Orta refüje ağaç dikerek ormanlar kurtulur mu?

~ 16.11.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

Anadolu coğrafyası, küresel krizle birlikte damarları tıkanan sermaye gruplarının yağmasına açıldı. Hangi projenin ne amaçla yapıldığının bir önemi yok. Önemli olan iş makinelerinin durmaksızın devinimi. Anadolu, Moğol istilalarından bu yana böyle yağma görmedi!

Yusuf Yavuz
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın, Gazi Üniversitesi Gölbaşı Yerleşkesi'ndeki "5 Milyon Üniversite Öğrencisi İçin 5 Milyon Fidan Dikimi" töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı boyunca Türkiye'nin dört bir yanında yaşam alanlarına yıkım getiren, ormanları katlederek insanları ve canlıları yurtlarından eden projeleri överek; "biz çevreciyiz be! Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın her zamanki hamasi üslubuyla süren konuşmasının satır aralarına geçmeden önce bir kaç anımsatma yapalım...
AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'nin ormanları, suları, meraları, dağı taşı 'yasal olarak' yağmaya açıldı. Dünyanın pek çok ülkesinde yıllar önce yaşanan ekolojik yıkım, Türk halkıyla birlikte Anadolu coğrafyasının biyolojik zenginliğini de vurdu.

Halka rağmen, halk için yapılan tahribat
Sözün özü, Anadolu coğrafyası, küresel krizle birlikte damarları tıkanan sermaye gruplarının yağmasına açıldı. Hangi projenin ne amaçla yapıldığının bir önemi yok. Önemli olan iş makinelerinin durmaksızın devinimi. Anadolu, Moğol istilalarından bu yana böyle yağma görmedi! Bütün bunların ayrıntılarını medyadan izleyemiyorsanız, çevrenize bakmanız yeterli. Halka rağmen, 'halk için' yapıldığı öne sürülen binlerce yıkım projesinin yarattığı tahribatı gözlerinizle görün.

Bakan Eroğlu: 'HES'lerde destan yazdık'
Ancak Başbakan'a kayıtsız şartsız biat etmiş olan bakanları bu yıkımı, "kalkınma ve büyüme" olarak sunmakta ısrarlılar. Örneğin 2014 yılı için 12 milyar lira bütçe ayrılan Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın başında bulunan Bakan Veysel Eroğlu, bütçeyle ilgili yaptığı açıklamada, Hidroelektrik enerji üretiminde destan yazdıklarını öne sürüyor. Ancak Bakan Eroğlu'nun "destan yazdık" dediği HES uygulamalarına bakıldığında, ekmeğine, suyuna, toprağına sahip çıkmaya çalışan halkın üzerine sopalarla saldırılıyor, kurşun yağdırılıyor. Bu tabloyu genişletmek mümkün ama biz yine Başbakan Erdoğan'ın konuşmasına dönelim...

'Özgür düşünce yeşil çevrede doğar'
ODTÜ'de adeta intikam alırcasına binlerce ağacı katleden, buna karşı direnen öğrencileri biber gazıyla, copla ezmeye kalkan; Gezi Parkı'ndaki ağaçları korumaya çalıştıkları için aylarca halkına zulmü reva gören iktidarın Başbakan'ı bakın ne diyor: "Gençlerin yetişmesinde en az dersler kadar okul binalarının, kampüslerinin estetiği de önem arz ediyor. Gri binalardan, gri düşünceler doğar. Yeşille bezenmiş bir çevrede ise özgür düşünce doğar."

Konuşmasında, iktidarları boyunca yaptıkları bölünmüş yolları ve havaalanlarını sıralayan Başbakan Erdoğan, Marmaray'ın inşaatı sırasında ortaya çıkan kültür mirasına "çanak çömlek" diyerek projeyi geciktirdiği gerekçesiyle esip gürleyen kendisi değilmiş gibi; "Bütün bunları yaparken tabiata, tarihe, kültürel mirasa dokunmuyoruz. Kalkınırken tarihi mirastan uzaklaşmıyoruz. Büyürken özümüze yabancılaşmıyoruz. Yol, köprü, tünel, konut, hastane, okul yaparken tabiatı tahrip etmiyoruz" diye konuştu.

