CHP'Lİ VEKİLLER DE İZLEYİCİ OLARAK DURUŞMAYA KATILDI
Duruşmayı CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve İlhan Cihaner izleyici olarak katıldı. Öte yandan yabancı baro temsilcilerinin de duruşmayı izledi. Salonun tamamen dolması üzerine 100'e yakın avukatta salonun dışında kaldı.
"EN FAKİR SANIK"
Saat 09.30'da duruşma salonuna sanıklar, izleyiciler ve avukatlar alındı. Mahkeme Başkanı Mehmet Uğur Hançerli duruşmayı başlattıktan sonra sanıkların kimlik tespitini yaptı. Ümit Kocasakal kimlik tespiti sırasında evli, 2 çocuğu olduğunu söyledi. Gelirinin sorulması üzerine 2 üniversitede öğretim üyesiyim...(Gülerek) gelirim 4 bin - 5 bin' dedi. Bunun üzerine bir avukat "En fakir sanık" diyerek espri yapması salonda gülüşmelere neden oldu. Sanık Hasan Kılıç da evli olup olmadığının sorulması üzerine "Maalesef bekarım" diyerek cevap verdi. Avukatlar da "Yargılandığı için kimse kız vermiyor" diyerek espri yaptı. Yapılan espriye Savcı İsmail Çolak ve Mahkeme Başkanı Hançerli de güldü.
DURUŞMADA SESLİ VE GÖRÜNTÜLÜ KAYIT YAPILDI
3 saat süren duruşmada sesli ve görüntülü kayıt yapıldı. Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında hazırlanan 17 sayfalık iddianamenin kabul kararı okundu. Duruşma devam ettiği sırada Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da duruşmaya girerek, "Açık yargılamada duruşma kapısı kapatılmaz" dedi. Mahkeme Başkanı Hançerli de müdafii olup olmadığını sorması üzerine Eminağaoğlu da , müdaafi olmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı Hançerli de "Bir talebiniz varsa yazılı olarak iletin değerlendiririz" diye cevap verdi.
İDDİANEME OKUNDU
Ümit Kocasakal ve Avukatı Turgut Kazan iddianamenin okunmamasını, iddianameyi bildiklerini söyledi. Mahkeme başkanının iddianamenin okunmasına karar vermesi üzerine 17 sayfalık iddianame okundu.
KOCASAKAL 1 SAAT 12 DAKİKA SAVUNMA YAPTI
Davada bir saat 12 dakika savunma yapan Ümit Kocasakal, "Nihayet konuşma fırsatını el ettik. Doğal yargıcın karşısına çıktık. O açıdan bahtiyarım. Arkadaşlarım adına da savunma yapacağım. Biraz zamanınızı alacağım malum insan her zaman sanık olarak yargılanmıyor" diyerek sözlerine başladı.
Sanık olarak yargılandığını hatırlatan Kocasakal, Hukukun her alanında görev yaptığını söyleyerek, "Hakim olarak da , avukat olarak da, üniversitede öğretim görevlisi olarak da görev yaptı. Bir sanık olmam eksikti o da vesile olan tüm ilgililere teşekkür ediyorum. Bu gün görev yaptığım Yeditepe Üniversitesi'nde öğrencilerimin sınavı vardı. Geceden soruları hazırladım gönderdim" diye konuştu.
"BİZ BU MEVKİLERE SEFA SÜRMEYE GELMEDİK"
"Burada yargılanmayı onur madalyası olarak" görüyorum diyen Kocasakal, şöyle konuştu:
"Sizi de (hakim) savcı beyi de tanımıyorum. Lütfen söylediklerimi kişisel olarak düşünmeyin. Değişik bir dönemden geçiyoruz. Biz neyle suçlanıyoruz. Olayların kronolojik sırasını anlatmak istiyorum. Böylelikle bazı şeyler daha net olarak ortaya çıkar. İddianame az önce yeninden okundu. Sokretes'in şu sözü aklıma geldi; ' Atinalılar, beni suçlayanların sizi nasıl etkilediğini bilemiyorum. Ama öyle ikna edici konuşuyorlardı ki, az kalsın ben bile kim olduğumu unutacaktım. Buna karşın, tek bir doğru laf etmediklerini söylemem gerekir.' Nasıl bir iddianame? Ben bu iddianameyi suçlayacağım. Baro Başkanı olarak ben ve yöneticilerim suçlanıyoruz. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 288. maddesine yönelik dava TCK 277'den açıldı. Biz bu mevkilere sefa sürmeye gelmedik. Hukukun üstünlüğünü, adaleti savunmak ve mesleğin onurunu savunmak için geldik."
