SOLUKLAŞAN DEVLET SURİYE (II)

~ 02.09.2013, Av. Reha TAŞKESEN ~
Suriye Ulusal Konseyi (SUK):
 
Süreç içerisinde Suriye’deki muhalif/silahlı grupları temsil eden bir siyasal yapılanmaya gidilmiş ve “Suriye Ulusal Konseyi” kurulmuştur1. Merkezi İstanbul’da bulunan SUK’un amacı, Suriye’deki mevcut rejimi devirmek suretiyle yerine modern, demokratik ve milli/sivil bir devlet kurmaktır2.
 
SUK tarafından özellikle “Sivil ve Demokratik Suriye” vurgusu yapılmaktadır.
 
Ancak, kuruluşundan bir yıl sonra özellikle batılı ülkeler bu siyasi/askeri yapılanmanın Suriye’deki muhalif güçleri temsil bakımından yeterli olmadığı şeklinde bir kanaate varmışlardır3.
Süreç içerisinde “Demokratik Değişim İçin Suriye Ulusal Koordinasyon Konseyi” (DDSUKK) adı altında bir başka teşkilat kurulmuş olmasına karşılık, bu yapılanmanın Suriye Devlet’inin kendi unsurları tarafından kurulduğu şeklinde yaygın bir anlayış mevcuttur. DDSUKK Suriye’deki sorunun “görüşmeler yoluyla” çözümlenmesini savunmaktadır.
 
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO):
 
Süreç içerisinde Suriye’de önce bir yarı-askeri yapılanmaya gidilerek “Özgür Suriye Ordusu” (ÖSO) kurulmuş ve devlet/rejim karşıtı unsurların bu teşkilat içerisinde faaliyet göstermesi istikametinde adımlar atılmıştır. Ancak, Suriye içerisinde halen bu teşkilat içerisinde bulunmayan ve kontrol dışı olarak çatışmalara katılan silahlı unsurlar da bulunmaktadır.
 
ÖSO özellikle Suriye ordusundan ayrılan/kaçak durumuna düşen askerlerin katılımı ile Ağustos 2011 ayı içerisinde kurulmuştur4. Basın ve yayın organlarından gelen bilgiler çerçevesinde de komuta merkezinin Türkiye sınırları içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. 2012 yılı sonlarında daha önce Tuğgeneral olan Salim İdris sorumluluğu, yine daha önce Suriye Hava Kuvvetleri’nde Albay rütbesiyle görev yapan Riyad al-Assad’dan devralmıştır.
 
Başlangıçta İdlib Eyaleti’nde faaliyet gösteren ÖSO, giderek çatışma alanını Humus ile Hama içerisine ve Şam yakınlarına kadar genişletmiştir5. Kurulduğu tarihten itibaren Türkiye-Ürdün sınırı arasındaki Suriye’nin ana ekseni üzerinde hakimiyet kurma ve nüfuz alanı oluşturma gayreti gösteren ÖSO, bazı zamanlar kazanımlar elde etmekte ve bazı zamanlar da geri çekilmektedir6.
 
Son dönemde Suriye kuzeydoğusundaki Kürt unsurları temsil eden DBP/PYD ile ÖSO (ve al-Nusra Cephesi) unsurları arasında çatışmalar olmaktadır.
 
Kısa zaman içerisinde Suriye Devlet güçlerine karşı bir üstünlük sağlaması ise mümkün görülmemektedir7.
 
Suriye Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu (SDMGUK, Suriye Ulusal Koalisyonu-SUKOA):
 
ÖSO da dahil olmak üzere Suriye içerisinde faaliyet gösteren diğer bütün silahlı gurupları temsil ettiği öne sürülen SUK’un geçen zaman içerisinde somut bir sonuca ulaşamaması üzerine ve uluslararası toplumun da baskısı ile kurulmuştur8.
Merkezi İstanbul’da/Kahire’de bulunan SUKOA’nın siyasi maksadı; Esad rejiminin değiştirilmesini, istihbarat ve güvenlik birimlerinin etkisiz kılınmasını, Suriyelilerin öldürülmesine ve (zor kullanarak/zorlayarak) yer değiştirmelerine neden olan sorumlulardan hesap sorulmasını sağlamaktır9.
 
Ancak, SUKOA kurulduktan sonra da olumlu ve olumsuz gelişmeler gözlenmiştir. Bu siyasal yapılanmanın uluslararası alanda tanınması istikametinde önemli gelişmeler olurken, Suriye’deki bazı siyasi/askeri yapılanmalar tarafından hoşnutsuzluk dile getiren eleştiriler de olduğu dikkat çekmiştir10.
 
