Ekmek Bulamıyorlarsa Pasta Yesinler
Bahtsız kraliçe Marie Antoniette’in söylediği kabul edilen bu sözlerin gerçekten onun tarafından söylendiğine ilişkin herhangi bir kanıt yok.
Fakat kim söylemiş olursa olsun, “veciz” bir anlama sahip oldukları kuşkusuz.
Fransızcasındaki “brioche” pasta değil yumurtalı çörek anlamına geliyor.
Dilimize çevrilirken “pasta”yı uygun görmüşler ki o da kraliçe ağzına doğrusu daha çok yakışıyor…
Her neyse… Amacım Antoniette’nin üzerinde kalan “vecize”nin irdelenmesi ya da kimin tarafından söylendiğinin araştırılması değil…
Türkiye Başbakanı’nın insanlarımıza tutumlu olmayı öğütlerken verdiği bir örnek, bana yaşamı giyotinde sona eren bahtsız Fransız kraliçesinin söylediğine inanılan sözleri anımsattı…
Başbakan “vaiz” edasıyla, sesini yumuşatıp tatlılaştırmaya çalışarak, topluma şu babaca tutumluluk öğüdünde bulunuyor:
“Mesela, araba almakla ev almak arasında bir seçim yapmanız gerekiyorsa, araba değil ev alın…”
TV’den kendi ağzından duyduğum cümle belki tam olarak böyle değilse de, söylediğinin esası bu…
***
Şimdi biraz, Antoniette’nin kraliçelik yaptığı 18. yüzyıl sonlarından günümüze ulaşan öğütle 21. yy. başlarında Türkiye’de başbakanlık yapmakta olan kişinin öğüdü arasındaki düşünsel kan bağını araştıralım…
“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler…” sözü ister gerçekten biri tarafından söylenmiş isterse bir düşünme biçimini vurgulamak için zekice uydurulmuş olsun, anlam çok açık…
Bu anlam halk yaşamından tam bir habersizlik demektir…
Tıpkı Türkiye Başbakanı’nın, başka biri tarafından uydurulmayıp, kendi ağzından işittiğimiz sözleri gibi…
Milyonlarca insanın işsiz, milyonlarcasının en düşük ücretlerle geçinmeye çalıştığı, milyonlarcasının oturdukları kira evlerinin kirasını ödemekte zorlandığı ya da ödeyemediği, seçimlerini araba ve ev arasında değil de temel gıda ürünleri, giyim vb. gibi temel yaşam gereksinimleri arasında yapıp onların da en ucuzlarının peşinde koşan insanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin (üstelik saray mensubu değil de halkın içinden gelmiş) başbakanı, yurttaşlarına verdiği tutumluluk öğüdüne örnek olarak araba ve ev arasındaki bir önceliğin sözünü edebiliyor…
Yoksul bir çocukluk ve gençlikten geldiği bilinen bir kişinin, içinden çıktığı halkın yaşamı konusunda (bilgisiz olamayacağına göre) böylesine bir sığlık ve duygusuzluk içeren sözlerinin irkilticiliği yanında, sarayın dışındaki yaşamdan habersiz kraliçenin söylediğine inanılan sözler, bana kalırsa çok daha masum, neredeyse çocuksu kalmaktadır…
***
Başbakan’ın sözlerini TV’den işittiğim gecenin ertesindeki sabah, alışveriş yapmak için uğradığım dükkândaki radyodan, haberleri sunan yıvışık bir ses, “baba”nın bir gün önceki öğüdünü topluma duyurmayı sürdürüyordu…
Aramızda özel bir diyalog geçmeksizin istediklerimi sessizce tartıp hazırlamakta olan tezgâh gerisindeki genç adam, yüksek sesle dile getirmekten kendimi alamadığım düşüncelerimi işitince “Oğluna gemicik alan kişiden, başka ne söylemesini bekliyordunuz…” dedi.
Oğluna gemicik, damadına televizyoncuk, eşine hastanecikler…
Başkaca yakınlarını, yakın çevresini de katarsak, sonsuzca uzayacağı kuşkusuz bir liste…
Günümüz başbakanı böyle biri…
Şimdilik henüz “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” demiyorsa da, bir gün onu da duymak şaşırtıcı olmamalı…
(Cumhuriyet 13.08.2011)
Hits: 4404