BALYOZ DAVASINA NEDEN GİTTİĞİNİ ANLATTI
Ümit Kocasakal, "Baro ve avukat herkes için görevlidir. Ben yargı bağımsızlığını hep savundum. Siyasi iktidarın her gün 'Biz yargıya gereğini söyledik, O savcıyla daha işimiz bitmedi, HSYK'da gereğini görecek' şeklinde beyanları var. Şimdi biz mi emir talimat vermiş oluyoruz? Biz şu an böyle bir ortamda yaşıyoruz" dedi.
Balyoz Davası'nın görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne neden gittiklerini anlatan Kocasakal, "O mahkemede öyle şeyler yaşandı ki, avukatlar itilip kakıldı. Duruşma salonunda tavandan mikrofonlar sarkıtıldı. Avukatların özel konuşmaları dahi kayda alındı. Avukatlar susturuldu. Konuşmak isteyen avukatlar 16 celse duruşmalardan men edildi. Kürsünün üstünde olmak üstün olmak değildir. Avukatlar bize dilekçe vererek, 'Biz bu koşullarda görevimizi yapamıyoruz, dediler ve duruşma salonunu terk ettiler' dedi. Balyoz Davası'na gitmemizin nedeni bu" şeklinde konuştu.
"MAHKEME BAŞKANINA KARŞI SAYGILIYDIK"
Avukatların duruşmaya katılmaması üzerine mahkemenin kendilerine yazı yazarak barodan avukat atamasını istediklerini söyleyen Kocasakal, davaya bakması için avukat görevlendirmediklerini belirterek, "Biz de mahkemeye avukatların davadan istifa etmediklerini ya da azledilmedikleri için yeniden görevlendirme yapamayacağımızı söyledik. Biz 6 Nisan'da Avukatlar Haftasında mahkeme gittik. Mahkeme Başkanı bize biz de mahkeme başkanına karşı saygılıydık. Biz salona girdik. Mahkeme Başkanı bizi salondan dışarı çıkarabilirdi ama çıkarmadı. Taleplerimizi açıkladık" dedi.
İDDİANEMEYİ ELEŞTİRDİ
Suç duyurusu üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TCK'nın 288. Maddesi gereğince 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs' suçundan soruşturma yürüttüğünü anlatan Kocasakal, "288 karşılığı hapis cezasıydı. Ancak 3. Yargı Paketiyle ceza adli para cezasına çevrildi. Bunun üzerine iddianemeyi TCK'nın 277. maddesine (Yargı Görevini yapanı etkileme) göre yazdılar" diyerek iddianameyi eleştirdi.
"GERÇEK KARARI TARİH VE KAMUOYU VİCDANI VERECEKTİR"
Hakkında dava açılması üzerine baro yönetimini düştüğünün iddia edildiğini anlatan Kocasakal, olağanüstü kurul kararı aldıklarını ve arkadaşlarının da olağanüstü kurulda yanında yer aldığını söyledi. "Fail değil fiil yargılanır" diyen Kocasakal, "Bizim fiilimizi yargılayın. Ancak gerçek kararı tarih ve kamuoyu vicdanı verecektir" diye konuştu. Balyoz Davası'nın görüldüğü 6 Nisan 2012 tarihli tutanağını okuyan Ümit Kocasakal, o gün duruşma salonunda neler yaşandığını anlattı.
Kocasakal, "Biz duruşma salonunun kapısını açtık yürüdük. O yere oturduk. Açıklamamızı yaptık. Mahkeme başkanı da 'Müdafilik göreviniz yoksa cübbenizi çıkarın' dedi. Biz de 'Savunma müdafi olarak burada bulunuyoruz' dedim. Hakimi ve heyeti etkilemek aleni duruşmada mı yapılır? Üstelik mahkeme başkanının onayıyla konuşma yaptım. Mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını sizin takdirlerinize bırakıyorum. Talepte bulunduk. Savunmayı kısıtlanmamasını ve savunma hakkına saygı gösterilmesi talebinde bulunduk. Ayrıca iddianamede lehe olan kısımlara yer verilmemiş. Duruşmada davanın esasına ilişkin açıklamada bulunmadım" dedi.
