Memleketi üzerine yapalım, rahat et!

~ 09.05.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Hüseyin Çelik, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarını Başbakan sıfatıyla ve Başbakanlık olanaklarını kullanarak yapacağını söyledi. Muhalefet yetkilileri, 'Bu kadarına pes' dedi.

 

SEBAHAT KARAKOYUN

Cumhurbaşkanı koltuğuna oturduğunda hükümeti ve partisini de Çankaya Köşkü'nde yönetme arzusunda olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, adaylık sürecinde de yasal olarak gerekli olsa da görevinden ayrılmadan, kampanyayı "başbakan" olarak yürütmeyi planlıyor.

MASKARALIK
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, dün yaptığı açıklamada, Erdoğan'ın aday olsa da başbakanlıktan ayrılmayacağını itiraf etti. Çelik, Erdoğan'ın adaylığı durumunda görevinden ayrılması gerektiği yönündeki değerlendirmeleri "maskaralık" olarak niteleyerek, "Sayın Başbakan aday olursa Genel Başkan ve Başbakan olarak cumhurbaşkanı seçimine girecektir. Kimse boşuna başka şeylere heveslenmesin" dedi. Çelik açıklamasında adaylığın ne zaman açıklanacağına ilişkinse “Daha önce de istişareler yapıldı. Bu konuda çok acele etmeyin, sanırım son tarih 3 Temmuz. Yine de o gün açıklanır demiyorum. Ama bugünlerde bir açıklama beklemeyin. Belki Mayıs sonunda adayımız kesinleşir. Haziran ayında diğer siyasi partiler neler yapıyorlar, bunları göreceğiz. Vatandaşın biraz nabzını tutacağız. Kendi içimizde yaptığımız bu istişare değerlendirmelerini halkla da yapacağız” ifadelerini kullandı.

YENİ BİR KRİZİN TETİKÇİLİĞİ
CHP Konya Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Atilla Kart, yasaya göre aday olmaları durumunda kamu görevlilerinin istifa etmeleri gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Yerel seçimlerden önce aday olan bakanlar istifa ettiler. Bakanlar, valiler, diğer kamu görevlileri istifa ediyor, Başbakan'ın istifa etmemesini tasavvur edemiyorum. Bu, bir taraftan yasaya aykırılık teşkil edeceği gibi Türkiye'de anayasal düzeyde yeni bir krizin tetikçiliği yapılıyor. Ülkeyi gerginliğe sokacak yeni bir süreç izlemek istiyor hükümet. Hem yasal hem de etik açıdan başbakan aday olduğunda görevinden istifa etmelidir."


ABESLE İŞTİGAL
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da başbakanın fiili olarak devlet gücünü kullandığını belirterek, bu konumdaki birinin cumhurbaşkanı adayı olarak girdiği seçimlerde eşitlikten söz edilemeyeceğini söyledi. Yerel seçimlerde aday olan AKP'li bakanların YSK'nin "gerekli değil" kararına rağmen istifa ettiklerini anımsatan Vural, şunları kaydetti: "Başbakan da aday olursa istifa etmeli. Aksi durumda seçimlerde şaibe oluşur, seçimler eşit şartlar içinde gerçekleşmemiş olur. İstifa edip ahlaki tavır takınmayacak bir kimsenin cumhurbaşkanı adayı olması da abesle iştigaldir"

***

YASA NE DİYOR
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili yasal düzenlemede adaylık süreciyle ilgili madde şöyle: "Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılacak."

***

Çelik: Medya daha nasıl özgür olsun
AKP'li Hüseyin Çelik, konuşmasında Fredoom House'ın basın özgürlüğü raporuna da değinerek tepki gösterdi. Medya'ya iktidar baskısıyla ilgili iddialara rağmen "Medya siyaset ilişkilerinde aşk nefret olmamalıdır. AK Parti'nin akına da kara, karasına daha da kara diyen bir medya anlayışı hepimizin itmemiz gereken medya anlayışıdır" değerlendirmesi yapan Çelik şöyle konuştu:

“Satılan gazetelerin 4’te 3’ü AK Parti’ye muhalif olan basındır. Köşe yazarlarının da beşte dördü AK Parti muhalifidir. Başbakana katil diyeceksiniz, sabah akşam diktatör diyeceksiniz, tahkirle kendisini ailesini karşı karşıya bırakacaksınız. Sonra diyeceksiniz ki özgür değilim. Daha ne diyecektin?”

Çelik, tutuklu gazetecilerle ilgili ise kimsenin gazetecilikten içeride olmadığını, “teröristlikten” suçu kesinleşen 18 kişi olduğunu iddia etti.

Datça Bozburun'daki imar sorunuyla ilgili haberlere de tepki gösteren Çelik bu yayınları da Gezi eylemlerine bağladı. Çelik “Gezi’nin yıl dönümüne geldik ya, onu besleyecek şekilde bazı yayınlar yapılıyor. Medya yalan yanlış haber yazarsa, iktidarın doğru icraatlarını da yanlış gösterirse, iktidar sözcülerinin buna tepki göstermesi en tabii hakkıdır. Senin yapığın haber yalandır demek, medya özgürlüğüne karşı durmak mıdır?” dedi.

Editör : Rabia Yılmaz


Hits: 945