapılan değişikliğe uygun olarak yeniden seçilecek.

Personel eğitim merkezi kurulacak

Tasarı ile Adalet Bakanlığı'nın teşkilatını düzenleyen 2992 sayılı Kanunda düzenleme yapılarak, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı personelinin, adaylık, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimini yapacak, Eğitim Dairesi Başkanlığı'na bağlı personel eğitim merkezleri kurulacak. Bu merkezlerin sayısının ihtiyaca göre belirlenmesi öngörülüyor.

Türkiye Adalet Akademisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle de adli ve idari yargı hakim ve savcılarına yönelik meslek içi eğitimin ücretsiz olarak yapılması sağlanacak.

Tasarıya göre, tek hakimli asliye ticaret mahkemeleri, bazı davalar bakımından heyet mahkemeleri haline getirilecek. Yeni düzenleme ile asliye ticaret mahkemelerinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunması öngörülüyor. Mahkeme önüne gelen davalar, kural olarak bir hakim tarafından incelenecek ve karara bağlanacak. Ancak, bazı durumlarda ve değeri 250 bin liranın üzerinde bulunan davalarda ticaret mahkemeleri heyet halinde karar verecek. 250 bin liranın altında kalan veya nitelik olarak daha basit olan davalarda heyet üyesi olan tek hakim tarafından karar verilecek.

Tasarıya göre, sulh ceza mahkemeleri kaldırılarak, sulh ceza mahkemelerinin yargılamaya ilişkin görevi asliye ceza mahkemesine devredilecek. Diğer yandan, esas itibariyle soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gereken kararları almak ve işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hakimliği kurulacak. Buna göre, ceza muhakemesinin soruşturma aşamasında gözlem altına alma, şüphelinin beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması, yakalama emri, tutuklama, adli kontrol, arama ve elkoyma gibi ceza muhakemesi işlemleri veya bazı koruma tedbirleri hakkında karar verme yetkisi bu hakimliklere verilecek.

Sulh ceza hakimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu gözönünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca kurulacak.

Tasarı ile Yargıtay daire başkanı ve üyeleri arasından bölge adliye mahkemesi başkanlığı ve daire başkanlıkları ile Cumhuriyet başsavcılığına atanma usulü yeniden düzenleniyor. Yargıtay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca bölge adliye mahkemesi başkanlığına, daire başkanlıklarına veya Cumhuriyet başsavcılığına atanabilecek. Bu şekilde ataması yapılanların başka bir bölge adliye mahkemesine atanmasında da aynı usul uygulanacak. Bu suretle atananlar, Yargıtay üyeliği sıfatını, kadrosunu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük haklarım muhafaza edecek. Bunların aylık ve ödenekleri ile her türlü mali ve sosyal haklarının Yargıtay bütçesinden ödenmesine devam edilecek. Disiplin ve ceza soruşturma ve kovuşturmaları bakımından Yargıtay üyeleri hakkındaki hükümlere tabi olacaklar. Bu görevde geçen süre Yargıtay üyeliğinde geçmiş sayılacak Bu şekilde atananlar, Yargıtay üyeleri tarafından Yargıtay'da yapılan iş ve işlemlere katılamayacaklar ve seçimlerde oy kullanamayacaklar.
     
Temyiz yolu açılıyor

Tasarı, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin görev ve yetkilerine ilişkin kanunda değişiklik yapıyor. Kanunda, bölge adliye mahkemesi başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının şahsi suçları ile ilgili yapılacak soruşturma ve kovuşturma işlemlerini düzenleyen fıkraya, hükmün daire başkanlarını da kapsayıp kapsamadığı tartışmalarına yol açmaması amacıyla "daire başkanları" ifadesi de ekleniyor.

Tasarıya göre, bölge adliye mahkemesi dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı temyiz yolunu açık olacak.

