İnsanın, sosyal şaşkınlık ve uygunsuzluktan çıkma çabası; bilmeye cesareti ve dünyayı değiştirme tutkusu ile sürdürülebilirdir.
İnsan hakları temelli özgürleşme; yönetime olan ihtiyaç ve çatışma katılımlı evrensel serüven sürüyor...
Verili sistemler sahipleri; bireyin sunabileceği düzensizliklere katlanmazlar. Hakim gerekler onları eğitir ve değiştirirler. İstenilen sonuca odaklı eğitim kalıpları, baskın süreçler dayatır ve istenileni yapana dönüşür insanlar…
Anonim akıl, çıkar ve korunma filtreleri yerleştirilir algılara. Bekleyin. Hemen duygusal tepki vermeyin ama… Şu denileni yapın… Çalışın… Başarı nimetlerinden neden yararlanmayacaksınız…
Mezara girmeden hedefe ulaşabilirsiniz tabii. Bir yarış bu sözü edilen. Kimseden aşağı kalır yanınız da yok maşallah. Cesaretiniz kırılmasın. Biraz şans… Bekleyin… Sisteme güvenin… Umudunuzu yitirmeyin… Fal açın… Kendinizi kandırın v.s.
Duygu, düşünce ve sezgileriniz altüst olsa da; size yüklenen akıl galip gelecektir… bla bla bla… Akıl dünyası!... İşte bu!
Duygularınızı tanımanızda; satın aldığınız ürünler sizin rehberiniz olur. Kullanımdan doğan sosyal avantajlar; duygularınızı ve sizi uçurur... Ürünün kullanım konforu ve sosyal profilindeki tüm duygulara kanka olursunuz artık!… Gine iyisiniz… Siz şanslısınız. Tadını çıkarın! Gerçekten; gerçek bu ama!
Doğadaki doğrular
Kitlesel sıradan güzel hayatınızdan; işinizden ve kredi kartınızdan ayrılmak; kimliksiz bedeninizle doğanın zorlu ve hormonlanmış koşullarına dönmeniz artık mümkün değil. Kafanızı takmayın bunlara ve hayatınızı çöpleştirin. Bir daha canlılığınıza geri dönemeyeceğiniz şekilde konfor içindeki kendinizi keşfedin ve ölün! GDO ve HES’ler le başa çıkamazsınız. Konfor tüketin. Dünyada ne kötü koşullar var görüyorsunuz! Mutlu olun! Şükredin, dua edin…
Hiçbir insan olabileceği gibi olmaz. Kendine ait olma hakkı kabul görmez. Dili öğrenmesi ile ‘yıkım’ başlar! Kavramlar, çatışmalar, çağrışımlar. Kendi varlığını, sezgilerini ve duygularını anlayıp ifade edebildikleri sınırlanır... Eğitildiği toplum, kendiyle iletişimini askıya alır. Kendi çıkışlarını, kendiyle iletişimini sonsuza kadar bulamaz. Hesaplaşacağı gelenekleri ve önüne konulan yüklü hedefleri olur. Bunları kimin ve ne için yaptığının kendince açıklanabilir anlamları yoktur; bunlarsız bir hayat tanımlanamaz. Örgütlü toplumla benzeşir... Kitlesel mezarda yolculuk başlar!.. Anarşistleri, komünistleri, teröristleri kapı dışı ederken; toplum ona verdiği kimliği korur.
Dünyamız iyi ve güzel insanlardan oluşur!..
İnsan sömürüsüne dayalı düzenin akıl ve duyguları çalışır üzerlerinde. İnsan hakları temelli karşı çıkış; yeni dünyalar ve özgürlükler uğruna çaba ve mücadeleler de sürer!
