Devlet gözünde suçlu toplum için kahraman

~ 11.11.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

Keşfettikleri hukuk ve etik dışı uygulamaları kamuoyunun bilgisine açan, şirket ve devletlerin sırlarını ortaya çıkaran ‘whistleblower’lar, son 30 yılda dünya gündemine oturdular. ‘Ülkelerine ihanet etmek’le suçlanıp yargılanan, büyük cezalar alan bu kişiler, iktidarlar nezdinde suçlu ilan edilseler de toplumun gözünde kahraman haline geldiler.

Whistleblower’ için henüz Türkçe bir karşılık üretilmedi. Bire bir çevirisi “Islık üfleyen.” ‘Bilgi sızdıran kişi’, ‘muhbir’ anlamında kullanılıyor. Kelimenin orjini, bir dönem İngiliz polislerinin suç işleme eğilimde olan kişileri ıslıkla uyarmasına dayanıyor. Bugünkü kullanımında ise ‘whistleblowing’, devletlerin ve büyük şirketlerin sır gibi sakladığı, toplumun menfaatlerine aykırı hukuk ve etik dışı uygulamaları ve sırları ortaya çıkarmak anlamında kullanılıyor. Kavramın iki faklı yönü var. Birincisi ‘internal (iç) whistleblowing’ olarak adlandırılan, kurum içindeki hukuk ve etik dışı uygulamaların kurum yönetimine bildirilmesi, ‘external (dış) whistleblowing’ ise kurum içindeki uygulamaların basın yoluyla kamuoyuna sızdırılması anlamında kullanılıyor.
 

 

***

 

 

İsrail’in nükleer üssünü teşhir etti

 

1986 yılında İsrail’in nükleer silah programını İngiliz Sunday Times gazetesine açıklayan Mordehay Vanunu, İsrail devletinin acımasız cezalarına maruz kalmış ünlü bir muhbir. Kendisinin de teknisyen olarak çalıştığı Dimona Nükleer Santrali’nde İsrail hükümetinin dünyadan gizli bir şekilde 200’den fazla atom bombası ürettiğini ifşa etti. Vanunu, elindeki bilgileri herhangi bir devlete değil, basına sızdırması ile ilgili olarak “Ortadoğu’da bir nükleer silahlanma yarışına girilmemesi, toplumların menfaati için bilgileri basına verdim” açıklaması yaptı. Bilgileri basına sızdırmasının ardından Roma’da MOSSAD ajanları tarafından yakalanan Vanunu, bayıltılarak İsrail’e getirildi, gizli gerçekleştirilmiş mahkemelerce 18 yıl hücre hapsine mahkum edildi. 2004 yılında serbest bırakılan Vanunu’nun yurtdışına çıkışı yasaklandı ve halen her hareketi izlenmektedir.
 

 

***

 

 

Sigara bağımlılığını artıran firmaya darbe

 

Büyük bir sigara firması olan Brown&Williamson’ın eski yöneticisi Jeffrey Wigand, 1996 yılında katıldığı bir televizyon programında şirketinin, ürünlerindeki nikotin miktarını gizli biçimde yükselttiğini, bu şekilde müşterilerin sigaraya bağımlılığını artırdığını ifşa etti. Wigand şirketinden kovuldu, birçok ölüm tehdidi aldı. Mücadelesi, 1999 yapımı Köstebek (The Insider) filmine konu oldu.
 

 

***

 

Wikileaks gündem değiştirdi
 

Bradley Manning, 2010 yılında Irak’ta ABD askeriyken ulaştığı, ABD konsoloslukları ve büyükelçiliklerine ait 92 bin belgeyi Wikileaks’e sızdırdı, tutuklandı ve hakkında 52 yıl hapis istemi ile dava açıldı. Manning’in ifşa ettiği belgelerden biri 2007 yılında bir ABD helikopterinin Bağdat’ta düzenlediği saldırıda aralarında iki gazeteci olan 12 sivile ateş açıp ölümlerine neden olduğunu göstermekteydi. Manning, halen hakkındaki davanın sonuçlanmasını beklemek için Virginia’da bir askeri üs hücresinde tutulmakta ve maruz kaldığı uygulamalar yüzünden ruhsal çöküntüde olduğu bilinmektedir.
 

