Sadece bunu yapabilirler. Sadece gazetede yazdıkları köşelerden atabilirler. Onları, okurlarından koparamazlar.
Susturamazlar.
Yazmaktan alıkoyamazlar.
Yarın olmasa da öbür gün bu 2 yazar, başka bir gazetede, başka bir yazı ya da söz ortamında yine yazmaya ve söylemeye davam edecektir. Göreceksiniz.
Gazete yazarlığı 2 safa bölündü.
Cumhuriyeti savunanlar.
İktidarı yağlayanlar.
İktidarı etekleyen yazarlar gazetelerinde kalıyorlar. Maaşları artıyor. Her türlü desteği görüyorlar. Baş köşeye konuluyorlar. Yazıları okunmasa da sırf Başbakan’a yakın yazar olduğu için çok satan gazeteye transfer edilip yükseltiliyorlar. Cumhuriyeti savunanlar ve “iktidarın yaptığı yanlışları sergilemeyi” eğilmeden, bükülmeden, satılmadan sürdürenler ise gazetelerindeki köşelerinden atılıyorlar.
Xxx
Rahmi Turan ile Özdemir İnce , “iktidarın yanlışlarını sergilemeyi sürdüren ve fikiri hür-vicdanı hür olarak cumhuriyeti savunan” yazarlar içinde yer alıyorlardı.
Özdemir İnce şair yazardır.
Şairler, görünmeyeni görürler.
Dile gelmeyeni dile getirirler.
Bilenler bilir; Özdemir İnce’nin “Savaş ve Barış” adılı uzun şiiri vardır. Bu şiiri, 1967 yılında “Arap-İsrail 6 gün savaşı” patlayınca yazdı ve Ortadoğu tarihinin geleceğini, bugününü, yarınını anlattı. (Kiraz Zamanı adlı kitabında var) Bugün bu şiiri okuyunca şair Özdemir İnce’nin 1967 yılında Ortadoğu’da olanları 45 yıl önceden gördüğüne tanık olursunuz. Aynı şair Özdemir İnce, yazılarına son verilen gazetesindeki köşesinde; Ortadoğu’nun geleceği ile ilgili olarak iktidarın, başbakanın ve yandaşlarının söylediğinin tam tersini öngörüyor ve “Arap baharı sonrası Araplar, Türkiye’yi örnek alıyor sanmayın tersi gerçekleşiyor; Türkiye Mısır gibi oluyor. Mısır’da ilkokula giden kız çocuklarının başını örtüyorlar” diye yazıyordu. Özdemir İnce, “İmam hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunlarının yeri camilerdir. Tıpkı askerin yerinin kışla olduğu gibi… “ diye yazan ve “Askerin kışlaya çekilmesini isteyenler, din adamlarının neden camilere çekilmesini istemiyorlar?” diye soran bir yazardır. Böyle bir yazarın yazılarını önce haftada 1 güne indirdiler, sonra da tamamen kaldırdılar.
Xxx
Rahmi Turan da eğilmedi.
Hep cumhuriyeti savundu.
Hiçbir iktidarın borazanı olmadı.
Halkın sorunlarından hiç kopamadı.
Onun kadar “halkın duygusunu, düşüncesini, sevgisini, öfkesini en iyi şekilde tutabilen ” çıkardığı gazetelerle ispatlamış bir genel yayın müdürü Türk basınına çok az geldi. Gazetecilik tarihinde; bazılarının günlük satışı 1.5 milyonu bulan 6 gazetenin; Günaydın (1 milyonu geçti), Tan (1.5 milyonu geçti), Sabah (1 milyonu aştı), Meydan(450 bini buldu), Bugün (muhalefet yapan eski bugün 370 bini geçti), Gözcü (125 bini aştı)’nün kurulmasında görev alarak halkın okuduğu gazeteler haline getiren genel yayın müdürü Rahmi Turan oldu.
Size bir ölçü yazayım:
Rahmi Turan, Günaydın Gazetesi’nin genel yayın müdürlüğünü yaptığı sırada gazete el değiştirdi ve yeni sahibi o dönemin iktidarını (Turgut Özal’ın ANAP’ı) tutan Londra Borsa’sı zengini Kıbrıslı (Türk) İşadamı Asil Nadir oldu. Asil Nadir, yeni patron olarak gazete üst düzey iki çalışanı; Kemal Kınacı ile Aydın Öztürk’ün (ikisi de bugün yaşıyor) bulunduğu bir toplantıda Rahmi Turan’a; “seni İngiliz sterlini ile milyoner yapacağım…” demişti. Rahmi Turan da; “Memnun olurum fakat beni sterlin zengini edeceksiniz bunun bedeli ne olacak?” diye sormuştu.
30 gün geçti.
Bedeli belli oldu.
Asil Nadir, gazetenin patronu olarak; “şunun aleyhine yaz… şunun aleyhine yazma.. Şunu koruyan haberler yap… Şuna vuran haberler yaz…” diye emirler göndermeye başladı.
Rahmi Turan, istifa etti.
İşte önceki gün Rahmi Turan gibi bir yazarın da köşesini kaldırdılar.
Saflar iyice keskinleşiyor.