Yolsuzluk operasyonları ve hızla yayılan ses kayıtlarının ardından, AKP ile onun muhafazakar-dini referanslı iddialarına yönelik tartışmalar hız kazandı. Konu bugün Zaman yazarı Ali Ünal'ın da gündemindeydi.
Radikal.com.tr – Muhafazakar ve dindar çevrelerde bir süredir devam eden, ancak yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla iyiden iyiye gün yüzüne çıkan ve internet üzerinden yayılan bazı ses kayıtlarıyla da devam eden ‘AKP, İslam ve dünyevileşme’ tartışmaları sürüyor.
Zaman gazetesi yazarı Ali Ünal da bugün köşesinde Adalet ve Kalkınma Partisi ’nin iktidarda bulunduğu 12 yılın bir genel değerlendirmesine yer verdi. Ünal, “Bir AKP analizi” başlıklı yazısında, “ Türkiye ’nin çok partili hayatın içinde bulunduğu son 64 yılında bu iktidar döneminde olduğu kadar hiçbir dönemde dinî-manevî ahlâkî aşınma ve bozulma yaşanmamıştır” diyerek, şunları yazdı: "İslâm hassasiyetli bilinen kesimlerin büyük çoğunluğunda tam bir dünyevîleşme yaşanmış, fuhuş artmış, aile kurumumuz olabildiğince yıpranıp çökme noktasına gelmiş, aile ve toplum içi münasebetler İslâmî ve insanî olmaktan çıkmış, muamelatta, günlük hayatta aldatma ve güvenilmezlik zirve yapmış, İslâm sadece bir garnitür olma derekesine düşürülmüştür."
Ali Ünal’ın yazısının bir bölümü şöyle:
Kuruluşundan itibaren iki ana sebeple AKP’yi benimseyemedim ve ilk iki seçimde AKP’ye reyimi de vermedim.
Birinci sebep olarak, İslâm dünyasını parçalama planı olan BOP veya GOP’un uygulanmaya konduğu bir dönemde Türkiye’de “İslâmcı” kökenli bir iktidar, ancak bu plana hizmet ederdi. Çünkü özellikle Türkiye İslâmcılığı köksüzdür; ciddî bir fikre istinat etmez ve üzerinde Kur’ân ve Sünnet temelinde iyi çalışılmış bir plandan mahrumdur; sloganiktir; devrimci sol karşısında daha çok bir gençlik hevesi ve kompleks tatminine dayanır. Dolayısıyla bu İslâmcılığın İslâm’ı dünyevî hedeflere alet etmesi her zaman mümkündür. Nitekim genellikle böyle olmuş ve Başbakan, GOP’un eşbaşkanı olarak, bu planda bir vazifeleri bulunduğunu, bu vazifenin de özellikle kadın haklarını iyileştirme alanında olduğunu ifade ve itiraf etmiştir. Bu vazifenin kadın haklarıyla sınırlı olmadığı ve Başbakan’ın iddia ettiği gibi, planın bitmediği de ortadadır. Bölgede, bu köşede sürekli ikaz edildiği üzere, büyük bir Kürdistan’ın kurulması da plana dahildir; PKK , bilhassa bunun için vardır.
(…)
AKP’yi hiçbir zaman benimseyememiş olmamın ikinci sebebi, İslâmî hedefleri realize etmesi mümkün olmayan bir iktidarın İslâmî veya İslâmcı temelli olduğunu inkâr için uygulamalarıyla İslâm’a kesin zarar vereceği düşüncemdi. Nitekim Türkiye’nin çok partili hayatın içinde bulunduğu son 64 yılında bu iktidar döneminde olduğu kadar hiçbir dönemde dinî-manevî ahlâkî aşınma ve bozulma yaşanmamıştır. Bu iktidar döneminde, bu köşede 12 yıldır zaman zaman ikazda bulunulduğu üzere, İslâm hassasiyetli bilinen kesimlerin büyük çoğunluğunda tam bir dünyevîleşme yaşanmış, fuhuş artmış, aile kurumumuz olabildiğince yıpranıp çökme noktasına gelmiş, aile ve toplum içi münasebetler İslâmî ve insanî olmaktan çıkmış, muamelatta, günlük hayatta aldatma ve güvenilmezlik zirve yapmış, İslâm sadece bir garnitür olma derekesine düşürülmüştür.
(…)
Sadece Türkiye değil, belki dünya tarihinin eşini görmediği veya az gördüğü bir yolsuzluk, rüşvet, irtikap ve zimmet suçlarının bu dönemde hem de çok geniş bir dairede işlenmiş olması da yadırganacak bir husus değildir. Her biri yüz kızartıcı bu suçlara karşı İslâmcı temelli ve İslâm hassasiyetli bilinen pek çok kesimden hiçbir tepki gelmemesi, hattâ destek gelmesi, ülkede İslâmî vicdanın ne kadar tefessüh ettiğini, İslâmî insanî insafın âdeta kalmadığını ve İslâmî duyarlılığın ne ölçüde törpülenmiş olduğunu görmeye yeter.