İzmir Kitap Fuarı’nda okurlarımın en çok yönelttiği soru buydu: Umut etmeli mi? Umut etmeli miyiz? Umutlu musunuz?
Onlara verdiğim yanıt ise özet olarak şöyleydi.
Evet umutluyum, umut etmeliyiz...
Çünkü yeryüzünde namuslu, vicdanlı, erdemli tek bir kişi bile kalmışsa, umut etmek için neden var demektir...
***
İnsanlarımız umut arayışında...
Çaresiz, bıkkın, öfkeli...
Patlamak için sanki bir kıvılcım bekliyor gibiler...
Fakat bu kıvılcım görülmedikçe de umutsuzluğa kapılıyor, içlerine kapanıyor, gitgide daha çok mutsuz oluyorlar...
Bu gün yaşadığımız bu ülkede, ülkemizde, vicdanlı, namuslu, erdemli, yurtsever, insancıl, özgürlükçü insanın ruh durumu tam olarak böyledir...
***
Okurlarıma söylediğim gibi, umutlu muyum gerçekten?
Bu soruyu yanıtlamadan önce, 2012’nin ocak ayından bu yana, katıldığım toplantılardan, dinletilerden söz edeyim...
Yılın ilk ayında bir ilkokuldaydım...
İlkokul çocukları, okulun avlusuna beni getiren otomobili ellerinde kitaplarımla kuşattılar...
Sonra dinleti öncesinde ve sonrasında, saatlerce süren bir imza kuyruğu...
Yine ocak ayında, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği Uğur Mumcu’yu anma toplantısında salon dolup taşıyordu...
O günün ertesinde, 29 Ocak’ta, Ankara’da TKP’nin düzenlediği Mustafa Suphi gecesinde, sayısı on bini aşkın ve çoğunluğu çok genç bir izleyici topluluğu önündeydik.
16-18 Şubat tarihlerinde Antalya’daki Kitap Fuarı yine dolup taşıyordu.
29 Şubat’ta İstanbul’da Sanatçılar Girişimi’ni başlattık...
(Bu hafta başında, İstanbul’da ve başka kentlerdeki büyük, tarihsel sanatçı protestolarında, bu girişiminin kazandırdığı bir ivme de herhalde olmalıdır.)
Mart başlarında Manisa Kültür Merkezi’ndeki dinletimizde yüzlerce izleyici vardı...
15-16 Mart tarihlerinde İzmir Tabip Odası’nın düzenlediği toplantılarda yine yüzlerce hekim ve sağlık personeli önünde konuştum, şiir okudum...
Dünya Şiir Günü için gittiğim Denizli’de, Türkiye Gençlik Birliği’nin Denizli Üniversitesi’nde düzenlediği toplantıdaki büyük katılımın ve coşkunun, beni bile şaşırttığını söyleyebilirim...
Bunları Ordu Kitap Fuarı ve İstanbul’daki birkaç lise ve ilköğretim okullarındaki söyleşi ve dinletiler izledi...
Yaşları on beşin altındaki çocuklarımızın sordukları sorularda yansıyan şiir sevgileri, ülke sorunlarına ilgileri beni zaman zaman şaşırttı...
Öğretmen arkadaşlarla da yine bu umut, umutsuzluk sorunlarını konuştuk...
Yukarıda sıraladığım, (bu süreler içinde başka ülkelerde yine bizim insanlarımız için düzenlenen birkaç toplantıyı dışarıda bırakarak) sıraladığım söyleşi ve dinletileri yaşayan ve benzerlerini yılladır yaşamakta olan birinin umutsuz olması herhalde beklenemez...
***
Bunları kendimden söz etmek, övünmek için yazmadığımı tahmin edersiniz...
İstanbul’da başka kentlerimizde sayısız başka toplantılar, protesto gösterileri yapıldı.
Grup Yorumum-n İstanbul dinletisinde yüz binler vardı.
Ankara’da KESK gerici eğitim yasasının çıkmaması için kitlesel direniş örgütledi...
Umutlu olmak için sayısız neden var...
Fakat umutsuz olmak için de...
Bunlardan başlıcası, umudu örgütlemesi gereken siyasal odakların yeterince güçlü, kararlı, örgütleyici, enerjik olamayışı...
Öyle ise bile bunu topluma yansıtamayışı...
Sorun her zamanki gibi gelip burada düğümleniyor...
Ülkemizdeki büyük aydınlanma potansiyeli, ortak, birleşik bir güce dönüşemiyor...
Etkisi, inandırıcılığı sürekli olamıyor...
Parlıyor ve sönüyor...
***
Bu yazıyı, İzmir Kitap Fuarı’nda, umut etmeli mi, umutlu musunuz diye soran okurlarımla konuşurken de dile getirdiğim bir öneriyle sonuçlandırayım:
Eğitimi bilim (insan) merkezli olmaktan çıkararak din (inanç) merkezli bir ortaçağ eğitimine dönüştürecek gerici girişimi püskürtmek için, anne babalarının öncülüğünde bir “Gerici Eğitime Hayır” platformu ve “Cumhuriyet
Eğitimini Savunma” girişim ya da derneği oluşturalım.
Bu girişim ya da derneğin öncülüğünde, büyük, kitlesel bir boykot örgütleyelim...
Çocuklarımızı kurbanlık kuzular gibi Cumhuriyet düşmanlığına, gericiliğe, aydınlanma karşıtlığına teslim etmeyelim...
İlk adımlar atılsın, gerisi gelecek, boykot çığ gibi büyüyecektir...
İşte, umudu örgütlemek, gerici saldırganlığı bozguna uğratıp püskürtmek için somut bir eylem önerisi...
(Cumhuriyet)