Aşağıda; 06.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren ve üniversite tüzel kişiliğinin temsil eden rektörün atanmasını düzenleyen 2547 sayılı Kanunun 13. maddesine ve bu maddede üç kez yapılan değişikliklere yer verildikten sonra, rektör atanması usulünün Anayasaya uygun olup olmadığı ile ilgili kısa değerlendirmede bulunulmuştur.
06.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Rektör” başlıklı 13. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafına göre; “Atanması: Üniversite tüzelkişiliğinin temsilcisi olan rektör, Yükseköğretim Kurulunun önereceği yükseköğretimden sonra en az onbeş yıl başarılı hizmet vermiş tercihen devlet hizmetinde bulunmuş ikisi üniversitelerde görevli profesörlerden olmak üzere dört kişi arasından Devlet Başkanınca beş yıl için atanır. Önerilenler atanmadığı ve iki hafta içerisinde yeni adaylar gösterilmediği takdirde Devlet Başkanınca doğrudan atama yapılır. Süresi biten rektör yeniden atanabilir”.
19.08.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2880 sayılı Kanunun 7. maddesiyle 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafında yapılan ilk değişikliğe göre; “(a) Atanması: Üniversite tüzelkişiliğinin temsilcisi olan rektör, Yükseköğretim Kurulunun önereceği yükseköğretimden sonra en az onbeş yıl başarılı hizmet vermiş tercihen Devlet hizmetinde bulunmuş ikisi üniversitelerde görevli profesörlerden olmak üzere dört kişi arasından Cumhurbaşkanınca beş yıl için atanır, Önerilenler atanmadığı ve iki hafta içerisinde yeni adaylar gösterilmediği takdirde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Süresi biten rektör yeniden atanabilir”.
28.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5772 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 2547 sayılı Kanun un 13. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafında yapılan ikinci değişikliğe göre; “Devlet üniversitelerinde rektör, profesör akademik unvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder. Rektör adayı seçimleri gizli oyla yapılır. Oy veren her öğretim üyesi oy pusulasına yalnız bir isim yazabilir. Birinci toplantıda öğretim üyelerinin en az yarısının hazır bulunması şarttır. Bu sağlanamadığı takdirde toplantı 48 saat ertelenir ve nisap aranmaksızın seçime geçilir. Bu toplantıda en çok oy alan altı kişi aday olarak seçilmiş sayılır. Yükseköğretim Genel Kurulunun bu adaylar arasından seçeceği üç kişi Cumhurbaşkanlığına sunulur. Cumhurbaşkanı, bunlar arasından birini seçer ve rektör olarak atar. Yeni kurulan üniversitelere rektör adayı olarak başvuran profesörler arasından Yükseköğretim Genel Kurulunun seçeceği üç aday Cumhurbaşkanlığına sunulur. Cumhurbaşkanı, bunlar arasından birini seçer ve rektör olarak atar. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör adaylarının seçimi ve rektörün atanması ilgili mütevelli heyet tarafından yapılır".
09.07.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 17.07.2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonu’na giren, ancak hala Komisyonda gözüküp, TBMM’nin incelemesinden ve onayından geçmeyen 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 135. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendiyle 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafında yapılan üçüncü değişikliğe göre; “Devlet ve vakıf üniversitelerine rektör, Cumhurbaşkanınca atanır. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör ataması, mütevelli heyetinin teklifi üzerine yapılır. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder”.