SUKOA kurulduktan sonra tanınmışlık bakımından uluslararası alanda oldukça hızlı bir gelişme yaşanmıştır11. “SUKOA Genel Kurulu” İstanbul’da toplanarak geçici hükümetin başbakanını seçmiştir12. Ancak, teşkilat içerisindeki görüş ayrılıkları nedeniyle başbakan seçildikten 5 ay sonra istifa etmek zorunda kalmıştır.
 
Uluslararası alanda tanınmış olma bakımından geniş bir destek almasına rağmen SUKOA kurulduktan sonra da Suriye’deki muhalif unsurlar arasında bir birlik sağlandığı konusunda güçlü bir kanaat henüz ortaya çıkmamıştır.
 
Demokratik Birlik Partisi (DBP/PYD):
 
Bölgesel yönetimler içerisinde Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiği ve çok konuşulduğu için DBP üzerinde durmamızın uygun olacağını düşünüyoruz.
 
Öncelikle Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgede nasıl bir siyasi ve askeri yapılanma olduğunu anlamakta fayda bulunmaktadır. Bölgede iki ayrı ve ancak ortak hareket eden Kürt yapılanması mevcuttur. DBP, Batı Kürdistan Halk Meclisi’ni ve diğer 16 siyasi parti ise Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi’ni kurmuşlardır13.
 
Bu iki meclis 2012 yılı içerisinde Erbil’de bir araya gelerek Kürt Yüksek Konseyi adı altında birleşmiştir14. Erbil’de gerçekleştirilen bu toplantı ile Suriye kuzeydoğusundaki Kürt gruplar arasındaki siyasi görüş ayrılıklarının ötelendiği ve (stratejik) önceliğin bu bölgede bir özerk/otonom yapılanmanın sağlanmasına verildiği düşünülmektedir.
 
Irak kuzeyindeki “Irak Kürdistan Bölgesi” gibi bir siyasi oluşumun, Suriye’nin kuzeydoğusunda da yapılandırılması ve uygun koşulların sağlanması bakımından çalışmalar devam etmektedir15.
 
Özerk/Otonom olan “Irak Kürdistan Bölgesi” başkanlığı tarafından Suriye’deki Kürtlerin gerektiğinde savunulacağı konusunda açıklama yapılmıştır16.
Suriye’nin kuzeydoğusu DBP’nin de içerisinde yer aldığı Kürt Ulusal Konseyi (KUK) tarafından yönetilmektedir. Irak’ın kuzeyi ile temasın kurulmasını sağlayan sınır kapısı Halk Savunma Kuvveti (HSK/YPG) unsurları tarafından kontrol edilmektedir. Pasaport kontrolleri yapılmaktadır. Sınırı oluşturan Dicle nehri üzerinde nehir vasıtaları çalışmaktadır, insan ve mal nakliyatı gerçekleştirilmektedir17.
 
DBP tarafından Avrupa’da temsilcilik açılmıştır. Bu temsilcilik Avrupa’daki Suriyeli Kürtler arasında iletişim ve dayanışma sağlamak ve daha da önemlisi Avrupa’daki (siyasal) kurum ve kuruluşlarla diplomatik bağlantılar tesis etmek suretiyle Suriye’deki “Kürt Sorunu” hakkında bir kamuoyu oluşturmak, destek verilmesini ve bilinirliğini/tanınmışlığını sağlamak maksadına yönelik olarak çalışmaktadır18.
 
Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürt siyasal yapılanmasının emareleri artık açık şekilde teşhis edilebilmektedir.
 
DBP/PYD Varlığının Türkiye’ye Etkileri:
 
Kendileri tarafından olmadığı öne sürülmesine rağmen DBP’nin, Irak’taki Kürt (özerk/otonom) Bölgesi Yönetimi, PKK ve Suriye Hükümeti ile bağlantıları olduğu değişik kaynaklar tarafından ifade edilmektedir.
 
DBP’nin bu bağlantılarının Türkiye’nin bölge ve Suriye politikaları bakımından olumlu sonuçlar ortaya çıkardığını söylemek mümkün değildir.
 
Bölgedeki parçalanmış Kürt varlığının son noktada birleşerek bir devlet kurma arzusu bilinmeyen bir husus değildir19. Bu bağlamda Irak’taki Kürt Bölgesi Yönetimi ile PKK ve DBP arasında bir işbirliği zeminin oluştuğu hususu da mevcut şartlar bakımından göz ardı edilmemelidir20. Bu bir araya geliş, Türkiye’nin güneyinde neredeyse Akdeniz’den İran sınırına ve hatta İran’daki Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (KÖYP/PJAK) varlığını da dikkate alırsak İran kuzeyine kadar etkin bir Kürt kuşağının ortaya çıkmasına neden olmuştur/olacaktır.
 
