Anayasa Mahkemesi, 2013'te Kazlıçeşme’de düzenlenen Nevruz etkinliğindeki konuşması nedeniyle “terör örgütü propagandasını yapmak” suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Karar sonrası Önder’in cezaevinden serbest bırakılması beklenirken, Anayasa Mahkemesi akşam saatlerinde kararın gerekçesini açıkladı.
Anayasa Mahkemesi, 2013'te Kazlıçeşme’de düzenlenen Nevruz etkinliğindeki konuşması nedeniyle “terör örgütü propagandasını yapmak” suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Bu karar sonrası Önder’in cezaevinden serbest bırakılması bekleniyor.
KARARIN GEREKÇESİ AÇIKLANDI
Anayasa Mahkemesi, Sırrı Süreyya Önder kararının gerekçesini akşam saatlerinde açıkladı:
*Başvuruya konu düşünce açıklamasının yapıldığı tarihlerde PKK’nın gerçekleştirdiği şiddetin ve terör olaylarının sona erdirilmesi amacıyla devlet tarafından bir dizi idari ve siyasi açılım başlatılmıştır. Çözüm süreci olarak da isimlendirilen bu süreçte şiddet ve terör olayları önemli ölçüde azalmıştır. Başvuruya konu ve başvurucunun mahkûmiyetine neden olan “Size Kürt halkı önderi Sayın Öcalan’ın selamını getirdim” sözü BDP tarafından organize edilen bir toplantıda, kısa süre önce Abdullah Öcalan ile çözüm süreci üzerine yüz yüze görüşmüş siyasetçilerin yaptıkları konuşmalar sırasında ifade edilmiştir.
*Başvuruya konu konuşmanın terör gruplarına silah bıraktırılması, ülkede şiddet olaylarının sona erdirilmesi, toplumsal sorunların demokratik müzakere süreçleri işletilerek çözülmesi imkânlarının artırılması amacını taşıyan ve demokratikleşme süreci olarak ifade edilen bir bağlamda yapıldığı gözönüne alınmalıdır. Başvuruya konu konuşmanın yapıldığı tarihsel bağlam göstermektedir ki 15/2/1999 tarihinden beri hükümlü olan Abdullah Öcallan ile demokratik açılım sürecinde görüşülmüştür. O hâlde başvuruya konu somut olayın koşullarında başvurucunun Abdullah Öcalan ile ilgili sözlerinin şiddete teşvik ettiği kabul edilemez.
*Başvurucunun mahkûm edilmesinin ikinci nedeni ise konuşmasında “Kürdistan” ifadesini kullanmasıdır. Başvurucu bahse konu konuşmasında bir bütün olarak sürdürülmekte olan ve barış süreci olarak nitelendirdiği çözüm süreci hakkında kalabalığı bilgilendirmektedir. Dolayısıyla söz konusu konuşmada, genel olarak meseleleri şiddeti dışlayan yöntemlerle çözmek için başlatılan politikaların devam ettirilmesi çağrısında bulunulduğu kanaatine ulaşılmıştır.
*Başvuruya konu kararı veren ilk derece mahkemesi başvurucunun “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenlik güçlerince yürütülen meşru ve haklı terörle mücadele operasyonları ile ilgili olumsuz bir algı oluşturmaya çalıştığı” sonucuna ulaşmıştır. Herhangi bir düşünce açıklamasının şiddete teşvik ettiği gösterilmeden soyut olarak algı yaratılmaya çalışıldığından bahisle terör örgütünün propagandası olarak kabul edilmesi hukuksal bir değerlendirme olarak kabul edilemez. İlk derece mahkemesi ise başvurucunun hangi sözünün bu kanaate ulaşmasına neden olduğuna ilişkin hiçbir açıklamada bulunmamıştır.
*Başvurucu konuşmasında Öcalan’ı “önder”, Türkiye’nin bir kısmını da “Kürdistan” olarak ifade etmiştir. Bir ifade ya da açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilirken söz konusu ifadelerin rahatsız edici olup olmadığı belirleyici olmaz. Başvuruya konu konuşmanın yapıldığı tarihsel bağlam, başvurucunun kullandığı ifadelerin nesnel anlamı ve konuşmanın tamamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun sözlerinin PKK terörünün övülmesi, terörizme destek gösterisi, şiddet kullanımını, silahlı direnişi ya da başkaldırıyı doğrudan veya dolaylı teşvik olarak nitelendirilmesi mümkün görünmemektedir. Başka bir deyişle başvurucunun başkalarınca aynı suçların işlenmesi amacıyla terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini savunduğu değerlendirilmemiştir. İlk derece mahkemesi kararında başvurucunun düşünce açıklamasının hangi surette terör örgütünün şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiğine veya övdüğüne ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiğine dair bir değerlendirme yapmamıştır. Mahkemenin başvurucunun mahkûmiyetinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunun kabul edilmesi mümkün olmamıştır. Başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA SÜRECİ İSE ŞÖYLE:
HDP'li Sırrı Süreyya Önder’in 2013 Nevruz'daki konuşması nedeniyle hüküm giydiği dosya Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na sevk edildi. Önder, çözüm sürecinde yaptığı konuşmalar nedeniyle 3 buçuk yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti.
Eski HDP Ankara milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in hüküm giydiği dosya Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu’na sevk edildi. İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, 2013 Nevruz’undaki konuşması nedeniyle ‘terör örgütü propagandası’ yapmak suçundan Önder’e üç yıl altı ay hapis cezası vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi (istinaf), yerel mahkemenin kararını yerinde bulmuş ve ceza kesinleşmişti. Cezaevine giren Önder, AYM’ye başvuruda bulunmuştu.
Aynı davada Selahattin Demirtaş da 4 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.