Bölge adliye mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri Cumhuriyet başsavcılıkları ile bölge adliye mahkemeleri adalet komisyonlarının denetimlerini, ilgisine göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başmüfettişleri de yapabilecek.

İade, soruşturma aşamasında da yapılabilecek

Yabancı ülkede bir yabancının Türk kamu görevlisine rüşvet vermesi durumunda, yabancı bakımından Türkiye'de resen soruşturma ve kovuşturma yapılabilecek. Rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından dolayı yargılama yapılması Adalet Bakanı'nın istemine bağlı olmayacak.

Yabancı bir ülkede işlenen ya da işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle ülkede bulunan bir yabancının iadesi, soruşturma aşamasında da gerçekleşebilecek. Mevcut düzenleme, söz konusu yabancının iadesi için, bu kişi hakkında diğer bir ülkede kovuşturma başlatılması ya da mahkumiyet kararı verilmiş olması gerekiyor.

Cinsel saldırı suçlarında cezalar artırılıyor

Tasarıya göre, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Suçun ani hareketli dokunuşta işlenmesi halinde 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Suçun, vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilecek. Bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlı olacak.

Tasarıya göre, söz konusu cezaların yarı oranında artırılacağı suçlar şöyle:

"Suçun, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi halinde, kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından işlenmesi halinde, silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde."

Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin, kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak.

Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.

Cinsel istismar yeniden tanımlanıyor

Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Suçun ani hareketle işlenmesi halinde 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Tasarıda, cinsel istismarın tanımı da yeniden yapılıyor. Buna göre, cinsel istismar deyiminden; 15 yaşını tamamlamamış ya da tamamlamış olmakla birlikte, suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılacak.

Cinsel istismarın vücuda organ ya da bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilecek.

Cezanın yarı oranında artırılacağı durumlar ise şöyle:

"Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi halinde, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi halinde ve kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde."

Cinsel istismarın, çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde de cezalar yarı oranında artırılacak.

Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacak.

Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.
     
Ensest ilişkide 15 yıla kadar hapis cezası

Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, 15 yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi,  şikayet üzerine, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis  cezası ile cezalandırılacak.

Tasarı, ensest ilişkilere ilişkin cezaları da yeniden düzenliyor. Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, 6 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası uygulanacak.

Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın aynı ceza uygulanacak.

Cinsel taciz suçları

Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına ya da adli para cezasına hükmolunacak. Ancak suçun çocuğa karşı işlenmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası hükmolunacak.

Tasarıda, bu cezanın yarı oranında artırılacağı durumlar şöyle düzenleniyor:

"Suçun kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım ya da gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi halinde, aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde, posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde ve teşhir suretiyle işlenmesi halinde."

Bu suç nedeniyle mağdur işi bırakmak, okuldan ya da ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamayacak.

Hırsızlık suçunda kamu hizmeti aksarsa ceza iki katına kadar çıkacak

Tasarı, nitelikli hırsızlık suçlarında uygulanacak cezaları da artırıyor. Buna göre, nitelikli hırsızlık olarak tanımlanan suçlarda , "2 yıldan 5 yıla kadar" olan hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla kadar artırılacak.

Suçun; kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak işlenmesi, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle işlenmesi, doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak işlenmesi, haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi, tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak işlenmesi, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya ile ilgili işlenmesi halinde "3 yıldan 7 yıla kadar" olan hapis cezası, 5 yıldan 10 yıla kadar artırıldı.

Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu ya da havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde cezalar yarısından iki katına kadar artırılacak.

Hırsızlık suçunun gece işlenmesi halinde  ceza yarı oranında artırılacak.

Çocuklara uyuşturucu vermenin cezası 15 yıldan az olmayacak

Tasarı, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi için verilen "10 yıldan az olmamak üzere hapis" cezasını "20 yıldan 30 yıla kadar" artırıyor.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden,
başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi,  10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen ya da satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası 15 yıldan az olamayacak.

Bu suçların, 3 ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılacak.

hürriyet


Hits: 1530