Bu oluşum bölgedeki ülkelerin özellikle İran’ın ve Suriye’nin çıkarları bakımından da desteklenebilecektir. Konuya daha geniş çerçevede bakıldığında ise; Kürt varlığı Batı dünyasının ve İran’ın ve İran destekli Şii hareketinin aynı anda desteğini almış olacaktır21. Bu husus tarihsel süreç içerisinde bölgede Kürtlerin aldığı en güçlü destek anlamına gelmektedir.
 
Bu gelişmelere koşut olarak Türkiye bakımından ise; sorun alanının boyutları genişlemiş ve Ortadoğu ile güvenlikli kara bağlantısı da kesilmiş olacaktır. Bu sonuç Türkiye için arzu edilmeyen ve en kötü durum olarak dikkate alınmalıdır.
 
Diğer önemli bir nokta da; Suriye içerisindeki Türkiye’nin desteklediği muhalif unsurların iki cephede çatışmaları sürdürme gibi bir sıkıntı içerisine girmeleri olacaktır. Muhalif güçler bir yandan Esat güçlerine karşı ve diğer yandan da DBP güçlerine karşı iki ayrı istikamette çatışmak zorunda kalacaklardır ki; bu da Türkiye’nin kabul edebileceği bir durum olmamalıdır22.
Türkiye’nin bilgi almak için Türkiye’ye davet ettiği DBP/PYD Başkanı Türkiye’deki görüşmelerinden sonra yaptığı açıklamalarda kendileri bakımından maksadın ne olduğunu açık şekilde ortaya koymuştur. DBP/PYD Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgede sivil ve askeri yapılanma içerisine girmiştir, ÖSO ve Jabhat al-Nusra gibi örgütler ile de çatışma içerisindedir23.
Türkiye konu hakkında bilgi almak için Irak Kürt Bölgesi Yönetimi Başbakanı Necirvan Barzaniyi de Türkiye’ye davet etmiştir. Yapılan görüşmelerin ana konusu Suriye’deki gelişmeler oluşturmuştur. Başbakan Barzani, 1991 yılında zor durumda olan Irak Kürtlerine kapısını açan Türkiye’nin aynı anlayışı şimdi de zor durumda olan Suriye Kürtlerine göstermesini beklediklerini ifade etmiştir24.
 
Türkiye, Suriye ve Irak Kürtlerinin temsilcileri Ağustos 2013 ayı içerisinde Erbil’de yapılacak Kürt Ulusal Konferansı’nda bir araya gelerek sorunlarını ele alacaklardır25. Bu konferans yine tarihsel süreç içerisinde bölgedeki bütün Kürtlerin temsil edileceği belki de en geniş katılımlı toplantı olacaktır. İran Kürtlerinin de temsil edilmesi şaşırtıcı olmamalıdır.
 
1984 yılından bu yana bu/bir önemli güvenlik sorununun anılan gelişmeler çerçevesinde Türkiye bakımından arzu edilmeyen bir istikamete doğru gelişme gösterdiği görülmektedir.
 
 
İkinci bölümün sonudur.
 
 
 