Yaşam alanlarına, doğasına sahip çıkan halka çapulcu diyen, HES'lerin katledeceği vadileri sit alanı ilan eden kurula, "şimdiye kadar aklınız neredeydi?" diye çıkışan Erdoğan değilmiş gibi bakın bugün neler söyledi: "Ağaç dikme konusunda, çevre hassasiyeti konusunda kimse bizi eleştiremez. Biz, ağaç dikme konusunda, çevrecilik konusunda cumhuriyet tarihinin en büyük projesini yürüttük. Bu topraklara, bu ülkenin şimdiye kadar gördüğü en fazla fidanı biz diktik. Yani, biz, şu ana kadar, aslında Belçika büyüklüğünde bir alanı ağaçlandırdık."
'Orta refüjleri güçlendirdik. Biz çevreciyiz be!'
Başbakan, uzun uzun projelerini anlatıyor. İstanbul'a belediye başkanı olduktan sonra İSKİ'nin 3 milyon müşterisi için 3 milyon ağaç diktiklerini dile getiriyor: "Bütün caddeleri ağaçlandırdık. Orta reflüjleri fidan değil, ağaçlarla güçlendirdik. Bütün bu rakamlar ortada, biz çevreciyiz be! Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz."

Çevreciyim diyerek ekokırım yapmak
Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin son yıllarda 'çevrecilik' konusundaki karnesinin dünyanın en gerisinde olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kampuslere, yol kenarlarına ağaç dikmeyi, hiç bir hatırası olmayan 'hatıra ormanları' kurarak pek çok yerde bozkır ekosistemlerini yok etmeyi 'çevrecilik' olarak gören anlayışın ülkeyi getirdiği nokta tam bir "ekokırım"dır!
Her fırsatta içinden milyarlar geçen rakamlar vererek dikdikleri fidanların sayısıyla övünen anlayış, ağaçlara sarıldığı için kıyılan gencecik fidanların sayısını hiç bir zaman dile getirmedi.

Daha önce yazmıştık bir kez daha yineleyelim; Orman Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Yücel Çağlar'ın verdiği bilgilere göre AKP'nin iktidara gelmesinin ardından 2003-2011 döneminde 15 bin maden işletmesine 43,7 hektar (437 milyon m2) orman tahsis edildi.
Yetmedi, 2011 yılı sonuna değin 17,4 bin turizm, üniversite, vb yatırımcıya 'devlet ormanı' sayılan 319 bin hektar arazi tahsis edildi. Bu da yetmedi, özel kişi ve kuruluşlara; badem, ceviz, kestane, adaçayı ve benzeri türlerin tarımını yapmaları için 'bozuk devlet ormanı' sayılan yaklaşık 100 bin hektar arazi tahsis edildi.
Başbakan, gerçeğin üstünü örterek yıkımı kurtuluş reçetesi gibi göstermekte usta bir siyasetçi. Ancak Türkiye'deki yıkımın geldiği noktada artık mızrak çuvala sığmıyor.

Süreç halka 'Devlet Amerikalı biz Kızılderiliyiz' dedirtiyor
Antalya'nın Ahmetler köyünde sularını korumaya çalışan köylülerin üzerine ateş açan HES şirketinin özel güvenlik görevlilerini jandarmanın korumasına içerleyen köylüler, Türk vatandaşlığından çıkmayı tartışıyor, "biz Filistin'iz, karşımızda İsrail var" diyorlardı. Başbakan'ın kalabalığa ağaç dersi verirken övünerek vurguladığı 'Rizeli' oluşu ise akla Fırtına Deresinin yıkımdan korunması için ömrünü adayan Erdoğan'ın hemşehrisi Vatandaş Mustafa'nın yıllar önce söylediği sözleri getirdi. Vatandaş Mustafa, Fırtına Deresi'ni HES yıkımından korumak için verdiği mücadele sırasında yaşadıklarını, "devlet Amerika, biz Kızılderiliyiz" sözleriyle özetlemişti.

Beyazlarla saldıran Başbakan Erdoğan, bugün Gölbaşı'nda bir kez daha Kızılderililerle yas tuttu!

 

solhaber

Hits: 871