ANKARA- İnternet kullanıcıları tarafından “sansür” ve “fişleme” eleştirileri ile karşılanan internet düzenlemesi ve büyük tartışmalara neden olan HSYK yapısındaki değişikliği öngören yasalar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından incelenmesi amacıyla Köşk’e gönderildi.
Dün akşam saatlerinde Gül’ün yasaları onaylama eğiliminde olduğu bildirilse de anayasa uyarınca bir hafta daha inceleme süresi olan yasalar için Cumhurbaşkanı’nın alacağı karar hala merakla bekleniyor.
Çok tartışılan internet yasası ve HSYK düzenlemesi Gül’ün masasında beklerken, Cumhurbaşkanının yasalar hakkında alacağı karar da merakla bekleniyor.
Her iki yasa için de söz konusu ihtimalleri Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu ve eski Yargıtay savcısı Ahmet Gündel, RS FM’e değerlendirdi.
Yılmaz Yazıcıoğlu HSYK’da öngörülen düzenlemeyi Nazi Almanyası’nda çıkartılan kanunlara benzetirken; Ahmet Gündel, HSYK’nın referandumla kararlaştırılan ve şu an değiştirilmeye çalışılan yapısının aslında ideal yapı olduğunu belirtti.
“HER İKTİDAR YARGIYI DENETLEMEK İSTER”
Yılmaz Yazıcıoğlu şu an ortada, eskiden “tahkik sistemi” olarak anılan bir sistem olduğunu söylüyor ve bu sisteme göre devletin hem savcı hem yargıç olduğunu, sanığın ortadan kalktığını belirtiyor. Yazıcıoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bununla yapılan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu binasının üzerindeki amblemin dışında başka hiçbir anlam ifade etmeyen, herhalde bakan beyin canı istemediği günlerde ‘hadi çocuklar siz toplanın’ diyeceği bir konuma bürünecek bir yasa. Aklım dahi almıyor. Her zaman, her iktidar yargının kendi denetimi altında olmasını ister ama dünyada başka bir örneği daha olabileceğini zannetmiyorum. Belirli çıtalar vardır ama artık çıta falan kalmadığı için böyle bir uygulamaya geçeceğiz. Yapılmakta olan kanunu, başka örneği olmadığı için üzülerek şöyle tasvir edeceğim: Nazi Almanyası’nda Hitlerin özellikle Yahudileri cezalandırmak için çıkardığı, ceza ve kanun ilkesini tek ihlal eden örneğidir. Bu ondan da beter. ‘Vatandaşlarımızı rahatsız eden davranışlar’ şeklinde Yahudiler için uygulanmaya çalışılan bir kanun yapılmıştı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk yapılan o kanunu ortadan kaldırmak olmuştu. Bugün Meclis’ten geçen kanun, bundan daha ağırdır.”
“HSYK’NIN REFERANDUMLA ŞEKİLLENEN YAPISI İDEALDİ”
Ahmet Gündel ise hükümetin, HSYK’ya belli bir düşüncenin hakim olduğu, özel yetkili mahkemelerden bir takım başsavcılıklar ve mahkemelere kadar belli bir grubun buraları dizayn ettiği yönünde bir düşünceye sahip olduğunu iddia ediyor. Gündel, açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor:
“Hükümet bunu mevcut haliyle değiştirme imkânına sahip olmadığını düşünüyor. Anayasa şu aşamada değiştirilemeyeceğine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda, 159’uncu maddenin son fıkrasındaki kanuni düzenlemeler noktasında kendisine, parlamentoya verilen yetkileri kullanmak suretiyle; burada kendisine muhalif olduğunu, kendi aleyhine çalıştığını düşündüğü yapılanmayı bu şekilde ortadan kaldırmaya veya asgari düzeye indirmeye çalıştığını ifade ediyor.” Anayasal ve yasal düzenlemeler bazında teknik bir değerlendirme yapıldığında, anayasanın 2010 referandumuyla getirilen 159’uncu maddesinin ve bu 159’uncu maddeye uygun olarak çıkartılan HSYK yasasının, ideal bir düzenleme olduğunu söyleyen Ahmet Gündel, “Gerçekten referandum döneminde de bu düzenlemeyi savunduk. Çünkü eski 7 kişilik bakan, müsteşar ve 5 kişilik yüksek yargıdan oluşan dar, her an içerideki küçücük gruplaşmaların kullanılabileceği bir yapıdan, böyle geniş katılımlı, savcı ve yargıçların ağırlıkta olduğu bir yapının ortaya çıkması elbette bizi o dönemlerde mutlu etmişti ve gerçekten ideal bir yapıydı” dedi.
YURTGAZETESİ