Av. Reha Taşkesen
Ankara, 25.08.2013
 
 
1 http://www.syriancouncil.org/
23.08.2011 tarihinde Suriye halkını ve Suriye’deki muhalif güçleri temsil etmek ve uluslararası toplum için bir temas noktası olmak maksadıyla kurulmuştur. Siyasi/Askeri bir yapılanmadır. Merkezi İstanbul’dadır. Daha sonra Doha/Katar toplantısında teşkil edilen ve Suriye konusunda uluslararası alanda tanınmışlık bakımından daha öne çıkan SUKOA’da da 22/55 sandalye ile temsil edilmektedir. Suriye içerisinde (güvenlik bakımından açıklanmamaktadır) ve Suriye dışında çalışmaları yürüten bir İcra Heyeti (Başkan dahil 12 kişi) bulunmaktadır. Ayrıca bir Genel Kurul (Başkan dahil 44 kişi) vardır. Başkanı George Sabra’dır (1947 doğumlu, İsveç’te yaşayan bir Hrıstiyan/Yunan Ortodoks, önceden Komünist, Şam Üniversitesi/1971, ABD/Indiana Üniversitesi/1978, 09.10.2012 tarihinde İstanbul toplantısında 28/41 Genel Kurul oyu ile seçilmiştir), Başkan Yardımcısı Muhammed Faruk Tayfur (Müslüman Kardeşler), Konsey Sözcüsü Rıdvan Ziyad’dır. SUK’un 18 ayrı siyasi gruptan 425 üyesi bulunmaktadır. En büyük gruplar Devrimci Hareket (%33,4), Bağımsızlar (15,3) ve Siyasal Bloklar’dır (%7,5). Ulusal Blok, Kürt Ulusal Blok, Türkmen Blok, Suriye Gönüllü Hareketi, Özgür Halk hareketi, Sivil Halkı Koruma Ulusal Koalisyonu, Şam Deklarasyonu, Müslüman Kardeşler İttifakı, Ulusal Çalışanlar Grubu ve Bağımsız Demokratik Blok eşit oranda (%3,8) temsil edilmektedirler. Aşiretler (%2,6), Süryani Blok (%1,9), Aileler (%1,2), Liberal Birlik (%0,2), Yerel Yönetimler (%0,2) temsil gücüne sahiptirler.
2 http://www.syriancouncil.org/
SUK’un maksadı (Mission Statement); “Suriye Devrimi’ni siyasi olarak temsil etmek, mevcut rejimin devrilmesini sağlamak, demokratik değişimi başarmak suretiyle modern, demokratik ve sivil bir devlet kurmaktır. Çalışma ilkeleri ise; 1.Her türlü yasal vasıtayı kullanmak suretiyle mevcut rejimin yıkılmasını sağlamak, 2.Suriye’de ulusal birliği muhafaza etmek ve her türlü etnik ayrımcılığı reddetmek, 3.Suriye devriminin şiddet içermeyen karakterini muhafaza etmek, 4.Ulusal bağımsızlığı ve egemenliği korumak, askeri bir dış müdahaleyi reddetmek olarak açıklanmıştır.
3http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-15798218 (BBC News Middle East), 26.03.2013
Kasım 2012 ayı içerisinde ABD Dışişleri Bakanı “SUK’nin muhalefetin liderliğini yapabilir görülmediğini ve Suriye’nin her coğrafi bölgesi ile temas kurabilecek ve her unsur ile konuşabilecek bir muhalefet liderliği yapılanmasına ihtiyaç duyulduğunu” açıklamıştır.
4http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-15798218 (BBC News Middle East), 26.03.2013
Kuruluşundan sonra ÖSO, “halkın özgürlüğü ve onuru, rejimi devirmek, devrimi ve ülkenin kaynaklarını korumak, rejimi korumaya gayret gösteren ve sorumsuzlukla hareket eden devlet güçlerine karşı durmak için çalışacaklarını” açıklamıştır.
5 Cumhuriyet, Onur Öymen, 04.08.2013, S.10, “Hedef ÖSO aracılığı ile Suriye’de Müslüman Kardeşler’i iktidar yapmaktı. Ama beklentilerin tersi oldu. Türkiye eskisinden çok daha büyük bir güvenlik riskine girdi.”
Suriye'deki Müslüman Kardeşler’in sözcülerinden Zühair Saleem BBC'nin “Müslüman Kardeşler, yandaşlarının silahlanmasını istiyor mu” şeklindeki sorusuna “Evet” yanıtını vererek “halkımızdan rejime karşı mücadele vermesini ve Özgür Suriye Ordusu’na geçmesini istiyoruz” demiştir.
