İZMİR - AKP, memleketin doğal güzelliklerini iktidar mensupları ve yandaş işadamlarının rant hırsına kurban ediyor. Bu uygulamaların en çarpıcı örneklerinden biri de Çeşme Yarımadası’nda yaşanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) gerekli araştırmaları yapmadan Çeşme, Urla, Karaburun, Mordoğan ilçelerinde çok sayıda şirkete rüzgar enerji santralleri (RES) kurulması için izin verdi.
YASAYA GÖRE ÇİVİ BİLE ÇAKILAMAZ
1. ve 2. Derece Doğal SİT Alanı kapsamındaki bölgede 5 rüzgar enerjisi santrali faliyet gösterecek. Yasaya göre çivi çakmak dahi yasak. Ayrıca bölgenin tamamı 1. ve 2. derece korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı durumunda. Halbuki izin verilmeden önce, RES’lerin bölgenin doğal ortamına etkilerinin ne olacağı konusunda bilimsel araştırma yapılması, çevredeki yerleşim ve turizm alanlarının ülke ve bölge için öneminin değerlendirilmesi gerekiyordu. Bunun dışında, valilik, çevre ve şehircilik il müdürlüğü, anıtlar kurulu, tapu kadastro, belediye, kaymakamlık ve jandarma komutanlığı gibi kurumlardan görüş alınmalıydı. Kurumların hepsinden ‘olur’ raporu alınmalı,
EPDK’dan ÇED raporu istenmeliydi. Tüm raporlar olumlu olursa kamulaştırma kararı alınmalıydı. Ancak firmalar bu prosedürü izlemedi. İşlerini Ankara’yla çözdü. Bakanlar Kurulu kararınca özel mülklere el konuldu. Hazine arazileri için de çalışmalar başlandıktan sonra gerekli izinler alındı.
DEVLET ELİYLE ÖZEL MÜLK İŞGAL EDİLDİ
Oysa acele kamulaştırma kararı 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu kapsamında yurt savunması gerektiği zaman veya olağanüstü durumlarda alınabiliyor. Arazileri göz göre göre işgal edilen vatandaşlar haklarını aramak için yargıya başvurdu. Açılan dava sonucunda Danıştay 6. Dairesi, “EPDK’nın imar planı olmayan alanda işlem yaptığı ve Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma kararını hiçbir gerekçe göstermeden aldığı gerekçesi ile yürütmenin durdurulmasına” hükmetti. Danıştay EPDK’dan savunma istedi.
FİRMALAR YARGI KARARINI HİÇE SAYDI
Bu arada Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) da, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü’nün “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının açıkça hukuka aykırı olması gerekçesiyle dava açıp, yürütmesinin durdurulmasını ve yargılama sonunda iptalini istedi. Diğer yandan RES türbinlerinin yerleştirildiği arsaların mülk sahiplerinin idare mahkemelerinde açtığı davalarda da yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Ancak firmalar tüm bu yargı kararlarını hiçe sayıp, çalışmalarına devam etti. Vatandaşlar kendilerine ait arazilere sokulmadı. Kendi arazilerine girmek isteyen vatandaşlar karşılarında hem şirket çalışanlarını, hem de jandarmayı buldu.
Tüm bunlar yaşanırken Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel iddiaya göre yargı kararını değil, Hükümet temsilcilerinin talimatlarını dikkate aldı.
EPDK VATANDAŞA KARŞI DAVA AÇTI
Kendi arazisine girmek isteyen vatandaşın üzerine jandarma gönderdi. Mağdur konumundaki vatandaşlar bir de bu yüzden savcıya ifade verdi. Mülk sahibi vatandaşlar, “Arazilerimiz devlet tarafından resmen istimlak edilmiş değildir. Acele kamulaştırma kararı Danıştay hükmü ile geçersizdir. Mülkler resmen bizim” diyerek isyan etti.
Öte yandan plansız alanda işlem başlatan ve acele kamulaştırma kararı alan EPDK, Danıştay’ın iptal ve yürütmeyi durdurma kararının ardından vatandaşlara karşı dava açtı. EPDK’nın şirketlerin önünü açmak için vatandaşlara karşı açtığı dava da sonuçlanmadı.
'ÇEŞME ÇEŞME OLMAKTAN ÇIKACAK'
Yöre halkı RES’lere karşı bir yandan eylemler yapıyor, diğer yandan da hukuk mücadelesi veriyor. RES’lerin faaliyete geçmesinin Çeşme’yi bitireceğini savunan vatandaşlar, “RES’ler yerleşim yerlerinin yakınında. Birçok sağlık problemi doğacak. Çeşme’nin turistik özelliği tama-men kaybolacak ve sanayi bölgesi görüntüsü ile Çeşme, Çeşme olmaktan çıkacak” dedi.
ANKARA FİRMALARIN GÜVENCESİ
İZMİR Çeşme’de rüzgar enerjisine yatırım yapanlar arasında, 17 Aralık sonrası sızdırılan tapelerde ismi geçen işadamlarına ait firmalar da yer alıyor. Bunlardan biri Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal’e ait olduğu öne sürülen bir konuşmada, “Etiler’deki Sunset’in sahibi olan herif” diye tarif edilen Barış Tanrısever’e ait ABK Çeşme RES firması. İkincisi de yine tapelerde ismi geçen ve Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan ünlü işadamı Abdullah Tivnikli’ye ait Baktepe enerji şirketi…
Bölgedeki diğer firmalar ise ENDA, EGENDA ve OKMAN. Yöre halkı, bu firmaların Ankara’dan aldıkları güçle, kural tanımadığını, kanun ve yönetmeliklerdeki prosedürü yerine getirmediklerini, yargı kararlarına da uymadıklarını öne sürüyor.
KENDİ ARAZİSİNE GİREN KÖYLÜLERE 50 BİN LİRA İCRA!
Ankara’dan aldıkları güçle bölgede çalışmalarını sürdüren ABK Çeşme RES A.Ş., özel şahıslara ait arazilere kendi malıymış gibi “Şantiyedir girilmez. Girenler hakkında yasal işlem başlatılacaktır” tabelası astı. Şirket, bir vatandaşın kendi arazisine bıraktığı otomobili çekici ile de kaldırttı, daha sonra icra yoluyla gönderdiği yazıyla “Enerji proje sahası ve şantiye alanına aracı kasten ve suç işleme amacıyla bırakma nedeni ile iş kaybı oluştuğu” iddiasında bulunarak 3 vatandaştan 50’şer bin lira tazminat talep etti. Çeşme İcra Dairesi’nden ellerine ulaşan tebligatı görünce şoke olan vatandaşlar yargıya başvurarak itiraz edeceklerini söyledi. Mağduriyetini dile getiren halkın isyanını ise hiçbir devlet yetkilisi umursamıyor.(Gökmen ULU / Sözcü)