ANADOLU'DA BULUNDUĞUMUZ DÖNEM...

~ 09.06.2012, Av. Bahattin YAVUZ ~

Anadolu’muz uzak Asya’dan gelip bir kısrak başı gibi Akdeniz’e uzanan bir yarımada. Anadolu Osmanlı dönemini 600 yıl yaşadı, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti dönemine girdik. Şu an ise neredeyiz ve nereye gidiyoruz?

 
Anadolu’da Osmanlı ile başlayan ve süren dönemleri,
            1.OSMANLI DÖNEMİ                                     1300-1900=600 YIL
            2.TÜRKLER DÖNEMİ                                       1900-1950= 50 YIL
            3.SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ                              1950-2000=   50 YIL
            4.SÜNNİLER VE KÜRTLER DÖNEMİ                2000-…..?
Olarak dört safhaya ayırabiliriz.
 
Şimdi hemen bu dönemlere karşı çıktığınızı duyuyorum, acele etmeyin durun bir okuyun bakalım neredeyiz, nereye gidiyoruz.
 
1-               OSMANLI DÖNEMİ (1300-1900= 600 Yıl): Bu dönem bir dünya imparatorluğunun yaşadığı dönemi kapsar. Şu an ABD nasılsa Osmanlı İmparatorluğu da öyleydi, hatta çok daha üstün yanları vardı. Üç kıtaya yayılmış başka bir İmparatorluk o çağda olmamıştı. Başkentin İstanbul olması bir çağı değiştirdi. Anadolu’yu yurt edinen Osmanlılar kendilerini Türk saydılar ama bunun propagandasını hiç yapmadılar.
 
2-               TÜRKLER DÖNEMİ (1900-1950= 50 YIL) Ne zamanki Dünyada Milliyetçilik akımları baş gösterdi, işte o zaman Osmanlı’nın da sonu geldi. Osmanlı’nın küllerinden yeni bir Cumhuriyetin başlangıcı ve Türk adı belli ki, 1900’lerden sonra daha da çok konuşulur oldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti 1920’lerde doğdu ve onun içindir ki, adını Türkiye koydular. Mustafa Kemal bu Cumhuriyetin hem kurucusu ve hem de yaratıcısı olarak 20 yıl tarih sahnesinde yer aldı. 1938 de vefatı ile Türkler dönemi yaklaşık 50 yıl sürdü. Bu elli yıl Anadolu’da Türk adı çok konuşulan ve sahiplenen ve propagandanın en yoğun yapıldığı bir dönem oldu. Yasalarımız, Türk adını koruma için çok güçlü ve koruyucu maddelerle donatıldı. Anadolu, Türk adını koruma ve etkili kullanılması için devletin kurucularına çok bonkör davrandı. Fakat kurucular ise bu ada layık olmadıklarını bunun sahipleri olarak çok geç fark ettiler. Despotluk ile sindirme, korkutma ve zorbalıkla sonuca ulaşırız sandılar. Yanıldıklarını sonunda anladılar. Mustafa Kemal’in servetini, saltanatları için hor kullanarak heba ettiler. Bu konuda en büyük aymazlık da Silahlı Kuvvetlere aittir. Anadolu çok hoş görülüdür, çok bonkördür, çok sabırlıdır, amma ve lakin bir şeyi de zorla kabul etmez. Bir deniz gibidir, zamanı gelince istemediğini dışarı atar. Onun için Anadolu, 1900-1950 yılları arasında Türk adına bunu sahiplenenlere çok hoşgörülü ve sabırlı davranmıştır.
 