7 RT, ÖSO’nun 40.000 kadar silahlı elemanı olduğu öne sürülmesine karşılık, bazı kaynaklar bu rakamın abartılı olduğunun ve mevcudun 10.000 kadar olabileceğine dikkat çekmektedir. ÖSO’nun elinde hafif silahlar bulunmaktadır. Nisan 2012 ayından itibaren Batılı ülkeler öldürücü olmayan (non-lethal) malzeme (muhabere ve istihbarat) desteği vermeye başlamıştır. Körfez ülkeleri ise ÖSO’na maaş ve karaborsadan silah ve mühimmat alabilmeleri için para desteği sağlayacağını açıklamıştır. Haziran 2012 ayından itibaren ise Suriye’deki Müslüman Kardeşler aracılığı ve Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın desteği ile makineli tüfekler, roketatarlar, tanksavar silahları ve mühimmat tedarikine başlamıştır.
Buna karşılık Suriye Devlet güçlerinin 200.000 kadar mevcudu olduğu, tank ve topçu gibi ağır silahlara sahip bulunduğu değerlendirilmektedir. Kısıtlı da olsa hava kuvvetlerini kullanabilmektedir. Suriye’nin elinde kimyasal silahlar bulunduğu konusunda açık kaynaklarda haberler çıkmıştır.
8 http://www.etilaf.org/en/
Suriye Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu (Suriye Ulusal Koalisyonu-SUKOA, National Coalition for Syrian Revolutionary and Opposition Forces), 11.11.2012 tarihinde Doha/Katar’da devam eden 3 günlük müzakereler sonrasında Suriye’deki muhalif unsurlar ve SUK’un da mutabakatı sonucunda kurulmuştur. 55 üyeli bir İcra Kurulu (SUK 22/55, Türkmen Toplumu 03/55, Kürt Ulusal Konseyi 03/55, Şehir Konseyleri 14/55, 09/55 Ulusal Şahsiyetler, Suriye Bilim Kişileri Derneği, Suriye Yazarlar Birliği, Suriye İş Forumu, Demokratik Forum) teşkil edilmiştir. Başkan Ahmad Muaz el-Khatib (1960 yılında Şam’da doğmuştur. Uygulamalı Jeofizik eğitimi almıştır. Petro-fizik mühendisi olarak Al-Furat Petrol Şirketi’nde 6 yıl çalışmıştır. Büyük Umayyad Camisi’nin önceki imamıdır. “Modern İslami Toplum”/Al-Tamaddun Al-Islami hareketinin Başkanı’dır. Şam’daki İslam Bilimleri Enstitüsü’nde ve çeşitli-Nijerya, Bosna, Hollanda, Türkiye vb.- ülkelerde İslam Davası/Islamic Daa’wa konusunda konferanslar ve kurslar vermiştir) seçilmiştir. Ancak, Ahmad Muaz el-Khatib 22.04.2013 tarihinde istifa ederek görevinden ayrılmıştır. Yerine 06.07.2013 tarihinde Ahmad Jarba seçilmiştir (1969, Kamışlı doğumludur. Sünni’dir. Beyrut Amerikan Üniversitesi mezunudur. Siyasi tutukluluk dönemi yaşamıştır). Riad Seif (1946 doğumlu bir rejim muhalifi ve iş adamıdır. 1994 ve 1998 yıllarında bağımsız olarak Suriye Parlamentosu’na seçilmiştir. Forum for National Dialog’un kurucusu ve yöneticisidir. Hafız Esad’ın vefatı sonrasında Suriye’de yeni bir politik hareket başlatmak istemiş, tutuklanmış, hapse mahkum edilmiş ve ailesi Muhaberat tarafından tehdit edilmiştir) ve Bayan Suhair al-Atassi (1971 Şam doğumludur. Humus kökenli politik geçmişi olan bir aileden gelmektedir. Babası Baas Partisi’nin kurucularındandır. Daha sonra ayrılarak Demokratik Arap Sosyalist Birliği’ni kurmuştur. Atassi Suriye’deki seküler kadın hareketinin önde gelen bir ismidir) başkan yardımcıları olmuşlardır. Koalisyon’un Genel Sekreteri Mustafa Sabbagh’dır (1965 Lazkiye doğumlu bir işadamıdır. Cidde/Suudi Arabistan’da ikamet etmektedir. “Bağımsız” siyasi hareketin bir üyesidir. Suriye dışında yaşayan Suriyelilerin insani yardım faaliyetlerine yardımcı olmaktadır). SUKOA ABD’de temsilcilik açmıştır (Najib Ghadbian, Burhan Ghalion, Michel Kilo). SUKOA’nın kuruluş maksadı;1.Askeri Konsey, Devrim Konseyi ve ÖSO’nun faaliyetleri için bir (üst) müşterek yönetim desteği sağlamak, 2.Suriye halkına destek sağlamak üzere uluslararası alanda koordineli bir çalışma ile bir fon oluşturmak, 3.Meşru bir Suriye Ulusal Komitesi’nin kurulmasını sağlamak, 4.Uluslararası tanınmışlık sonrasında “geçiş hükümetinin” kurulmasını sağlamak olarak açıklanmıştır. SUKOA’nın çalışma prensipleri ise; 1.Suriye’nin ulusal egemenliğinin ve bağımsızlığının kesinlikle sağlanması, 2.Suriye Halkının birliğinin korunması, 3.Ülkenin ve şehirlerin bütünlüğünün korunması, 4.Suriye rejiminin devrilmesi, güvenlik güçlerinin etkisiz kılınması ve Suriye halkına karşı suç işleyen kişilerden/gruplardan hesap sorulması, 5.İktidar ile bir görüşmeye ya da müzakereye katılmamak, 6.Sivil, demokratik bir Suriye konusundaki yükümlülüğü yerine getirmek olarak belirtilmiştir.