 

***

 

Bebek ölümlerini azaltan ‘muhbir’
 

 

İngiliz anestezi uzmanı Stephon Bolsin, 1989 yılında birçok bebeğin İngiliz kamu hastanelerinde sağlıksız koşullarda yapılan kalp ameliyatları sırasında öldüğünü medyaya sızdırdı, bu konuda önlemler alınmasına öncülük etti. Bu sayede bebek ölümlerini yüzde 30’dan yüzde 5’e indirerek bir halk kahramanı oldu.

 

 

***

 

FBI çevirmeni Sibel Edmonds
 

Türk asıllı bir Amerikan vatandaşı olan Sibel Edmonds, 11 Eylül 2001 saldırılarının hemen ardından FBI tarafından çevirmen olarak işe alındı. Çalışması sırasında 11 Eylül’le ilgili çok sayıda belgenin kurumca hasır altı edildiğine şahit olduğunu açıkladı. Edmonds ayrıca FBI yetkililerinin bütçeden daha fazla pay alabilmek için işleri yavaşlattığını, birlikte çalıştığı bir çevirmenin casusluk yaptığını iddia etti. 2002 yılında işten çıkarıldı. Hukuki mücadeleye girişmek isteyen Edmonds’ın talebi ‘güvenlik’ gerekçesiyle reddedildi. Yüksek mahkemeye başvuran Edmonds’ın iddialarının sağlam temellere dayandığı Adalet Bakanlığı’nca kabul edildi.
Edmonds, 2004 yılında yaklaşık 50 eski istihbarat çalışanı muhbir ile National Security Whistleblowers Coalition (NSWC) adı altında bir ‘whistleblower’ koalisyonu kurmuştur.

 

 

***

 

Brockovich davası
 

 

Herhangi bir hukuki eğitimi bulunmayan ABD’li Erin Brockovich, bir emlak davası dosyasını incelerken Kaliforniya’da 1960’lardan bu yana birçok insanın Krom6 zehirine maruz kaldığını keşfetti. Zehrin sebebi, Pacific Gaz ve Elektrik Şirketi’nin kompres istasyonundan yer altı sularına zehirli atıklar sızdırmasıydı. Brockovich ve patronu Ed Masry, 1996 yılında başlattıkları hukuk mücadelesi sonunda Pacific şirketini 600’den fazla bölge sakinine 330 milyon dolar ödemeye mahkum ettirmeyi başardı. Brockovich’in zaferi 2000 yapımı Erin Brockovich filmine konu oldu.

 

 

***

 

 

11 Eylül saldırısı FBI’ın takibindeydi

 

TIme Dergisi, 2003 yılının ilk sayısında  ‘bilgi uçuran’ üç kadın olarak Sherron Watkins, Coleen Rowley ve Cynthia Cooper’ı “Yılın Kadınları” seçti. Sherron Watkins, ABD’nin en büyük yedinci şirketi olan doğalgaz dağıtıcı firması Enron’un zararını bilanço dışına çıkararak gizlediğini ortaya çıkarmıştı. Enron, 2001 yılında iflas etti.
Cynthia Cooper çalıştığı WorldCom adlı şirketin bilançolarda değişiklik yaparak yıllık kârını daha yüksek gösterdiğini ifşa ederek, küçük yatırımcılar açısından büyük bir skandalı ortaya çıkardı.
İçlerindeki en büyük gündemi yaratan kadın ise, bir FBI ajanı olan ve 11 Eylül 2001’de 2995 kişinin ölümüne neden olan saldırıları yapan kişilerin FBI tarafından tanındığını, ancak gerekli denetimlerin yapılmadığını iddia eden belgeler ile ortaya çıkan Coleen Rowley idi. Rowley, 11 Eylül’den aylar önce şüpheli bazı kişilerin ABD’de uçuş dersleri aldığını, hatta bunlardan Moussaoui’nin önemli bir şüpheli olduğunu amirlerine iletti; ancak sesini duyuramadı ve tarihin en büyük terörist saldırılarından biri gerçekleşince, yazdığı 13 sayfalık raporu Senato İstihbarat Komitesi üyelerine verdi. Yapılan birçok baskı ve ayırımcı muameleye rağmen Rowley FBI’daki görevini sürdürmektedir.

