Bu rejime teslim olmayacağız

~ 25.03.2025, Av. Selin Nakıpoğlu ~

19 Mart’ta İstanbul Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla birlikte 106 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Sonrasında iktidardan gelen açıklamalar uzun yıllara yayılacak davaların başlayabileceğinin habercisi. Süreç, en geç 2028’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP’nin önseçimle adayını belirleme kararını almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da gözaltına alınmadan evvel günlerce etkin biçimde çalıştı, pek çok ilde geniş katılımlı toplantılar yaptı. E bu hiç hoşa gitmedi tabii. İktidar; 23 Mart’ta yapılacak önseçimden önce İmamoğlu’nun yükselişini durdurmak, sandık dışına itmek, deyimi yerindeyse ipini çekmek için harekete geçti. Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı bir günde suç örgütü lideri ilan edildi. Hızlıca Anayasa’ya aykırı kararlar geldi. 19 – 23 Mart arası valilik kararı ile İstanbul’da yollar kapatıldı, metro belli duraklarda durmuyor, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün olduğu Vatan Caddesi’ne, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na girişler kapatıldı, trafik yoğunluğu daha da arttı. İnternetin hızı ise düşürüldü. Tüm yurtta sıkıyönetim dönemlerinde görülen benzer uygulamalarla karşı karşıyayız. Siyasal iktidarı korku öyle sarmış ki! Şeytanlaştır, kriminalize et, ipini çek formülü ile memleketi yangın yerine çevirdi.

İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde üniversite öğrencileri yerleşkelerinde ve sokaklarda eylemde. Öğrenciler geleceksizliğe, işsizliğe, yasaklara karşı "Hükümet istifa" sloganlarıyla ses çıkarıyor. Öğrencilerin öncülük ettiği eylemler AKP’nin epey canını sıkıyor. Dün İstanbul, İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Antalya ve Ankara’da sabah saatlerinde birçok adrese polis baskınları düzenlendi.

Baskınlarda çok sayıda öğrenci gözaltına alındığını okuduk ancak gözaltıların kimlere yönelik olduğuna dair bir açıklama ise yazıyı kaleme aldığım cumartesi sabahına kadar yapılmadı. Görünen o ki, bugün de emniyetteyiz. Otokrasiye direndiği için gözaltında olan öğrencilerin yanında olacağız.

Yeni rejimin inşasını kalıcılaştırmak için tek amacı anayasa değişikliğini hayata geçirmek olan AKP, son günlerdeki darbe uygulamaları ile bir anlamda kendisinin yenilgisini hazırlıyor. Bu zorbalığın muhatabı biziz. Ve soruyoruz: Tüm yaşamımız, Erdoğan ve çevresindeki saray oligarşisinin yeniden seçilme, hatta hep seçilme hırsına göre mi şekillenecek? Ve biliyoruz: Demokrasilerde kimse ölene kadar iktidarda kalmaz. İstibdat varsa hak, hukuk, adalet, demokrasi, barış yoktur. Örgütlü kötülük düzeni değişmeden kurtuluş yok ve sadece örgütlü bir toplumu hiçbir kuvvet yenemez! Bunu bilen cumhur da, “ Bu ülkede sadece ben cumhurbaşkanı olabilirim” diyene yanıtını beş gündür her yerden veriyor.

SAVUNMA SUSMADI, SUSMAYACAK

Dün İstanbul Barosu’na açılan davada karar açıklandı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesine karar verildi. Dün ayrıca hâkim sabahtan itibaren duruşma salonunda olan biz avukatları, akşama doğru kararı yani okumadan evvel salondan çıkarmak istedi, bittabi salondan çıkmadık.

Kararını ise yüzümüze okuyamadı, UYAP’tan öğrendik. Şimdi ne olacak diye soranlara: Karar kesinleşmiş değil. Başkanımız Sayın Kaboğlu ve seçilmiş mevcut yönetim kurulumuz karar kesinleşene kadar görevlerinin başındadır.

Sormak lazım gelir ki; genel kurul bizim, baro bizim, seçtiğimiz başkan ve yönetim kurulu bizim irademiz. Sahi siz kimsiniz?

Dün bizi bu hukuk dışılıkla karşı karşıya bırakanların, objektif hukuku kenara itip üstünlerin hukukunu işletenlerin de bir gün hukuka ihtiyaçları olacak. Yasa tanımayan o yargı mensupları gün gelecek avukatlık yapmak isteyecek ama onların isimlerini aklımızdan çıkarmayacağız. Türkiye’nin hiçbir barosu üyesi olmaya haklarının olmadıklarını da…

Bu karanlık ortamda bir nebze gülümsemek için Adalet Bakanı’nın 19 Mart’ta sosyal medya hesabında yayınladığı şu cümleleriyle yazımı bitireyim:

“Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü anlamında ülkemiz önemli mesafeler kat etti. Tarafsız ve bağımsız yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek son derece yanlıştır. Yasaması, yürütmesi, yargısıyla ülkemizde kuvvetler ayrılığı esastır. Yargı kimseden emir ve talimat almaz.”


https://www.birgun.net

Av. Selin Nakıpoğlu | Tüm Yazıları
Hits: 1119