22.11.2012, Suriye Devrimci ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmad Mouaz Khatib’in, Mısır Dışişleri Bakanı Mohamed Kamel Amr ile yaptığı görüşme sonrasında “Koalisyonun esas merkezinin Mısır’da bulunması konusunda bir karar verilmiştir” şeklinde açıklaması olmuştur. Mısır Dışişleri Bakanı ise, “önümüzdeki süreçte Suriye Koalisyonu’na bütün imkanlarımız ile yardımcı olmaya hazırız” şeklinde yanıt vermiştir.
24.03.2013, Suriye İslami Cephesi ve Suriye Devrimi Genel Kurulu (SDGK) Hito (geçici) hükümetini tanımadıklarını açıkladılar. SDGK Suriye halkının dışarıdaki muhalefete güveninin azaldığını ifade etti .
11http://www.aljazeera.com/news/middleeast/2012/11/2012111911381329715.html
Liwaa al-Tawhid ve Jabhat al-Nusra’nında dahil bulunduğu en azından 14 (tabur/gurup) Suriye Ulusal Koalisyonu’na karşı olduklarını açıklamıştır.
 http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-15798218
SUKOA, Körfez İşbirliği Konseyi üyesi 6 ülke (Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri) tarafından 12.11.2012 tarihinde ”kardeş Suriye Halkının tek meşru temsilcisi” olarak tanındıktan sonra 13.11.2013 tarihinde de Fransa tarafından tanınmıştır. Daha sonra İngiltere, AB ve ABD de SUKOA’yı tanımışlardır. Aralık 2012 ayı içerisinde Marakeş/Morokko’da düzenlenen “Suriye’nin Dostları Konferansı” sırasında 100 ülke Koalisyonu tanımıştır. Beşar Esad’ı destekleyen ya da BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye karşıtı kararlar alınmasına karşı çıkan RF, ÇHC ile İİC ise çekimser kalmışlardır. Bütün bu uluslararası desteğe karşılık SUKOA, SUK’un da yaşadığı Suriye içerisinde teşkilatlanma ve muhalif (silahlı) harekatın bir elden yürütülmesi ile dışarıdan müdahaleler gibi sorunlara henüz çözüm getirememiştir.
(18.03.2013 tarihinde İstanbul’da toplanan SUKOA Genel Kurulu Gassan Hito’yu Geçici Hükümet Başbakanı olarak seçmiştir. Gassan Hito Suriye devriminin çıkarları, SUKOA olmak üzere muhalefet içerisinde birliğin sağlanması, siyasi kutuplaşmanın aşılması ve SUKOA içerisindeki yeni liderlerin önünün açılması için affını isteyerek 5 ay sonra 08.07.2013 tarihinde istifa etmiştir).
13 RT, Batı Kürdistan Halk Meclisi (Encumena Gel a Rojavave Kurdistane-EGRK) ve Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (Encumena Niştimani ya Kurd Suriye-ENKS).
14 RT, Suriye’nin kuzeyinde (ROJOVA) PKK çizgisinde hareket eden DBP/PYD kendisine yakın örgütler ile Batı Kürdistan Halk Meclisi’ni, Irak’taki KDP paralelinde çalışan diğer 16 siyasi parti ise Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi’ni kurmuşlardır. Bu iki meclis 2012 yılı içerisinde Erbil’de bir araya gelerek Kürt Yüksek Konseyi (KYK, Kurdish Supreme Committe/Desteye Bilind a Kurd) adı altında birleşmiştir. Kürt Yüksek Konseyi, diplomasi, sosyal hizmetler ve savunma konuları ile ilgili üç komite kurmuştur. Bu komiteler bölgedeki kamu hizmetlerinin yürütülmesine, güvenliğin sağlanmasına ve bölgenin savunulmasına yönelik faaliyet göstermektedirler. Bu maksatla da Demokratik Toplum Hareketi (Movement for a Democratic Society, Tevgera Civaka Demokratik/TEV-DEM) ve Halk Savunma Kuvveti (HSK, Popular Defence Force/Yekineyen Parastina Gel-YPG) kurulmuştur.
15 http://www.krp.org/english/ndisplay.aspx?sm=5yBwBg+oqQY=