3-               SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ (1950-2000=50 YIL): 1950 yılından sonra ise Türklük için zaten zirveden inişe geçilen bir dönem olmuştur. ABD’yi kurtarayım derken kendisini feda etmiş ve Türk adıyla ABD’nin çıkarlarını değiştirmiştir. Mustafa Kemal’in bıraktığı mirası soğuk savaş döneminde yemiş bitirmiş, heba etmiştir. Soğuk savaştan sonra Anadolu’da devletin sahiplerinin elinde Mustafa Kemal mirasından Türklük kalmamıştır. Ülkede yapılan her kötü şeyin arkasına Türk adıyla sığınılmış ve adeta Türk adı kullanılmıştır. Türklük kavramını sahiplenenler, genel olarak Anadolu insanına insanca davranmamış, hor görmüş, despot bir devlet görünümde yönetir olmuştur. Hoşgörü sınırını hiçbir zaman yükseltmemiştir. Asmak, kesmek, sindirmek en temel kural haline gelmiş, kendilerine göre ne olduğu bilinmeyen bir düşünce yaratılarak onun dışında ki düşüncelere saygı gösterilmemiş, düşman bellenmiş ve bir kısır döngü içinde maneviyatsız bir yaşam biçimi oluşturulmuştur.
 
Solun her cinsine; vatan hainliği, din düşmanlığı, bölücü, komünist vs. şeklinde nitelemelerle karşı çıkılmış, Anadolu halkının beyninin sol yarısı yok edilmiştir. Yarım akıllı bir Anadolu halkı bırakılarak, yarım asırlık bir geri kalmışlık yaratılmıştır. Bu davranışlarıyla Osmanlı’nın da gerisini arayan ve özleyen bir halk yaratılmıştır. Ve bu kesim 2000 yılından sonra Anadolu’da tarih sahnesine çıkmıştır.
 
4-               SÜNNİLER VE KÜRTLER DÖNEMİ (2000-…..?.) Bu dönem Anadolu halkının içinde yaşadığı yeni bir dönemdir. Türk adının peşinde koşanların mağlup olduğu yönünde bir izlenim yayılıyor. Artık Anadolu’da yükselen değerler, Sünni İslam ile Kürt hareketidir. Nasıl olmasın ki, Sünni İslam ile Kürtlerin Anadolu’da tarih sahnesine çıkan liderleri kadar yetenek ve kapasitede Türklerin liderleri yoktur ve kısa sürede de yeni bir lider ufukta gözükmemektedir. Türklük mirası heba edilmiş, bundan sonra da bir daha kolay, kolay Anadolu halkını bütünleştirecek bir Türk liderin doğması şansı kaçırılmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin yüzüncü yılına gireceğimiz son on yılda, yapılacak yeni Anayasada artık bir Türk adına yer verilmeyeceği anlaşılıyor. Mustafa Kemal bu Cumhuriyeti kurarken, demokratik bir Cumhuriyet olsun istemiştir. İnsanların horlanmadığı, Alevi/Sünni, Kürt/Türk, Sağcı/Solcu ayrımının yapılmayacağı bir Cumhuriyet olsun istemiştir. Fakat bu Cumhuriyeti tepe, tepe kullananlar, heba ederek, öyle vahşi bir dönem yaşatmışlardır ki, Anadolu halkını adeta dört parçaya ayırmışlardır. Bu dört parça da artık TBMM de temsil edilmektedir. Meclisimizde, Sünnilerin, Alevilerin, Türklerin ve Kürtlerin Partileri ve temsilcileri yer almaya başlamıştır. Meclisimiz Ortadoğu ülkeleri gibi ilkel Meclislere benzemiştir. Artık etnik ve dini temellere dayalı partiler sistemine geçtik. Artık hep bir ağızdan;
 
“Yaşa varol Kenan Paşa
Askerlerinle binler yaşa
Eylülde vurdun taşa
Taş yarıldı baştanbaşa
Meclise koyduk taşları
Hepsi Etnik Dini Başları”
 
Yaşasın yeni dönem, tebrikler Sünni kardeşlerimize, tebrikler Kürt kardeşlerimize…
 
 
Av. Bahattin YAVUZ   
 
 
 
 
 
Av. Bahattin YAVUZ | Tüm Yazıları
Hits: 2507