Avukatlık mesleğinin giderek derinleşen ve çözümsüz kalan sorunları var. Mesleğin sorunlarının çoğalmasına bizzat baroların duyarsızlığı ve avukatların kendisi sepep oluyor.
Avukatların Reklam yasağına uymayan web sayfaları yıllardır faaliyette ve yenileri de daha da cüretkar şekilde yayına giriyor.
Avukatları şikayet etmek avukatlık ücreti ödememenin yerine geçmiş durumda. Adalet bakanlığı olur olmaz bütün şikayetlere soruşturma izni veriyor.
Baro disiplin kurullarında binlerce dosya bekliyor ama bu arada mesleğin kurallarına isteyen uyuyor canı isteyen kural mural tanımadan faaliyetlerine devam ediyor.
Tüm bunlarla birlikte dağ gibi büyüyen ve giderek bataklığa dönüşen mesleğin bu sorunları karşısındaki baroların duyarsızlığı ve suskunluğu en sonunda Av.Serhat Çetin'nin yanında Avukat Bülent Turhan Gündüz isyanına konu oldu.
Facebook sayfasında yazdığı yazıda sorunları dile getiren Av. Bülent Turhan Gündüz'ün son derece haklı tespitlerini içeren yazısı aynen şöyle:
“Ankara, İstanbul gibi metropollere tek baro yeterli değil” diye düşünmeye başladım.
32 yıldır Ankara Barosu’na kayıtlı avukatlık yapıyorum. Baronun bana zerre kadar yararı olmadığı gibi, maddi olarak sürekli zarar verdi. 
O,  insana aykırı ek binaya, duruşmaya gittim. Sizleri uyarmak isterim,  asansörler bana hiç güven vermedi. Duruşma salonunda, mübaşirin bile  koltuğu vardı, avukatlara ayrılan yerde, sandalye bile yoktu. İlgiyle  avukatları izledim, “acaba biri itiraz edecek mi?” diye... Umurlarında  bile değildi, umurlarındaysa bile, yargıca hissettirmemek için mutlu ve  umursamaz görünüyorlardı. 
Duruşma  başladı, yargıç konuşmaya başladı, ben sözünü kestim ve “bu, insana  aykırı binada ve avukat için bir sandalyenin bile çok görüldüğü duruşma  salonunda, duruşma yapmaya mecbur bırakılmam tavrının sorumlularını  protesto ediyorum, sadece müvekkilim zarar görmesin diye duruşmaya devam  edeceğim” dedim. 
Yargıç önce özür diledi, mazeretlerini sıraladı, sonra da; “Baro’ya bir bildirseniz bu durumu...” dedi.
Düşündüm de, “kelin merhemi olsa, başına sürerdi...” Mahkemelerin ek binaya taşınmasını, taşınmadan sonra, on kişi ile protesto ettiğini sanan baro, benim için ne yapabilir ki? 
Düşünüyorum  da, belirli bir dünya görüşüne sahip, belirli sayıda avukatın bir araya  gelmesi ile yeni barolar (elit) kurulabilir, pekala... Hiç değilse,  ödediğimiz aidatları ve TBB ödentilerimizi (hak etmeyen birilerine  aristokrasi kazandırmak için değil), kendimize hizmet için kullanırız.
 