Nâzım, vatan hainliğine devam ediyor. Hâlâ!

~ 21.11.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

Tuhaf bir Pazar günü yaşanıyor Frankfurt’ta. Geçmiş zamanla, şimdiki zaman karışmış durumda. Soğuk bir akşamüstü, ünlü Alte Oper’in önünde toplanan kalabalık, Türkiye’deki tutuklu gazeteciler için bir gösteri yapıyorlar. Mustafa Balbay’ın hücresinin bir benzeri konulmuş meydanın orta yerine. İsteyen içine girip, Balbay’ın kaç metrekarelik bir dünyada, gökyüzünü hayal ettiğini anlamaya çalışıyor. Bir ara hızlı adımlarla, paltosunun yakasını kaldırmış bir adam geçiyor kalabalığın içinden. Durup bakıyor Balbay’ın hücresine, sonra Alte Oper’in içine doğru yürüyor. Akşam vereceği konserin provasına yetişmek için acele ediyor. Bilen bilir, Fazıl Say, yüzlerce kere çaldığı bir eser bile olsa, provaya asla geç kalmaz.

Frankfurt, Hessen Türk Toplumu’nun 20.kuruluş yılı kutlamaları kapsamında önemli bir gece yaşamaya hazırlanıyor. Fazıl Say imzalı “Nazım Oratoryosu”nun heyecanı çok önce sarmıştı bölgeyi. Biletler çoktan tükenmiş durumda. Daha önce defalarca dinlediğim eseri, birkaç isim değişikliğiyle ve Alman bir koroyla dinleyecek olmanın merakıyla salona doğru yürüyorum. Yakın zamanda Fazıl Say’ın “İlk Şarkılar” albümünü yayınlayarak, yıllardır birlikte çalışmak istediği piyanisti bir anlamda Ada Müzik ailesine dahil eden Bülent Forta’nın, bir avroluk vestiyer ücretimi ısmarlamasıyla giriyorum olağanüstü Alte Oper’in dünyasına.

Hessen Türk Toplumu Başkanı Erhan Songün, giriş konuşmasını yaparken oldukça heyecanlı. Üstelik bu anlamlı yıldönümü, Nazım’ın ölümünün 50.yılına denk düşmüş durumda. Salonda Türkiyeli dinleyici sayısı fazla ama Almanlar da var elbette. Frankfurt Belediye Başkanı çok kültürlü, çok dilli şehrin “Eşsiz” Fazıl Say’ı ağırlamaktan büyük gurur duyduğunu söylediği konuşmasını kısa kesmeye özen gösteriyor.

Bundan sonrası konser notları:

  1. Hangi ülkeden olduğu fark etmiyor, cep telefonu olan her seyirci, konserde görüntü almak ya da ses kaydı yapmak istiyor.

  2. Şef İbrahim Yazıcı, iki gündür Türkçe telaffuzlara çalıştırdığı Alman koronun, konser performansından o kadar memnundu ki, bu beden diline de yansıdı. Bagetli başladığı konseri çıplak elleri ve çalışılmış bir koreografiyi andıran hareketleriyle tamamladı.

  3. Genco Erkal ve Fazıl Say. Sıfatlarla coşturmaya, abartılı cümlelerle üstlerine yaldız dökmeye gerek yok. Çok “yukarıda” oldukları bir geceyi, bir an bile “tempo” düşürmeden tamamladılar.

  4. Genco Erkal “Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala,” diye haykırdığında, salon adeta alkıştan yıkıldı. Oratoryonun sergilendiği bütün konserlerde olduğu gibi. Çünkü herkes biliyor ki, “Siz vatanperverseniz, ben vatan hainiyim,” diyen Nazım, vatan hainliğine devam ediyor. Hala.

  5. “Kız Çocuğu” çalınmaya başladığı anda seyirci mahvoldu. O küçücük kızın, Annika Eitner’in titreyen sesi ve kırık Türkçesiyle söylediği şarkı, ciğerlerimizi söktü. Ah be çocuk, ne yaptın sen öyle?

  6. Blok flütçü çocuğun, solosundan yaklaşık yirmi dakika önce mikrofon başına geçip parmak ısıtması, duygusal olarak zorlu geçen gecenin kahkahasıydı. Fazıl Say’ın bakışla müdahalesi, İbrahim Yazıcı’nın anlamlı gülümsemesi yetmeyince, çelistlerden biri usulünce oturttu heyecanlı çocuğu. Ama çocuk haklı, ne iş yapıyorsan öyle ciddi yapacaksın: “büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela.”

  7. Konserin sonunda Alman arkadaşına sarılan Türk genç kızın “İyi de konser bitti, benim ağlamam bitmedi,” demesiydi gecenin özeti.

Tuhaf bir Pazar günü yaşandı Frankfurt’ta. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman birbirine karıştı. Nazım oradaydı. Genco Erkal, gecenin sonunda kendisine hediye edilen yağlı boya tabloda resmedildiği gibi, yirmi yaş gençti. Oradaydı. Fazıl Say, bu eserinin nice konserinden sonra, hala ilk çalındığı günün ruhundaydı, zamansız bir derviş gibi geçti piyanonun tuşlarından. Oradaydı. Biz de oradaydık. Yaşamak, denen kavganın kıyısında. “Yani, nasıl ve nerede olursak olalım/ hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...” diyen Nazım’ın dizelerine bakarak yürüdük gecenin sonuna.

 

Yekta Kopan/ Birgün

Hits: 952