"AKP’nin yargıya tescillenmiş, ortaya saçılmış ve kokuşmuş müdahalesi karşısında, gayrimeşru bir hükümetin yargıdan bir gün daha güç almasının önüne geçmek için hukukçular görev başına geçmelidir. Başta TBB, tüm barolar, hukuk kurum ve kuruluşları, yargıç ve savcı örgütlenmeleri tarafından hükümet istifaya çağrılmalı, halka karşı işlenmiş suçların hesabı hep birlikte sorulmalıdır."
AKP hükümeti artık sadece gayrimeşru bir hükümet değil, iktidarda olduğu süre boyunca işlediği suçları ortaya belgeleri ile
saçılan bir suç şebekesidir.
Dün gece ortaya çıkan ve yargıya müdahalenin boyutlarını gözler önüne seren, başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in telefon görüşme kayıtları, AKP ile yargı mekanizmasının sade bir özetidir. Görüşme kayıtlarında AKP’nin halk düşmanlığı, alevi düşmanlığı, sayıları binleri bulan hakim kadrolaşması, yüksek yargı dizaynı kendini açıkça göstermektedir. Kaset kayıtları ile ortaya çıkanlar malumun ilanıdır. Yıllardan beri belirttiğimiz bu gerçeğin belgeleri ile ortaya saçılması, suç ortaklarının deşifrasyonu ise kimseyi rahatlatmamalıdır.
Tüm bu düzenek, sadece bir diktatörlüğün tesisi amacıyla değil; dönüştüremediği, kendine benzetemediği, boyun eğdiremediği bir toplum karşısında, birer savunma mekanizması olarak örülmüştür. Kayıtlarda da ifade etmekten çekinmedikleri gibi, yargı mekanizmaları içinde tek tek bazı hakimlerin “olumsuz” adamlar olmasının karşısında kurullar “onlardandır”. Onlar, yani sırtlarına hakim, savcı cüppesi giyip SPK'nın ve diktatörün bir dediğini iki etmeyenler; Onlar, yani eskiden AKP yöneticiliği yapmış olan ve avukatlıktan hakimliğe geçenler; Onlar, yani, yandaş bir yargı ile bir ülkede diktatörlüğe giden yolu hukuk gibi bir kavramla döşemeyi “iyi bilen”lerdir… Dürüst yargıç ve savcıların varlığının ise AKP’yi en az ayağa kalkmış bir halk kadar korkuttuğu görülmektedir.
Yargıda yaptıkları dönüşüm ile yargı mekanizmalarını suç şebekesi haline getiren bu iktidar, artık sadece bir istifa ile kurtulamamalıdır. Ayakkabı kutuları ve baba oğul şebekesi ile halkı soyanların mal varlıklarına el konulmalıdır. Bu suç şebekesinde bizzat yer alan ve görevi adaleti değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni koruma halini alan yargıç ve savcılar yargılanmalıdır.
Hazirandan beri “Hükümet istifa” diyen ayağa kalkmış bir halkın mücadelesi, aynı mücadelede yer alan hukukçular için bir güç kaynağı olmuştur. Şimdi ise hukukçuların duruşu, AKP’ye boyun eğmeyen bir halk için güç kaynağı olmalıdır.
AKP’nin yargıya tescillenmiş, ortaya saçılmış ve kokuşmuş müdahalesi karşısında, gayrimeşru bir hükümetin yargıdan bir gün daha güç almasının önüne geçmek için hukukçular görev başına geçmelidir. Başta TBB, tüm barolar, hukuk kurum ve kuruluşları, yargıç ve savcı örgütlenmeleri tarafından hükümet istifaya çağrılmalı, halka karşı işlenmiş suçların hesabı hep birlikte sorulmalıdır.
Ülkemizde hukukçu olmanın artık tek ölçütü budur.
Adalet İçin Hukukçular