 

 

***

 

ABD’nin dinlemelerini tüm dünyaya duyurdu
 

Edward Snowden, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve CIA’in eski çalışanı. Mayıs 2013’te Amerika’nın istihbarat servisi NSA’in tüm dünyada telefon ve internet kayıtlarını izlediğine yönelik belgeleri The Guardian gazetesine ifşa etmesiyle ses getirdi. Snowden, NSA’nın Çin’den Almanya’ya bir çok ülkedeki sivilleri, devlet başkanlarını ve Avrupa Birliği bürolarını izlediği ve dinlediğini ortaya çıkardı, bu uygulamanın yasal olmadığını, kişisel hayatlara müdahale olduğunu ortaya koydu. Tüm dünyada büyük bir yankı uyandıran Snowden, Hong Kong’a kaçmak zorunda kaldı ve her gün ABD’nin tehditlerine maruz kaldı. Belgeleri ifşa eden The Guardian gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Alan Rusbridger Snowden’ın sızdırdığı birkaç belgeyi gazetede yayımladıktan sonra, İngiliz yetkililerin geçen ay Guardian’ın Londra ofisine geldiğini ve Snowden’ın belgelerinin bulunduğu bilgisayarların sabit disklerini imha ettiğini yazdı. Birçok ülkeye yaptığı sığınma teleplerine Rusya karşılık verdi ve Snowden’a bir yıllık sığınma hakkı verildi. Şu an Rusya’da bulunan Snowden, en son Alman Der Spiegel’de “Gerçekler için Manifesto” başlığı ile yayınladığı metinde, açıkladığı bilgilerin yasal takip ve diğer alanlarda reformların gerekliliğini ortaya koyduğunu, bunların faydalı olduğunu ve toplumun bundan yararlanacağını söyledi. Yurttaşları kamu için önemli olan konularda bilgilerin gizlenmesine karşı mücadele etmeye davet eden Snowden, doğruları söyleyenlerin suç işlemediğini, ajanların siyaseti belirlememesi gerektiğini ifade etti. ABD Kongresi, ülkesine büyük zarar vermekle suçladıkları Snowden için affın söz konusu olmadığını söylüyor.
 

 

***

 

 

RedHack, Utku Kalı ve Reyhanlı saldırısı

 

2013 yılının mayıs ayında, Türkiye’nin ünlü hacker grubu RedHack, 52 kişinin katledildiği Reyhanlı Saldırısı ile ilgili jandarma istihbarat raporlarını kamuoyuna ifşa etti. Redhack üyeleri, devletin halktan sakladığı belgeleri ve gerçekleri açıklamaktan dolayı ‘sanal teröristler’ olarak adlandırıldı. Devlet, belgeleri RedHack’e sızdırdığı iddiasıyla Er Utku Kalı’yı tutukladı. Kalı, hâlen çok kötü cezaevi koşullarında, devletin hatalarının günah keçisi olarak tutuklu bulunuyor. Tarih, RedHack’i kahraman ilan ettiği gibi, devletin günah keçisi olarak seçip haksızca yargıladığı masumları da unutmayacak.

 

Birgün

Hits: 1325