"AVUKATLARA İYİ DAVRANIN SİZİ YAT GEZİSİ YAPTIRAYIM MI DEMİŞİM"
İddianameyi eleştiren Kocasakal, "Bu iddianame hakimlere hakarettir. 'Geldiler sizi etkilemeye teşebbüs ettiler siz de oturdunuz seyrettiniz' demektir. Ben ne yaptım. Aleni duruşmada bir şey mi vaat ettim. 'Avukatlara iyi davranın sizi yat gezisi yaptırayım mı demişim?" dedi. Kocasakal'ın bu sözleri duruşma salonunda gülüşmelere neden oldu.
"SUÇ İŞLEDİĞİMİ DÜŞÜNMÜYORUM"
"Suç işlediğimi düşünmüyorum" diyen Ümit Kocasakal sözlerini şöyle tamamladı:
"Son derece rahatım. Biz ateşten gömlek giydik. Bundan 15-20 yıl önce olsaydı sadece avukatlık ruhsatı verirdik. Başımı da kesseler beni zindanlara da atsalar susmayacağım. Çünkü ben rahat uyumak istiyorum. Bu fetret devri geçecek. Çocuklarıma 'Baba sen baro başkanıydın. Neden susup oturdun' dedirtmem. O nedenle müsterihim. Takdir sizin fiil bu."
Kocasakal duruşmayı izleyen avukatlar tarafından alkışlandı. Kocasakal ayrıca mahkemenin bugün davayı karara bağlamasını talep etti. Diğer sanıklar da Kocasakal'ın savunmasına katıldıklarını, suç işlemediklerini ve beraatlerine karar verilmesini talep etti.
BALYOZ DURUŞMASININ GÖRÜNTÜLERİ İZLENDİ
Öte yandan savunmaların tamamlanmasının ardından duruşmada Kocasakal'ın konuşma yaptığı Balyoz Davası'nın 6 Nisan 2012 tarihine ait duruşmanın görüntüleri izlendi. Görüşü sorulan duruşma savcısı İsmail Çolak, dosyanın kapsamlı olduğunu belirterek, esas hakkında mütalaa hazırlaması için dosyanın kendisine verilmesini talep etti. Kocasakal'ın avukatı Turgut Kazan da mütalaanın yarım saat içinde verilebileceğini, dosyanın kapsamlı olmadığını söyledi. Bunun üzerine Savcı Çolak da mütalaa verebileceğini açıkladı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Savcı İsmail Çolak esas hakkındaki mütaalayı hazırlamak için tekrar süre istedi. Bunun üzerine Ümit Kocasakal'ın avukatı Turgut Kazan, davada bir an önce karar verilmesini istediklerini söyledi. Söz alan sanık avukatlarından Ömer Kavilli de duruşma savcısının esas hakkında mütalaa vermediğini, Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre duruşmanın uzatılamayacağını belirterek, "Esas hakkındaki mütalaa vermek üzere Silivri Cumhuriyet Başsavcısını duruşmaya davet edilmesini talep ediyorum" dedi.
KOCASAKAL: NEDEN MÜTALAA VERİLMEDİĞİNİ ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ
Söz alan Ümit Kocasakal ise mahkemeye yardımcı olduklarını, savunmalarını yaptıklarını, dosyada bulunan CD'nin izlendiğini belirterek, mütalaanın neden verilmediğini anlamaya çalıştıklarını söyledi. Kocasakal 25 Aralık'ta Silivri'de görülen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Davası'nı da gözlemci sıfatıyla izledim. Orada hakkımda dava açılmadı" dedi.
DURUŞMA 24 ŞUBAT'A ERTELENDİ
Mahkeme Başkanı Mehmet Uğur Hançerli duruşmanın 21 Şubat'a ertelendiğini açıkladı. Bunun üzerine tekrar söz alan Ümit Kocasakal 21 Şubat'ta İtalya Savunma Avukatları'nın kendisine ödül vereceğini belirtti. Kocasakal'ın bu sözleri üzerine duruşma 24 Şubat saat 09.30'a ertelendi.