Kürdistan Bölgesi federal Irak’ın bir otonom bölgesidir (The Kurdistan Region is an autonomous region in federal Iraq).
16 http://www.krp.org/english/articledisplay.aspx?id=cQa1OTvqm4o=
10.08.2013, Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani Suriye’deki Kürt sivillere terörist guruplar ya da al-Qaida bağlantılı guruplar tarafından saldırılar yapıldığı şeklindeki raporların doğrulanması durumunda kendilerinin savunulacağını açıklamıştır (Kurdistan Region President Masoud Barzani announced that the Kurdistan Region would defend Kurdish civilians in Syrian if reports are confirmed that they are being attacked by terrorists groups and groups affiliated with Al-Qaida).
17 RT, Daha önce Suriye Devleti’nin kontrolünde bulunan Semalka Sınır Kapısı artık HSK/YPG unsurları tarafından kontrol edilmektedir. Bu kapı Türkiye-Suriye-Irak sınır kesişme noktasının (Fays Habur) hemen güneyindedir. Dicle Nehri’nin oluşturduğu sınırın doğu kıyısı ise Irak kuzeyindeki Kürt Bölgesi yönetimi unsurları tarafından işletilmektedir. Yani iki tarafta da artık Kürt yönetimleri bulunmaktadır.
19 http://www.ekurd.net/mismas/articles/misc2013/2/syriakurd738.htm
Heiko Wimmen, Müzehher Selcuk, Carnegie Endowment for International Peace, Suriye Kürtlerinin Yükselişi (The Rise of Syria's Kurds), 06.02.2013
PKK’nın 2000 yılından itibaren stratejisi, “sınırlar içerisinde özerk bölgelerden” daha geniş çerçevede “birleşmiş ve bağımsız bir Kürt devleti” kurulması istikametinde değişmiştir. Suriye’de çatışmaların başlamasından sonra güneydoğu Anadolu’da İran tarafından da gelen Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (KÖYP, Partiya Jiyana Azad a Kurdistane-PJAK) unsurlarının da katılımı ile faaliyetlerin yoğunlaştığı gözlenmiştir. İran’ın Suriye’de Esad rejimine verdiği destek çerçevesinde PKK ile anlaştığı yönünde duyumlar bulunmaktadır. Suriye krizinin Türkiye-İran arasındaki güvenlik işbirliğine zarar verdiği anlaşılmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın Suriye’deki muhalif harekete destek vermesine karşılık olarak İran’ın da Türkiye’yi hem Suriye’de ve hem de güneydoğu Anadolu’da sıkıntıya sokacak (PKK) hareketlerine destek vermesi dikkate alınmalıdır.
20 http://www.ekurd.net/mismas/articles/misc2013/2/syriakurd738.htm
Heiko Wimmen, Müzehher Selcuk, Carnegie Endowment for International Peace, Suriye Kürtlerinin Yükselişi (The Rise of Syria's Kurds), 06.02.2013
Suriye’deki mevcut durumun en önemli sonucu, 2003 yılında Kürdistan İşçi Partisi’nin (Kurdistan Workers Party, Partiya Karkeren Kurdistan-PKK) kurduğu Demokratik Birlik Partisi (DBP/PYD) tarafından “Batı Kürdistan” adı ile yönetilen kuzeydoğuda özerk bir bölgenin ortaya çıkmış olmasıdır. Görüntüde DBP diğer 15 Kürt partisi ile birlikte 2012 yılında Kurdistan Demokrat Partisi (KDP/Kurdish Demokratik Party) lideri Mesud Barzani’nin girişimleri ile kurulan Kürt Yüksek Konseyi (Kurdish Supreme Council) çerçevesinde teşkil edilen Kürt Ulusal Konseyi’nde (Kurdish National Council) yer almaktadır. PYD ve YPG sürekli olarak ÖSO ile çatışma halindedir. PYD, ÖSO’nun Halep’teki Kürt bölgelerine girmesine engel olmaktadır. Türkiye’yi Kürt bölgelerinde İslami (Jabhat al-Nusra ve Ghuraba al-Sham) örgütleri kışkırtmak ve desteklemek ile suçlamaktadır. Türkiye ise PYD’nin PKK’nın bir uzantısı olduğunu öne sürmektedir. PYD 10.000’den fazla savaşan elemanı ile içerisinde lojistik unsurları da bulunan etkin bir askeri yapılanmayı sağlamıştır. PYD, Türkiye’nin 2012 yılında hükümete verdiği yetkiyi kullanarak bir gerekçe ile bölgeye askeri müdahalede bulunabileceğine ihtimal vermemektedir. Özerk/Otonom bölge oluşturmak ve askeri yapılanmasını geliştirmek gayreti içerisindedir.
