Büyük ozanımız Nâzım Hikmet’in 112. yaşı bugün yurdumuzun çeşitli yerlerinde onlarca, belki yüzlerce etkinlikle kutlanacak. Bugün 13.00’te Akatlar’daki Sanatçılar Parkı’nda yeni bir Nâzım Hikmet heykelinin açılışı yapılıyor. Nâzım Hikmet Vakfı ve Beşiktaş Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlenen tören Yaşar Kemal’in konuşmasıyla başlıyor. Mehmet Aksoy’un yaptığı heykel, Nâzım’ın kıtaları birleştirici gücünü simgeliyor.
Aslında Nâzım Hikmet’in ülkemiz ve insanlık için simgelediği o kadar çok şey var ki... Hapiste olanlar için özgürlük simgesi... Savaş dehşetini yaşayanlar için barışın simgesi... Ezilenler için eşitliğin, kardeşliğin simgesi... Japonlar için nükleer silahların dehşetinden kurtulmanın, Afrikalılar için kölelikten özgürlüğe geçişin, Ruslar için onurlu aydın sesin simgesi... Biz Türkiye’de yaşayanlar için ise en değerli kültür varlıklarımızdan biri. Çünkü o, Türkçe diye bir dil dünyada oldukça bizimle olacak. Bize dünyadan ve insandan umut kesmemeyi söyleyecek. En umutsuz anlarımızda bile umudun şarkısını söyleyecek. Nâzım Hikmet bize, içinde bulunduğumuz koşullar ne olursa olsun her durumda yalnızca gerçeği söylememiz gerektiğini hatırlatır. Yalansız bir dünyayı ancak dürüstlükle kurabileceğimizi gösterir.
Nâzım Hikmet, haksız yere hüküm giyip cezaevlerinde yatarken, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın destanı olan “Kuvâyi Milliye”yi, 20. yüzyıl insanlarının tarihi olan “Memleketimden İnsan Manzaraları” gibi dev eserlerini yazarak ülkesini ve insanlarını ne denli sevdiğini ortaya koymuştur. Hapisteyken de, dünyanın en ünlü şairlerinden biri olarak gittiği her ülkede el üzerinde tutulurken de düşüncelerini hep aynı berraklıkla ortaya koymaktan çekinmeyen açık sözlü insandır o. Nâzım’ın belki yapıtları kadar önemli bir başka yönü de bu aydın tavrıdır. Bu kişilik, hiçbir baskıya, tehdide boyun eğmeyerek her zaman dimdik kalmayı başarabilmiş, 20. yüzyılın ender aydın kişiliklerindendir. Nâzım Hikmet, yürek tellerini titreten şiirlerinin yanı sıra asıl bu ödünsüz aydın kişiliğiyle efsane olmuştur. Onun kişiliğinde hep doğruyu, dürüstlüğü, aydınlığı görmemiz bundandır. Bu benzersiz aydın kişiliği, onun insanlık durdukça anılmasının temel nedenlerinden biri olacaktır.
Nâzım’ı sağlığında tanımış herkes ondan derin bir sevgiyle söz eder. Yayımlanan anı kitaplarında hep inanılmaz ölçüde sevgi dolu, verici, paylaşıcı bir kişilik olarak tanımlanıyor. Bunu mektuplarından da çıkarabiliyoruz. Yalnız parasını değil, bilgisini, yeteneklerini ve sevgisini de cömertçe paylaşabilmiş biri. Nâzım Hikmet’in şiirleri kadar üstüne yazılmış şiirler de büyük bir zenginliğin göstergesidir. “Mavi Gözlü Arkadaşım” (Nâzım Hikmet Vakfı Yayını) adlı antoloji, onun başka şairler için de ne denli büyük bir esin kaynağı olduğunu gösterir. 112 yaşındaki Nâzım Hikmet, bize güncel olayların dar kalıplarından çıkabilmeyi, yaşadığımız çağa, insanın binlerce yıldır sürüp gelen insani olana kavuşma haklı mücadelesi penceresinden bakabilmeyi, her durumda insan olmayı, insan kalabilmeyi öğretti. Günler, içindeki tortularıyla birlikte gelir geçer; kalıcı olan, insanlık ve değerleridir... Nâzım bize bunu
öğretti...
Cumhuriyet
