Şiirlerini dünya yoksulları için yazan Cigerxwîn, onların kurtuluşunu, özgürlüğünü, emekçilerin yönettiği bir dünyayı anlatır. Suriye’de emperyalist saldırganlığa karşı sokağa çıkanlar ellerinde Cigerxwîn’in dizeleri yazan pankartlarla tepkilerini dile getiriyor.
Özkan Öztaş - soL
Asıl adı Şehmus Hasan. Cigerxwîn adını ilk kez, Kürt aydınlarından Celadet Bedirxan’ın çıkardığı Hawar (Çığlık) dergisinde kullandı ve o dergide çıkan şiirlerinin ardından bu isimle anılmaya başlandı. “Halkım gibi yaralıyım ben de. Yüreğim yaralı. Kanıyor ciğerim. O yüzden adım ciğeri yaralı; Cigerxwîn” diye tarif ediyor kendini.
Yurtsever ve burjuvaziye düşman
1903 yılında dünyaya gelen şair Kürtlerin Nâzım’ı olarak bilinir. Pek çok yönden de benzerlik taşır yaşantısı Nâzım’la. Yurtseverdir. Kürt halkının burjuvaziye karşı mücadelesinde bir meşale olmuştur dizeleri. Her ikisi de doğup büyüdükleri topraklardan uzaklarda yazarlar şiirlerinin büyük bir kısmını. Her ikisi de memleketlerinden uzakta yitirir yaşamlarını. Yalnız Cigerxwîn’in bir farkı vardır; Stockholm’de yaşamını yitirmiştir ama Suriye Kürtlerinin yaşadığı Rojava kentlerinden biri olan, Qamışlo’ya gömülür.
'Açım ey molla'
Cigerxwîn, kendini Kürt emekçi halkının mücadelesine adar. Komünist kimliği ile bilinen şair, geçmişinde medresede şeriat eğitimi alsa da “Hem çıplak hem açım ey molla, nedeyim orucu namazı” şiirinden de hatırlanacağı üzere, şiirlerinde ve yaşamında seküler bir damarı hiç eksik etmemiştir. Marx’a, Engels’e yazılmış şiirleri olan Cigerxwîn, savaş karşıtı şiirleri ile de bilinir.
Cigerxwîn, Suriye Komünist Partisi başta olmak üzere kimi örgütlerde yer almıştır. Bugün pek çok Kürtçe ezgiye konuk olan dizelerin şairi de kendisidir. Şair, kır emekçilerinin dertlerini, toplanan pamuğu, bükülen demiri, Mezopotamya’nın pek çok değerini şiirlerinde yoğurmuştur. Kitaplarını “divan” olarak adlandıran şairin, bu biçimde yazılmış 8 tane eseri vardır. İlk divanı 1945 yılında basılmıştır ve “Prisk u Peti” adını taşır. Ardından “Sewra Azadi” (Özgürlük Devrimi, 1954), “Kime Ez” (Kimim Ben, 1973) “Ronak” (1980), “Zend-Avısta” (1981), “Şefaq” (Şafak, 1982), “Hevi” (Umut, 1983), “Aşıti” (Barış, 1985) adlı kitaplar okuyucularla buluşmuştur. Çoğu kez yazıldıkları, dili Kürtçe olmasından ötürü Irak, İran ve Türkiye’de toplatılmış ya da yasaklanmıştır.
Suriye'de bayrak oldu
Cigerxwîn’in şiirleri Türk okuyucularla ilk kez 1976 yılında Gani Bozarslan’ın çevirilerinden oluşan bir derleme ile buluşmuş oldu. Bu derleme, adını, çevrilen şiirlerden biri olan Lenin Şafağı’ndan alır. Şiirlerini dünya yoksulları için yazan Cigerxwîn, onların kurtuluşunu, özgürlüğünü, emekçilerin yönettiği bir dünyayı anlatır. Mollalara, şeyhlere, ağalara karşı mücadeleyi koyar mısralarına. Gericiliğe olan düşmanlığı kadar keskindir emekçilerle olan dostluğu.
Bunun yanı sıra Kürt kültürünün en önemli temaları yine şairin şiirlerinde mevcuttur. Şiirlerinde onlarca Kürt destanının, hikayelerinin, masallarının izlerine rastlarız…
22 Ekim 1984 yılında Stockholm’de yaşama veda eden şair bugün hâlâ Suriye’de Irak’ta ve Türkiye’de okunan ve yıllar öncesinde söyledikleri ile gerçekliğini koruyan bir konumdadır. Suriye’de emperyalist saldırganlığa karşı sokağa çıkanlar ellerinde Cigerxwîn’in dizeleri ile tepkilerini dile getiriyor. Şairin bu ilerici ve aydınlanmacı birikimi, günümüz karanlığında hâlâ Ortadoğu halklarının yolunu aydınlatıyor.
Cigerxwîn Ankara NHKM’de anılıyor
Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde Kürt şair Cigerxwîn için şiirlerin okunduğu bir anma düzenleniyor. Etkinlikte şairin hayatından kesitler sunulacak, şiirlerinden bestelenmiş ezgiler paylaşılacak. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Kürtçe Atölyesince hazırlanan etkinlikte Kürtçe, Türkçe sunumlar yapılıp, Kürt edebiyat tarihinin aydınlanmacı, yurtsever, Marksist şairinin bugüne aktarılan mirası, eserleri, yaşam hikayesi anlatılacak. Etkinlik bu akşam 19.00’dan itibaren izlenebilir.
Solhaber