Demokrasi ve özgürlükler denilince aklınıza ne gelir?
Temel insan hakları, düşünceyi ifade özgürlüğü, örgütlü toplum...
Başbakan Erdoğan’ın dün kamuoyuna açıkladığı demokrasi paketinden ne çıktı?
AKP sevgisiyle yanıp tutuşan gazeteciler, sözüm ona Türk ve Kürt liberaller paketi “ileri bir adım” olarak niteleyip şöyle dedi:
“Yetmez ama evet!”
Ben bu “yetmez ama evet” diyen meslektaşlarımın çoğunu 12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nda görmüştüm.
Bu arkadaşların çoğu bugün medyada yok...
AKP iktidarı onları gönderdi...
Şimdi başka yerlerdeler.
Uyanık olanlar uyanmışlar, eleştiriden kaçınıyorlar...
Dedikleri şu:
“Her adım bir başlangıçtır. Hükümeti desteklemek gerekir. Özellikle Alevi yurttaşlar, cemevleri demokratik paketten fazla yararlanmıyor... Ama bu başlangıç, önemli bir adım, yetmez ama evet diyebiliriz.”
Peki, düşünceyi ifade özgürlüğü ne olacak? Parasız eğitim istedikleri için zindanlara atılan üniversiteli gençler? Yasadışı dinlemelerle, bilgisayar kurgulu tezgâhlarla yargılanan ağır hapis cezası alan bilim insanları, gazeteciler, aydınlar?
Hükümete ve “yetmez ama evet”çilere göre demokrasi paketi, Türkiye için bir dönüm noktası...
Polis, asker, yargıç ve savcılar dışındaki kadın memurlara, öğretmenlere “türban yasağı” kaldırılıyor.
Eh bir süre sonra, kara çarşaf, peçe, fes, sarık serbest bırakılır, demokrasimiz gelişir.
Pakete gelince...
Başbakan paketi açıklarken şöyle dedi:
“Bu paket milletin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykularını kaçırır...”
Erdoğan, muhaliflere açıktan gözdağı veriyor...
Gezi eylemlerinde de bu dili kullananları görmüştük:
“Eylemlerde Ergenekon ve darbeciler var!”
Darbeleri sonlandırmak, sivil ve askeri vesayeti ortadan kaldırmaktan geçer.
Örgütlü demokratik bir toplum yaratılarak gerçekleştirilir bu!
AKP iktidarı muhaliflerin eleştirilerini “darbeci” olarak nitelendirirse, gözdağı verirse sivil otoriter bir rejim ortaya çıkar.
Peki, pakette başka neler var?
Farklı dillerde ve lehçelerde eğitim...
Kürtçeyi de kapsayan bu eğitim salt özel okullarda olacak.
Yüzde 3 ve üzerinde oy alan partilere Hazine yardımı yapılacak...
Bir de seçim sistemi konusunda üç seçenek sundu Erdoğan, her biri birbirinden kötü...
12 Eylül darbesinin getirdiği bugünkü yüzde 10 barajlı sistem...
Barajsız dar bölge ve 5 milletvekili çıkarılacak biçimde düzenlenecek yüzde 5 barajlı Daraltılmış Bölge sistemi...
Hükümet,1965 seçimlerinde uygulanan ve TİP’in Meclis’e girmesini gerçekleştiren Milli Bakiye sistemine neden geçmek istemiyor?
Türkiye koşulları için en demokratik seçim sistemi olduğu için.
Üç seçenek de AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor!
Yetmez ama evetçiler hoşnut!
Alevilerin haklı talepleriyle ilgili hiçbir şey yok pakette...
Göz boyama var!
Nerede basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü?
Okul adı değiştirmek, kurban derisi toplamak, W, Q, X yasağını kaldırmak demokrasi ve özgürlük mü oluyor?
Klavyem özgür, ellerim kelepçeli...
Düşünüyorum öyleyse vurun beni..
Söyleyin bana kaç gazeteci, aydın, bilim insanı tutuklu, tutuksuz yargılanıyor ya da hüküm giydi?..
Niçin Terörle Mücadele Yasası’na ilişkin tek satır yok demokrasi paketinin içinde?
Darbelerle mücadele denilerek çok canlar yakıldı, bir katille ülkenin Genelkurmay Başkanı aynı davada yargılandı.
Faili meçhul cinayetler, asit kuyuları, kayıp insanlar...
Hangi darbeden doğru dürüst hesap soruldu bugüne dek Türkiye’de?
Benim bir madde hoşuma gitti:
“Ötekileştirme!”
Bakın bu iyi!
Kim kimi ötekileştiriyor biliyoruz!
Beni sevenler, sevmeyenler!
Ötekileştiren kim?
Eski valilerden Nevzat Tandoğan’ın “Bu memlekette komünizm lazımsa onu da biz getiririz, size ne oluyor” dediği söylenir.
Başbakan da muhalif gazetecileri almadığı toplantıda “Demokrasi gerekirse onu da (gerektiği kadar) biz getiririz, size ne oluyor” demek istedi.