Buna göre;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Rektör” başlıklı 13. maddesinin rektör ataması ile ilgili (a) fıkrasında üç defa değişikliğe gidildiği,
Kanunun ilk halinin “Yükseköğretim kurumları” başlıklı Anayasa m.130/6’ya[1] uygun olduğu, Kanunla rektör atanması hususunda bir usul ve esasın belirlendiği,
2880 sayılı Kanunla 13. maddede yapılan birinci değişiklikte Cumhurbaşkanınca rektör atanması hususunda atamaya ilişkin usul ve esasın kanunla belirlenmesi sistemine devam edildiği,
5772 sayılı Kanunla yapılan ikinci değişiklikte de Cumhurbaşkanınca rektör atanmasında kanunla rektör atanması usul ve esaslarından vazgeçilmediği, hatta rektör atanmasının nispeten demokratik hale getirildiği, üniversite öğretim üyelerine rektör adayı belirlemesi hususunda hak tanındığının, en çok oy alan altı kişinin rektör adayı olarak seçilmiş sayılacağının, Yükseköğretim Genel Kurulu’nun da bu adaylar arasından seçeceği üç kişiyi Cumhurbaşkanına sunacağının ve Cumhurbaşkanının bu adaylar arasından birisini seçip üniversiteye rektör olarak atayacağının kabul edildiği,
Ancak olağanüstü hal döneminde “Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme” başlıklı Anayasanın mülga 121. maddesi uyarınca çıkarılan 703 sayılı KHK m.135’de, Anayasa m.130/6’da yer alan “Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre, rektörler Cumhurbaşkanınca, dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır.” hükmüne aykırı olarak, Cumhurbaşkanınca seçilip atanacak rektör adaylarının kanunla belirlenmesi usul ve esasından vazgeçildiği,
Bu durumda kanunla nitelikleri, usul ve esasları gösterilmiş hükümlere uygun rektör adayı belirlenmeksizin Cumhurbaşkanının doğrudan üniversiteye rektör seçip atamasının mümkün hale geldiği,
Atanacak rektör konusunda hiçbir niteliğin, şartın ve esasın Kanunda öngörülmediği, buna ilişkin hükümlerin 703 sayılı KHK m.135 ile 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin (a) fıkrasından çıkarıldığı, bu durumda Cumhurbaşkanının 67 yaşını doldurmamış dilediği kişiyi üniversiteye rektör olarak atayabilmesinin önünün açıldığı, bu konuda herhangi bir kısıtlamanın olmadığı,
Esas itibariyle Anayasanın mülga 121. maddesine göre olağanüstü halin ilanına yol açan sebeplerin ortadan kaldırılması için alınacak tedbirler dışında OHAL KHK’sı ile düzenleme ve kanunlarda kalıcı değişiklikler yapılmaması gerektiği, ancak burada asıl sorunun “Anayasanın bağlayıcı ve üstünlüğü” başlıklı Anayasa m.11’e aykırılıktan kaynaklandığı, bu maddede Anayasa hükümlerinin herkesi bağlayacağı ve kanunların da Anayasaya aykırı olamayacağı ifade edildiği halde, “normlar hiyerarşisi” prensibine aykırı olarak 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin (a) fıkrasında değişikliğe gidildiği, bu değişikliğin Anayasa m.130/6’ya aykırı olduğu, çünkü artık ortada rektör atanması ve seçilmesi hususunda kanunun belirlediği usul ve esasın kalmadığı, buna ilişkin hükümlerin kaldırıldığı,
703 sayılı KHK ile 5772 sayılı Kanunla, 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinde yapılan ve 28 Haziran 2008 tarihinde yürürlüğe giren ikinci değişikliğin bertaraf edildiği, mevcut durumda 2547 sayılı Kanunun “Dekan” başlıklı 16. maddesinin (a) fıkrasında fakülte dekanının profesör olacağına ve atanmasına ilişkin usul ve esasa yer verildiği halde[2], üniversiteyi yönetecek rektörün belirlenmesi hususunda 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinde hiçbir ibarenin kalmadığı,
Görülmekle; 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin (a) fıkrasında yapılan son değişiklikte, Anayasa m.130/6’da öngörülen “kanunun belirlediği usul ve esaslara göre” ibaresine uygun düşecek kanuni düzenlemeye yer verilmediğinden, Anayasaya aykırılık tartışmasının gündeme geldiğini ifade etmek isteriz.
----------------------
[1] Anayasanın “Yükseköğretim kurumları” başlıklı 130. maddesinin 6. fıkrasına göre; “Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler Cumhurbaşkanınca, dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır”.
[2] 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Dekan” başlıklı 16. maddesinin (a) fıkrasının 1. paragrafına göre; “Atanması: Fakültenin ve birimlerinin temsilcisi olan dekan, rektörün önereceği, üniversite içinden veya dışından üç profesör arasından Yükseköğretim Kurulunca üç yıl süre ile seçilir ve normal usul ile atanır. Süresi biten dekan yeniden atanabilir”.