KOCASAKAL: HERHALDE BİZİM SANIKLIK STATÜMÜZÜ SEVDİLER
Duruşmanın ardından Silivri Adliyesi önünde açıklama yapan Kocasakal, şöyle konuştu:
"Yine karar çıkmadı. Her halde bizim sanıklık statümüzü sevdiler, bizi biraz daha sanık olarak bırakmak istediler. Konjektürel davalarda zordur durum ve bunu kabul etmek lazım. Açıkçası biz bugün buraya ama beraat ama mahkumiyet, karar almaya geldik. Toplanacak hiçbir delil yok. Tek delil mahkeme salonundaki konuşmam, o da CD olarak izlendi. Tutanak var, ifademizi verdik, savunmamızı yaptık. Öğleden önce biz mahkemeden ısrarla sayın savcının mütaalasını vermesini talep ettik. Onlar da öğleden sonraya bıraktı. Sayın savcı 'Mütaalayı veremiyoruz süre istiyoruz' dedi."
"UMARIM 24 ŞUBAT'TA BİR KARAR ÇIKAR"
"Bu davada biz yargılanmıyoruz. Bu davada yargı kendi kendini yargılıyor ve kendisiyle ilgili bir hüküm verecek" diyen Kocasakal, şöyle konuştu:
"Biz de bir türlü verilemeyen hükmü merak ediyoruz. Dava 24 Şubat'a ertelendi. Umarım 24 Şubat'ta bir karar çıkar. Türkiye'de yargıyla ilgili çok ciddi sıkıntıların, endişelerin olduğu bir ortamda bugün bir kararın çıkması çok doğru olurdu. Bugün Türkiye'de hukukun sigortası yargıdan ziyade avukatlar ve barolardır. Bugün güven bakımdan vatandaşlar arasında bir araştırma yapın, avukatlara, barolara ve barolar birliğine güven yargıya güvenden fazladır. Bence yargının oturup 'Biz niye bu güveni kaybettik' diye düşünmesi lazım. Baro ve avukatlar herkese lazım. Bugün yürütmenin yargıya karşı saldırısı ve meydan okumasında o yargıyı ve o yargının bağımsızlığını yine biz savunuyoruz. Çok çarpıcıdır ki, 'O savcıyla daha işimiz bitmedi', 'HSYK günün görecek', 'Danıştay'a ne yapacağımızı göreceksiniz', ifadeleri çok açık bir şekilde kullanabiliyorken ve bunlar bizim yargılandığımız 277. maddedeki 'Yargı yapanı etkilemeye teşebbüs' olmuyorsa ve biz bu suçtan yargılanıyorsak söyleyecek hiçbir şey kalmıyor. Tarihin öyle dönemleri var ki yargılanmak gerçekten onur madalyası verir. Biz bu madalyayı taşıyoruz ve hepimiz bununla onur duyuyoruz. Bizimle ilgili gerçek hükmü kamu vicdanı, kamuoyu ve tarih verecektir. Biz son nefesimize kadar hukukun üstünlüğünü yargının bağımsızlığını korumaya, insan haklarını korumaya, bu yolda da mücadele etmeye devam edececeğiz. Bütün toplumun teminatı avukatlar ve barolardır."
DAVANIN GEÇMİŞİ
Ümit Kocasakal ve diğer baro yöneticileri, 6 Nisan 2012'de Silivri'de görülen Balyoz Davası'nı protesto eden sanık avukatlarına destek vermek üzere duruşma salonuna gelmiş mahkemeden izin almadan açıklama yapmıştı. Açıklamayı yapan İstanbul Baro Başkanı Kocasakal mahkemenin adil yargılama hakkının ihlali, silahların eşitliğine aykırı davranışları ve avukatlık mesleğinin onurunu zedeleyen uygulamardan vazgeçmesini istediklerini söylemişti. "Bizim hiçbir kuruluşun denetimine ihtiyacımız yok. Yargının denetimi kendi mekanizması içindedir" diyen mahkeme heyeti, Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 10 avukat hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Mahkemenin suç duyurusu üzerine soruşturma başlatan Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında dava açmıştı.
DURUŞMA YAPILMADAN ERTELENMİŞTİ
Silivri Adliyesi'nde 17 Mayıs 2013 tarihinde görülen davanın ilk duruşmasını çeşitli ilerden baro temsilcileri, avukatlar ve yurtdışından hukukçular izlemek istemişti. Dava yoğunluk ve salonun fiziki koşullarının yetersiz olduğu gerekçesiyle yoklama ve kimlik tespiti gibi usul işlemleri dahi yapılamadan duruşma 12 Ekim 2013 tarihine ertelenmişti. Ancak mahkemenin davayı ertelediği 12 Ekim 2013 tarihinin cumartesi gününe denk geldiğinin anlaşılması üzerine İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi oturum açarak duruşma için 7 Ocak 2014 tarihini belirledi.