AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “HDP'nin kapatılması” yönündeki tartışmalara ilişkin “Dünyada farklı modeller var, terör propagandası yapanların hazine yardımı almasının engellenmesi gibi. Demokrasi ve hukuk devleti terör karşısında asla çaresiz değildir” dedi.
hukukihaber.net’e konuşan Prof. Dr. Ersan Şen, Ömer Çelik’in bu sözleri üzerine gündeme gelen Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu değişikliği tartışmalarını değerlendirdi;
DİLEDİĞİ FAALİYETTE BULUNAMAZ
"Türkiye Cumhuriyeti’nde önceden izin alınmaksızın bildirimle en az 30 Türk vatandaşının başvurusu ile siyasi parti kurulabilmesi mümkündür, ancak siyasi partilerin adlarının, tüzüklerinin ve faaliyetlerinin Anayasanın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olması gerekir, yani siyasi partinin kurulurken izne tabi olmaması, istediği adı kullanabilmesine, tüzüğüne dilediğini yazabilmesine veya dilediği faaliyette bulunmasına imkan vermemektedir.” Siyasi partilerin kurulduklarında ayrı tüzel kişilikleri olduğu, yani kendilerini kuran gerçek kişilerden bağımsız bir kişiliklerinin bulunduğunda tartışma bulunmamaktadır."
PARTİ KAPATMA
"Siyasi partiler faaliyetlerini Anayasanın 68. maddesine göre yürütmek zorundadır. Siyasi partilerle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının re’sen veya Cumhurbaşkanının talebine bağlı olarak Adalet Bakanı veya Siyasi Partiler Kanunu’nda gösterilen bir başka siyasi partinin, 68 ve 69. maddeleri ihlal ettiğini iddia ettiği bir siyasi partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açması amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına başvurması mümkündür. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı da davayı re’sen açabilir."
AYM KARARI İLE YARDIMLAR KESİLEBİLİR
"Hakkında dava açılan siyasi partinin; Anayasanın 68. maddesinde gösterilen hukuka aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiği delillerle tespit edilirse, Anayasa Mahkemesi’nin nitelikli çoğunlukla vereceği kararla siyasi partinin kapatılmasına veya Devletten aldığı yardımdan kısmen veya tamamen mahrum bırakılmasına karar verilebilir, yardımdan mahrumiyet için de katılanların üçte iki çoğunluğu gerekir.
Kapatma yerine sadece Hazine yardımından mahrumiyet için dava açılması mümkün gözükmemektedir, çünkü bu davanın adı kapatma davasıdır, fakat Anayasa Mahkemesi kapatma yerine Hazine yardımından mahrumiyete karar verebilir."
EN AZ ÜÇTE İKİSİ
"Her ikisi bakımından da üçte iki çoğunlukla karar verme usulü öngörülmektedir." diyen Ersan Şen, sözlerine şöyle devam etti; "Siyasi partinin kapatılabilmesi için Anayasa Mahkemesi’nin toplantıya katılan üyelerinin en az üçte ikisinin bu yönde karar vermesi gerekir. Anayasanın 68. maddesinin 4. fıkrasına aykırı eylemlerinden dolayı odak haline geldiği tespit edilen siyasi partinin, dava konusu fiillerin ağırlığına göre Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına da yine üçte iki çoğunlukla karar verilebilir."
YETERLİ SOMUT DELİL
"Siyasi parti aleyhine yeterli somut delile ulaşılırsa; önce kapatma düşünülür, bu karar yönünden yeterli oya ulaşılamazsa, sonra bu yaptırım yerine maddi yaptırım oylanır. Siyasi partinin kapatılması için yeterli aleyhe delil yoksa, kapatma talebi reddedilir. Siyasi partilerin Hazine yardımından nasıl yararlanacakları ve bunun için hangi oy oranına ulaşmaları gerektiği Anayasada değil, Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenlenmiştir."
BASAMAKLI YAPTIRIM
"Bizim hukuk sistemimizde Almanya’dan farklı olarak hukuka aykırı faaliyetlerde bulunan siyasi partiler için basamaklı yaptırım sistemi, yani hafiften ağıra doğru giden sistem kabul edilmemiştir. Ayrıca; siyasi partilerin kapatılması yerine, onu temsil eden ve hukuka aykırı faaliyette bulunan kişi veya kişilerin cezalandırılması ile de yetinilmemiştir."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Siyasi partilerin kapatılması veya hukuka aykırı faaliyetlerinden dolayı Devlet yardımından yoksun bırakılması Anayasada düzenlendiğinden, öncelikle Anayasa değişikliğine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
KANUNLA HAZİNE YARDIMI KESİLEMEZ
"Kanunla; parti kapatmanın önüne geçilemeyeceği gibi, Hazine yardımının da kesilmesi düzenlenemez, bir an için düzenlenecekse bile yaptırımın ne olacağına dair düzenleme, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanunu’nda veya 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda, Anayasaya aykırı olmadan yapılmalıdır. Bununla birlikte; siyasi partilerin faaliyetleri, bunların hangi hallerde hukuka aykırı olup olmayacakları, bundan dolayı kapatılıp kapatılmayacakları, siyasi partiler hakkında önce kapatmaya değil başka tedbirlere ve basamaklı yaptırımlara başvurulması, kapatma yerine Devlet yardımından yoksun bırakılmanın derecesinin fiilin ağırlığına göre tercih edilmesi ile ilgili düzenlemelere Anayasada yer verilmeli, sonrasında kanuni değişikliklere gidilmelidir."
ÜYELERDEN AİDAT VEYA BAĞIŞ
"Siyasi partileri Hazineden yardım yapılmasının tümü ile önüne de geçilebilir, ne şekilde bağış alabileceklerine veya yardım toplayabileceklerine veya kaynak temin edilebileceklerine dair kanuni düzenleme yapılır, böylece partiler arası eşitsizliğin önüne geçilmiş olur, ancak temsili demokraside aldıkları oy nispetinde siyasi partilere Hazine yardımı yapılmasının da savunulduğu görülmektedir, çünkü siyasi partilerin ciddi iktisadi kaynağa ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Siyasi partilerin, üyelerinin aidatları veya bağışlarla desteklenmesinin uygun olacağı düşünülmelidir."