Yargıya talimat ve emir vermekten, askere ve orduya hakaretten sorumlu ve üslubu sorunlu AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in Baromuza yönelik sözlerini şaşkınlıkla karşılamadık. Kendisi daha önce de devam eden davaya etki edecek şekilde İstanbul Barosunu, başkanını ve yönetimini hedef alan açıklamalarda bulunmuş idi. Bu defa da aynı kişi ne hikmetse, kendilerinin çok sevdiği bir deyişle “zamanlaması manidar” olacak şekilde, Baro başkan ve yöneticilerinin yargılandığı davanın ertesi günü İstanbul Barosu’nun Ergenekon ve Balyoz davasındaki tutumunun herkesin malumu olduğunu, gecikmesinin sebebinin baro ve başkanı olduğunu, darbe teşebbüsleri konusunda bu ekibin tavrının herkes tarafından bilindiğini ifade etmiştir.
Hüseyin Çelik’in İstanbul Barosu ve başkanı ile ilgili önceki beyanları da dikkate alındığında iflah olmaz bir İstanbul Barosu alerjisi ve takıntısı olduğu görülmektedir. Evet İstanbul Barosu’nun sadece Ergenekon ve Balyoz davalarında değil, tüm davalarda adil yargılama yapılması, usul kurallarına uyulması, savunmanın kısıtlanmaması, yargı bağımsızlığının korunması yönündeki tutumu da, sivil darbeler dahil her türlü darbeye karşı olar tavrı da herkesçe bilinmektedir. Bu anlamda sandık arkasına gizlenerek ülkede sivil bir darbe yapanların, yargıyı tehdit edip yok etmeye, kendilerine bağlamaya çalışanların, devlet erkini Anayasaya aykırı ve gayrımeşru şekilde başka güçlerle paylaşanların, Devlet otoritesini yok edip yerine paralel devletler yaratanların, ülkeyi bölünme noktasına getirenlerin, terör örgütleriyle uzlaşanların, şehide “kelle”, “birkaç Mehmet” diyerek şehitlere, orduya ve askere hakaret edenlerin, kendilerine uzanan yolsuzluk iddialarını örtbas etmek ve soruşturmaları engellemek için hukuku eğip bükenlerin, bürokrasiyi hallaç pamuğu gibi atanların, ülkeye fetret devri yaşatanların, Suriye’de kan döken çeteleri besleyip barındıranların, silahlandıranların, askeri darbenin ürünü olanların İstanbul Barosuna söyleyebilecekleri hiçbir şey olmadığı gibi, İstanbul Barosu’nun da bu gibilerden öğreneceği herhangi bir husus yoktur. Tarih herkesi hak ettiği yere koyacaktır. Bu kişi sürekli olarak yargıya emir ve talimat vererek, tavsiye ve telkinde bulunarak suç işlemektedir.
Hüseyin çelik ve benzerlerinin boş itham ve saldırıları, İstanbul Barosunu yıldıramaz ve sindiremez. Hukuk Devleti, demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, savunmanın önemi ve onuru yolundaki mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir. Adı geçene şunu hatırlatmak isteriz: Bataklığa düşen kişi ne kadar fazla çırpınırsa o kadar hızlı batar. Bu durumda en doğru olan hiç kıpırdamamaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI