Volkan Algan
Türkiye’yi Suriye ile savaşa sokma planlarının yapıldığı Dışişleri Bakanlığı’ndaki gizli toplantıya katılanlar hakkında TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve MK üyesi Aydemir Güler ile İşçi Partisi, suç duyurusunda bulunmuştu.
TKP’nin başvurusuna henüz yanıt verilmezken, İşçi Partisi’nin başvurusu hakında karar veren Yargıtay ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “kovuşturmaya yer olmadığı” sonucuna vardı. Kararın gerekçesi olarak ses kayıtlarının yasadışı elde edilmesini gösterildi.
Kararı değerlendiren hukukçular, yasadışı dinleme gibi durumların ancak kişisel hakkın ihlali halinde delil sayılamayacağını, ortada kamuyu ilgilendiren çok ciddi iddialar olması durumunda bu tür delillerin ihbar sayılması ve savcıların kendiliğinden harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
İşçi Partisi, “Suriye’ye karşı savaşa tahrikte bulunarak devletin güvenliğine karşı suç işledikleri” gerekçesiyle gizli toplantıya katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ev toplantıda olmayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ,böylesi vahim bir ses kaydının ihbar kabul edilip savcılığın kendiliğinden harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Eminağaoğlu, bu gibi hukuka aykırı delillerin ancak kişisel haklar söz konusu olduğunda geçersiz sayılacağını, AİHM kararlarının incelenmesi durumunda kamusal görevler söz konusuysa bunların delil ve ihbar sayılması gerektiğinin görüleceğini belirtti.
‘Konuşmalarda itiraf ettiler’
Türkiye Komünist Partisi’nin avukatı Selin Aksoy, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Başsavcılığın “hukuka aykırılık” gerekçesinin, AKP dönemindeki siyasi davalarda birçok hukuk dışı delilin kabul edildiği düşünüldüğünde tam bir riyakarlığa işaret ettiğinin altını çizdi.
Aksoy, TKP dilekçesinde sadece ses kayıtlarının değil, toplantıda adı geçenlerin daha sonra yaptıkları konuşmalarda da suçu itiraf ettikleri konuşmaların da delil olarak sunulduğunu belirterek, sırf ses kayıtlarına bakılarak başvurularının reddedilmesinin mümkün olmadığını da ekledi. Aksoy, bahsedilen suçların alelade suçlar olmayıp kamuyounu ilgilendiren, bir devletin başka bir devlete karşı uluslararası sorumluluklarının ihlalini ortaya koyan suçlar olduğunu ve bunun sonucu olarak soruşturmanın başlatılmamış olmasının kendisi hukuka aykırı olduğunu söyledi. Aksoy, TKP’nin dilekçesine hala bir yanıt gelmediğini de ifade etti.
‘Cinayete neden baktın’ denemez’
Kararı soL’a değerlendiren İşçi Partisi’nin avukatı Hasan Basri Özbey, şu ifadeleri kullandı “Başsavcılığın kararı sokakta yürürken bir evin içinde işlenen cinayeti görüp polise ihbar edince polisin size ‘evin içine neden baktın’ diyerek cinayet ihbarını dikkate almamasına benziyor.” Ses kayıtlarında Türkiye’nin emperyalist planlar için savaşa sokulmasının tartışıldığına dikkat çeken Özbey, “Bu noktada ses kayıtlarına nasıl ulaşıldığı değil asıl ortaya çıkan iddiaların üzerine gidilmesi gerekiyor. Savcının bunu ihbar sayıp kendiliğinden hareket etmesi gerekirken verilen bu karar, savcıların Cumhuriyet’in değil iktidarın savcıları olduğunu gösteriyor” dedi. Özbey, karara itiraz edeceklerini belirtirken Meclis’in duruma el koyması gerektiğini de belirtti.
sol haber