Silivri'den Notlar, İzlenimler.

~ 14.04.2012, Ataol BEHRAMOĞLU ~

Silivri adı (ne yazık!) Susurluk gibi bir kötülüğün simgesi oldu.

Susurluk denince akla derin devletgeliyor.

Silivri ise artık hukuksuzluğun, adaletsizliğin, çoktan cezaya dönüşmüş tutuklulukların, daha kısa ve özet söylemek gerekirse sivil darbenin, daha da doğrusu karşı devrimin adıdır

Orada yurtseverlik, aydınlanma düşüncesi, özgürlük, yine kısa ve özet söylemek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti sanık sandalyesindedir

***

Sanatçılar Girişimi olarak 6 Nisan Cuma günü yaptığımız Silivri Cezaevi ziyaretimizin notlarını ve izlenimlerini nasıl özetlemeli?

O gün küçük duruşma salonunda yapılan Ergenekonduruşmasından başlayalım:

Küçük salon, savcı ve yargıçları daha yakından görme olanağı sağladı

Bana hakiki gibi değil, balmumundan yapılmış heykeller gibi göründüler.

Bir tercih yap deseler, sırf bu nedenle bile, onların bulunduğu yerde olmaktansa sanık bölümündeki kıpır kıpır Mustafanın, çok iyi ve moralli gördüğüm Tuncay kardeşimin, değerli dostum Prof. Hilmioğlunun ve Hurşit Paşanın yanında olmayı bin kat yeğlerdim

Prof. Hilmioğlu, duruşma arasında bana ulaştırdığı bir notta, Silivri Hukukunu dört başlık altında özetliyor: İntihar edenlerlistesi, Tutuklu iken ölenlerinlistesi, Ağır hastalık nedeniyle tahliye edilenler’, ‘Halen ağır hasta olanlarlistesi

Ben, Malatya İnönü Üniversitesinin kurucu rektörü, Sevgili Hilmioğlu Hocama bu konuda kapsamlı bir araştırma yapma sözü veriyorum

Fakat bu arada, ağır hasta olanların adlarını ve durumlarını Hilmioğlu Hocanın notlarından sıralayayım:

Tuğgeneral Levent Ersöz: Onlarca hastalığı olan yatalak hasta.

Mehmet Haberal: Ölümcül ritim bozukluğu var.

Fatih Hilmioğlu: Karaciğer sirozu ve karaciğer kanser başlangıcı.

Hasan Attila Uğur (Jnd. Kd. Albay): 2 kalp damarı yüzde yetmiş tıkalı.

İsmail Yıldız: Ağır psikolojik sorunlar

Veli Küçük, Hayrettin Ertekin ve diğerleri

Kendisi de hekim olan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu Hocanın notları böyle

Adalet ve Sağlık Bakanı beyefendilere duyurulur.

***

Mustafa ve Tuncay kardeşlerimin Sanatçılar Girişimini kucaklayan ortak mektupları basında yer aldı.

Bizler de her zaman onlarlayız. Kalbimiz onlarla çarpıyor. Ve bu sadece bir söz değil.

Bu utanç davası, üzerimizdeki bu lanet sona erene kadar, başlıca kaygımız, arkadaşlarımızın özgürlüğe kavuşmasıdır

İzmir Milletvekili Mustafa Balbay için birkaç gün sonra başlayacak İzmir Kitap Fuarı kapsamında mutlaka bir eylem platformu, Balbaya Özgürlük Girişimigerçekleştirilmedir Sanatçılar Girişimi böyle bir etkinliği desteklemeye hazırdır

***

Ergenekon salonundan Balyoz adı verilen davanın görüldüğü büyük salona geçtik Yargı heyeti ara karar için görüşmeye çekilmiş olduğundan duruşma yapılmıyordu. Sanıkların bulunduğu alandaki seçkin, pırıl pırıl, büyük topluluğu nasıl betimlemeli

Onlar orada, sanık bölümünde; biz izleyiciler arasında, ordumuzun bu seçkin subaylarıyla sohbet ettik

Bir sinema başyapıtı olan Potemkin Zırhlısında benim unutamadığım sahnelerden biri, üzerlerine atılan bir brandanın altında isyancı tayfaların kıpırdanışlarıdır

Bu kıpırdanışlar, gelmekte olan yeni bir dünyanın habercisidir

Ben, o duruşma salonundaki dalgalanışta, orgeneralinden albayına o büyük ve seçkin toplulukta, tutuklanmış olan gerçek Türkiyeyi gördüm

Ama o Türkiyenin asla yok edilemeyeceğini de hissettim

Bunu, o sevgili insanlara, bağıra bağıra söyledim

Bizleri alkışlamalarını unutamam

Ama asıl alkış onlaradır

Hava Orgeneral Sayın Bilgin Balanlının imzası başta olmak üzere, orada bize ulaştırılan elli imzalı bir yazıda da belirtildiği gibi, Balyoz denilen davadaki dijital sahtekârlık kanıtlanmış ve bu dava çökmüştür. Bu metindeki cümlelerle:

İçeriği sahte herhangi bir yazının bilgisayarda üretilmesi ve üst veri bilgilerinin herhangi bir kişi adına tanzimi her zaman mümkündür. Bu davada art niyetli kişiler veya gruplarca yapılan sahtekârlık işte budur.

***

Kardeşim, Tuğamiral Turgay Erdağın, Tuğamiral Ali Sadi Ünsalın, Deniz Kurmay Kıdemli Albay M. Koray Eryaşanın mektuplarına ve bilgilendirici yazılarına da sonraki yazılarımda değinecek, alıntılar yapacağım

Bugün yaşamakta olduklarımız, ilan edilmemiş bir iç savaşa benziyor

Amaç ise ülkeyi bölüp parçalamak, aydınlanmacı cumhuriyeti karanlık ortaçağ topluluğuna dönüştürmek

Ordunun da bu yönde ayrıştırılması, parçalanması gerekiyordu

Silivriden edindiğim izlenimler bu kanımı daha da somutladı, güçlendirdi

(Cumhuriyet)

Ataol BEHRAMOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2350