Başkanlık...

~ 07.06.2012, Yeni Yaklaşımlar ~

Siyasi iktidar geçmiş tüm sağ muktedirler gibi Başkanlıksistemini yeniden ortaya attı. Böyle bir niyetleri olduğundan ya da ne istediklerini bilmedikleri için değil, mevcut durumda tek adamlıklarını perçinlemek için yapıyorlar. Yakında görülecektir zaten hazırladıkları taslakta on yıllık iktidarları döneminde uzlaşmaya yönelik kurallara bağlı hiçbir faaliyetleri olmadı. Zaten fiilen de kendi ölçülerine göre başkanlık uygulanıyor. Başkan Başbakanda denebilir. Bu süre içinde yasama, yürütme, yargı, ordu, medya (ki çok önemli) tek adamın eline geçti. En son MİT Müsteşarı olayında ferman vererek kanun çıkarttı ve işi kılıfına uydurdular. Hem parlamenter rejimlerin hem de başkanlık sisteminin en önemli kurumu olan denetimi fiilen yok ettiler.

İktidarının ilk döneminde AKP solcularıekibi kurdular ve hem Batıda hem de ülkemizde ciddi bir meşruiyet kazandılar. Bu senaryodaki esas oğlanABD ile hiç polemiğe girmedi ve onları kızdıracak hiç eylemde bulunmadılar. Sonra ABDye gide gele, başkanlık sizi zenginleştirmiş diye düşünerek kendileri de istiyormuş gibi yapmaya başladılar. Başbakanın her konuda olduğu gibi -her şeyi bilmesine rağmen- anayasa hukuku konusunda da dünyanın en iyisini yanına aldı, milletvekili yaptı ve anayasa komisyonunun başına koydu. Şimdi yargıladıkları Kenan Evren de zamanın en iyisiolan Orhan Aldıkaçtıyı görevlendirmişti toplumu hizaya getirmek için. Tayyip Erdoğanın anayasacısı bu işle ilgili herkesin tahmin edebileceği gibi anayasa hukuku konusunda yaşayan bir efsane olan Prof. Burhan Kuzu. Türkiyenin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi daha önce de anayasa hukukçusu yetiştirdi ama böylesi dünyaya örnek, nitelikli anayasacı hiç görmedi. Ayrıca o okulda yetişmiş Sıddık Sami Onar, Tarık Zafer Tunaya gibi anayasa hukukçularının, Burhan Hocanın verdiği konferansları dinleyememiş olmaları da onlar için büyük bir şansızlık olmuştur. Aynen Fatih Sultan Mehmetin hiç domates yiyememiş olması gibi. Çünkü Fatihin zamanında domates daha Amerikadan gelmemiş, Onar ve Tunaya zamanında da Burhan Kuzu daha eserlerini vermemişti.

Biz münafık solcular da uğruna ölümlere gittiğimiz sosyalizmi ülkemizde görmeden öleceğiz.. gibi görünüyor. Zaten ülkemiz o kadar gelişti ki öyle gâvur sistemlerine de gerek kalmadı. İnanmayan değerli hukuk ve siyaset adamı Bülent Arınçın konferanslarını dinlesin.

AKP iktidarı hep veren el olmuştur, devletin bir kurumundaki üst düzey yöneticilerinin eşlerine şoförleriyle birlikte hanımefendi makam arabasıtahsis etmiş dediler, inanmadım ama, boşboğaz mı yok.

Başkanlık rejiminin ilk anayasasını hazırlayanlar en iyi hükümet biçiminin en az hükümet eden olduğu düşüncesinden hareket etmişlerdir. Çünkü yaşadıkları tecrübelere dayanarak, bütün kuvvetlere -yasama, yargı, yürütme- ayrı ayrı güvensizlik duyuyorlardı. ABDdeki rejim bu anlayışla sert kuvvetler ayrılığına ve kuvvetlerin bağımsızlığına dayanmaktadır. Bu kuvvetler ayrılığı hukuki temellere dayalı bir eşitliktir. Ancak siyasi olarak sürekli olarak yürütmenin görülüyor olması, yürütmenin yasamaya üstünlüğüne yol açmaktadır. Bu görüntünün sonucunda rejimin adına başkanlıkdenilmiştir. Bu organların oluşumu da birbirinden farklıdır. Yasama organı ve başkan ayrı ayrı genel oyla seçilirler. Parlamento kanun yapar, yürütmeye karışamaz çünkü yürütme yasama organından çıkmaz. Yürütme sadece kanunları uygular, yapılmasına katılamaz, yargı kanunlara uyarak, bağımsız yargılanmasını yapar. Anlayacağınız, iş bildiğiniz gibi değil, bizden söylemesi

(Cumhuriyet)

Hits: 1111