21 http://www.ilkehaber.com/yazi/imrali-gorusmelerinin-suriye-kurtleri-uzerinde-olasi-etkileri-7170.htm
Ayrıca, Ankara’nın daha önce El Kaide ile bağlantılı radikal unsurlara sürdürdüğü desteği sonlandırıp, başta PYD olmak üzere Suriyeli Kürtler ile iyi ilişkiler kurup, tüm muhalefeti kucaklayacak bir siyaset değişikliğine gitmesi de olası görülen diğer bir husus. Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ve Başkan Barack Obama’nın son bölge gezilerinde detayları çizilen Türkiye, İsrail, ABD, Avrupa Birliği ve Kürtlerden oluşan cephenin, Rusya, İran ve Esad cephesine karşı nasıl üstünlük kuracağını bekleyip, göreceğiz. Kürtlerin ilk kez bir bütün halinde (Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri olarak) Batı Cephesi’nde yer almaları da kendileri açısında oldukça önemli bir gelişme olarak görülmektedir.
22 George Sabra, Suriye Ulusal Konseyi Başkanı (SUK), 24.07.2013, “PYD’nin özerklik çabası başta Kürtler olmak üzere bölge halkına zarar verir. PYD kuzeyde ÖSO unsurları ile çatışmaktadır. Bazı bölgelerde esir değişimi yapılmıştır. Gerginlik devam etmektedir. PYD’nin özel bir gündemi bulunmaktadır. Esad yönetimi ile bağlantılı hareket etmektedir. Kürtlerin PYD’nin programını takip etmeleri kesinlikle kabul edilemez. SUK’ta ve SUKOA’da Kürt temsilciler ile görüşmeler yapıyoruz. SUK bölgeye bir heyet gönderdi. Görüşmeler yapmak suretiyle Kürt ve diğer radikal unsurlarının önünü kesmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin PYD tepkisini anlayış ile karşılıyoruz. Barzani’nin Türkiye, Irak ve Suriye Kürt temsilcilerini de davet ederek dörtlü bir toplantı yapmasının bölge Kürtlerinin akılcı davranmalarına yardımcı olacağını umuyoruz. ÖSO Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve başta Kürtler olmak üzere, Arapların, Türkmenlerin ve Asurilerin de güvenliğini sağlayacaktır.
23 Salih Müslim Muhammet (İTÜ 1977 mezunu, Kimya Mühendisi), DBP Başkanı, 27.07.2013, “Türk yetkililer ile daha önce Kahire’de görüşme yaptık. Suriye’de savaş nedeni ile kamu hizmetleri yapılamamaktadır. Bu bakımdan Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgede (Rojava) bir sivil yönetim kurulması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Özerklik söz konusu değildir. Suriye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Kürtlerin karşısına önemli bir fırsat çıkmıştır. Geleceğin Suriyesi’nde Kürtlerin de bir statüsü olmalıdır. Esad’a karşıyız. Ancak, savaş için gençlerimizi göndermediğimiz ve bölgemizi savunduğumuz için eleştiriliyoruz. ÖSO ile (Ahmet Jarba) yeniden görüşmeler yapabiliriz. Jabhat al-Nusra ile çatışıyoruz.”
24 Radikal, Tarık Işık, 01.08.2013, “Dört konu ele alındı. Yeni petrol boru hattı inşası, Suriye Kürtleri, Kürt konferansı ve barış süreci. Yeni petrol boru hattı konusunda mutabakat sağlandı. Suriye Kürtleri’ne anlayış gösterilmesi istendi, Barzani inisiyatifinde Kürt konferansına olumlu bakıldı, barış sürecine destek ifade edildi.”
25 http://www.yuksekovahaber.com/haber/rusya-kurtlerinden-rojavaya-yardim-97746.htm
Salih Müslim Muhammed, DBP Başkanı, “Kürtler Ortadoğu depreminin ortasında bulunuyor. Bu yüzden sadece Suriye Kürtlerini değil tüm Kürtleri dayanışmaya çağırıyoruz. Bunun en somut ifadesi bir Kürt kongresidir. Bunun önümüzdeki aylarda Erbil’de (Hewler) gerçekleşmesi bekleniyor.”
RT, Kürt hareketi planlı bir şekilde gelişmektedir. İran-Irak Savaşı Irak’taki Kürt siyasi yapılanmasına, Suriye’deki çatışma ortamı ise Suriye’deki Kürt siyasi yapılanmasına ivme kazandırmıştır.

SOLUKLAŞAN DEVLET  SURİYE  (I)

Av. Reha TAŞKESEN | Tüm Yazıları
Hits: 2408