Esbab-ı Mucibe'den - Retoriğe HUKUKTA GEREKÇE
~ 29.08.2011, Yeni Yaklaşımlar ~
Hilmi ŞEKER
Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.
1.b. Mart 2010
HUKUKTA GEREKÇE kitabının yazarı bir yargıç. Halen İstanbul 9. İcra Mahkemesi yargıcı olan Şeker, hukuk çevrelerinde özgün kararları ile tanınıyor. Hilmi Şeker’in kitabı, 1559 sayfa. Ama yargı kararlarıyla doldurularak şişirilmiş bir kitap değil. Akademik yönü üstün bu kitabın, büyük bir emek ve esgirgenmeyen geniş bir zaman harcanarak hazırlandığı anlaşılıyor. Ciddi bir araştırma özelliği taşıyor.
Bilindiği üzere yargı kararlarının gerekçeli olması yargı kararlarının denetlenebilirliğinin gereği ve adil yargılama ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Bu nedenle, Hilmi Şeker’in bu özgün yapıtı hukuk literatüründe büyük bir boşluğu dolduracaktır. Sayın Şeker’i çalışmasından dolayı kutluyoruz.
Şeker, kitabın önsözünde gerekçeyi şöyle nitelendiriyor:
“………...
Gerekçenin, hukukun üstün olduğu yerlerde bağlayıcı, Kara Avrupa’sı hukukunda yönlendirici olduğunu, Sözleşme ile birlikte adil yargılanma hakkının bir parçası olarak, demokratik hukuk devletlerinde, gönüllere taht kurduğunu, kendisine gereksinim duyulan her durumda, birey ve toplumun hizmetine hazır hale geldiği, ona duyulan ihtiyacın sönümlenmesiyle bir adım geriye çekilmeyi bildiğini, gelecekte de kendisine ayrılan kulvarda hedefleri için koşmaya devam edeceğine inandık. Adaleti erek edinen hukuk sistemlerinin, yargıcın gerekçe üzerinden bu hedefi gerçekleştirme fikrine sıcak baktığını, bu bakış açısının bireysel beklentilerin sürpriz kararlarla açılmasına onay vererek, gerekçeler aracılığıyla hukukun adalete dönüştürülmesine izin verdiğini belirledik. Gerçeklikten adalet ve hukukun yaratmaya onay veren dizgelerde kamu gücü, ulusal çıkarı oluşturan referansların, güçlü demokrasi ve hukuk anlayışı tarafından sınanarak, kontrol altında tutulduğunu böylece onların totaliter eğilimlerinin iğdiş edildiğini saptadık. Anılan sistemlerin, gerekçenin etki ve sonuçların hedefleri koyan sistemlerin ise, inşa ettiklerini gördük. Gerekçenin antik doğasının, yaratılan teknik, bireysel ve sığ bir atmosfer içinde yok edildiğini ya da teğet geçildiğini izledik. Kimi sistemlerin ise bireysel olanı kamusal beklentilerle bir arada yürütmeyi yeğleyerek gerekçeye nefes aldırdıklarını saptadık. Yargılamaya temin edilmek istenen amacını, sistemlerin gerekçe –hüküm bağlamlı paradigmalarını belirleyen temel parametre olduğunu saptadık…..”
Gerekçesizliğin, insanın yaşamına, malvarlığına ve özgürlüğüne nasıl hükmettiğini, yarattığı etki ve sonuçlara hukukun göstereceği refleksi dilimiz döndüğünce olabildiğince ve soğukkanlı biçimde ifade etmeye çalıştık.
Hits: 28999