"Yol medeniyettir. Medeni olmayan kıymetini bilmez. Cami çıksa önüne yıkarız" demişsiniz madem biz de diyelim öyleyse.
Yakıp yıkan her ne kadar biz olsak da sizin dilleriniz de marjinal ve vandal olsak da siz kendi ağzınızla söylüyorsunuz yıkmayı.
Kimbilir belki de haklısınızdır! Yollar o kadar kritikleşiyordu ki en azından oradan oraya sürdüğünüz Dolmabahçe cami imamı ve müezzini için bile yol gerekiyordu size.
Oysa atanamıyordu binlerce öğretmen ve hiç yollara çıkamıyordu.
Ulaşım için yaptığınız yollarda o kadar çok herşeyimizi kaybediyorduk ki kime ve neye ulaşacaktık artık? Ulaşacaklarımız kalmamışsa yolları ne yapmalıydık?
Hoş bizim can havliyle camiye girmemizie bile aylarca söyleyip durduktan sonra sizin yıkmaktan bahsetmeniz pek de akıl karı olmamış olmamış ama söylemişsiniz işte yine de.
Yıkmak değil ama ayakkabıyla girmek yasak.
Siz cami yıkmak derken aklıma Can Yücel düşüyordu.Hani komünist olan, hani mezartaşı parçalanan Can Yücel.Bir komünist olarak vaktiyle camileri yıktırmam diye yürüyordu kürsülere.
Araştırın bulursunuz siz de nedir ne değildir diye.
Taksim meydanda nihayet sosyalistlerin devletten koruduğu antikapitalist müslümanlar cuma namazını kılıyordu nihayet.
Yolun üstündeydi onlar da.
Siz camileri gerekirse yola çeviririz derken yollar inanan insanlar için ibadethane olmuştu bile çoktan.
Siz, hep ağaç diktim diye anılmak istiyorken ve şu kadar ağaç diktik diyorken, hep ama hep ağaçları keserken yakalanıyordunuz kameralara.
Anlamalısınız, her ne kadar mesele ağaç olmasa da ağaçtır da aynı zamanda.
Nihayet bizim 1 liramız para ediyor ve çay içebiliyoruz onunla ama ne sizin ODTÜde kestiğiniz ağaçlar için vermeye çelıştığınız 211 bin lira bir fidan ediyor, ne de Roboski'de ölenlerin ailelerine vermeye çalıştığınınz 125 bin lira 1 can ediyordu.
Ne diyeyim?
Fazla özgüven fazla hata da yaptırır insana.
Rasyonel bir akılla kararlılığınızı anlatıyorsunuz anlıyorum elbette.
Kendinizin en kutsal bildiği, ve hatta üzerine okuduğunuz şiirden hapse girmenize sebep camiyi bile bu rasyonellik içinde gerekirse yıkarım diyorsunuz onu da anlıyorum.
Ama işler tam burada karmaşıklaşıyor işte.
Herşeyi rasyonalize etmeye kalktığınızda; ne aşkı ne hayatı ne de bu genç yaşta hayatlarını diğerleri için kaybedenleri anlayamıyorsunuz.
Yol yapıyorsunuz ama, yolcular için değil...
İşte bu hiç rasyonel değil.
Kararlılığınızı bildirıiyorsunuz anlıyorum ama sizden gayrılarının da kararlılığı var ve onu da siz bilmelisiniz.
Ben seçildim ve istediğimi yaparım diyebilirsiniz elbette ama biz de seçenleriz diyebiliriz. Seçen yoksa seçilen de yok? Unutmamalısınız daha bir ay önce devrimcilerden alıntıladığınız sloganı ''söz yetki karar halka''...
Alın size 'irrasyonel' bir durum daha;
Yol için cami yıkacakken, karşınızda ağırlıkla komünistleri bulacaksınız...Halimiz budur...
Politik doğruculuk değildir bu söylediğim, en azından benim açımdan öyle.
Yol kesen Deli Dumrul'un herkes yol kestiğini konuşur da ama sonunu unutmak ister en ağır kısmı orası olmasına rağmen. Konuşmalıyız değil mi Aşkın kurtardığı Deli Dumrul'u?
Sonunda deli değildir artık Dumrul?
Dün ODTÜ için eylem yapanları Taksim'de yakapaça gözaltına alıyorken siz, dikkat etmeliydik bir yandan da kendimize ağaçlar kadar. Oramız buramız açılmasın, Hüseyin Çelik kızıyor sonra!!!
Yol medeniyettir diyorken siz, aklıma düşüveriyor Turgut Özal'ın, her köye yol elektrik sözleri ve zenginliği anlatmak için her evde televizyon, çamaşır makinası olduğunu söylediği.
Ne acayip! çokça alıntıladığınız Mehmet Akif Ersoy dahi demişken ''Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar'' diye. Yolu koysak 'medeniyetin' yerine abes kaçmazdı artık...
Biz şimdi seyretmiyoruz o televizyonları, haberiniz olmalı. Haberlerimizi kendi telefonlarımızda ki yayınlardan alıyoruz artık.
Yollar ise gidemiyor sevdiklerimize, derine en derine gidiyor, toprağın bağrına.Sorun isterseniz Ali İsmail'e, Ahmet'e, Encü'lere...
Medeniyet ortak yaşama kültürüdür haberiniz olsun. Yoksa Dubai'yi en medeni şehir ilan etmelisiniz, bakıp bakıp devasa binalarına.
Gidemeyeceğin yollar yapmamalı, unutmamalı bazı yollar çıkmazdır diye...
Ne diyeyim? Bir ağaç için gerekirse yol yıkarız.
Radikal/ Kemal Bozkurt
