İŞKENCE SUÇU İŞLENMEYE DEVAM EDİYOR

~ 06.09.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

 

BASINA ve KAMUOYUNA

 

 

BASINA ve KAMUOYUNA KIRIKLAR 1 ve 2 NOLU F TİPİ CEZAEVLERİNDE, İŞKENCE SUÇU İŞLENMEYE DEVAM EDİYOR!

İki gün önce yeni adli yıl açılışı yapıldı. Açılışlarda başta Cumhuriyet Başsavcıları olmak üzere yargıçlar konuşmalar yaptılar. Adli sorunları, demokrasiyi, insan haklarını, hukukun önemini anlattılar. Ancak hapishanelerden adli mercilere yapılan işkence ve kötü muamele başvurularına ise hep kulaklarını tıkadılar.  Görmezden geldiler. Cezasızlık politikasını devreye koydular.  10.05.2013 tarihinde yine Kırıklar 2 No.lu F tipi hapishanesi ile ilgili olarak basın açıklaması yapılarak tutuklulara işkence yapıldığını kamuoyuna duyurmuştuk.  O tarihte hem tutuklular hem de aileleri birden fazla kez birçok tutukluya karşı gerçekleşen işkence ve kötü muameleye ilişkin suç duyurusunda bulunmuştu. Bütün suç duyuruları İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından etkin soruşturma yapılmayarak, takipsizle sonuçlandırıldığından, gardiyanlar işkence yapma konusunda kendilerine tanınan bu ayrıcalığı kullanmaktadırlar.

Kırıklar 2 nolu F tipi hapishane idaresi tarafından ağustos ayında tutuklulara işkence ve saldırı rutin hale getirilmiştir.

Ağustos ayında 3’ü gezi eylemcisi 12 kişi işkenceye uğramıştır. Süngerli oda ve tek kişilik hücreler devreye konarak tutuklulara işkence katmerleştirilmiştir. 

AĞUSTOS AYINDA YAŞANAN SALDIRILARIN NEDENLERİ;

Sohbet hakkı; Adalet Bakanlığı’nın 45/1 No.lu genelgesine göre; tutuklu ve hükümlüler disiplin cezalarına bakılmaksızın haftada 10 saat 10 kişi bir araya getirilebilmektedirler. 

Tutuklular yasal hakları olan sohbet hakkı ve birbirine yakın hücrelere getirilme taleplerini idareye defalarca kez iletmişlerdir. 8 ay boyunca bu taleplerin kabul edilmemesi üzerine ağustos ayının başında bu durumu protesto etmek için günde birkaç kez olmak üzere ve saat başlarında 2-3 dakika kadar kapı dövmeye başlamışlardır. Taleplerinin kabul edilmemesi durumunda her saat başı kapı dövme eylemi yapacaklarını idareye bildirmişlerdir. İdarenin bu protestolara ilk cevabı Mert Toka ve Ahmet Alpözel isimli iki tutukluyu işkence ederek bir başka hapishaneye (1 No.lu F tipine) sürmek olmuştur.  Eylemlerine devam eden tutuklular bu kez hücrelerinde saldırıya uğramışlardır.

GEZİ TUTUKLULARINA ÖZEL MUAMELE (!)

13 Ağustos 2013 günü aynı hücrede bulunan gezi tutuklularından Hicri Selviler ve Faruk Erdoğan’ın bulunduğu hücreyi basan 15 civarında gardiyan hiç konuşmadan ve bir şey söylemeden Faruk Erdoğan’ın boğazını sıkarak havalandırmaya çıkarmışlardır. Ağzı kapatılan Faruk Erdoğan nefes almakta zorlanırken kollarından ikişer kişi tutarak kıvırmıştır. Her yerine gardiyanlar tarafından vurulan Faruk Erdoğan bir süre sonra öylece bırakılmıştır. Hicri Selviler ise kollarından kıvrılmış yere yatırılmıştır. Yerlerde sürüklenerek kafasına ve sırtına ayakla basılarak işkenceye maruz bırakılmıştır. Yine Dursun Ali Gür isimli işkenceci başgardiyan Hicri Selviler’in yüzüne birkaç kez tokat atmıştır. Hicri’nin yüzü morarmıştır.  Her ikisi de kollarını 2-3 üç gün ağrı nedeni ile tam olarak kullanamamıştır. Her iki tutukluya da ağızları ve burunları kapatılarak “nefessiz bırakma” işkencesi uygulanmıştır.

27.08.2013 günü yine Hicri Selviler, Faruk Erdoğan ve Orhan Öztürker hücredeyken saldırıya uğramıştır. Hicri Selviler’i kollarından ikişer kişi tutarak yerde sürükleyerek, sırtına vurarak tek kişilik başka bir hücreye götürerek burada tek bırakmışlardır. Hücredeki diğer iki gezi eylemcisine de benzer şekilde saldırı olmuştur. Hicri üç saat sonra hücresine geri getirilmiştir.

Gökhan Çoban, Yusuf Dut ve Mustafa Özüsağlam’da 27-28.08.2013 tarihinde benzer şekilde bulundukları hücreden alınarak işkenceyle süngerli odalara atılmışlardır. Yerlerde sürüklenmiş, tekmelenmiş tehdit edilmiş ve hakarete uğramışlardır. Süngerli odalarda tek tutulmuşlardır. Saatlerce öylece bekletilmişlerdir. Akşam saatlerinde süngerli odadan çıkartılan Yusuf Dut müdürle görüşmesi sırasında da bir başka memur tarafından boğazı sıkılarak zorla dışarı atılmıştır.

Dursun Ali Gür isimli başgardiyan tutukluları; aklınız başına gelsin, sizinle anlayacağınız dilden konuşacağız, şeklinde tehdit etmiştir.

28.08.2013 tarihinde kapı dövme eyleminin devam etmesi nedeni ile hücre baskınları da artmıştır. Kapı döverek protesto yapanları, “devletin kapısına vuranı işkence ile yola getireceğim” gibi ortaçağ zihniyetiyle hareket eden hapishane idaresi bu güne kadar yapılan suç duyurularının sonuçsuz kalmasından güç almaktadır. Arkasında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının varlığını hissederek yoluna devam etmektedir.

28.08.2013 tarihinde Faruk Erdoğan Hicri Selviler, Binali Çelik, Emir Öztürk, Yusuf Dut, Mustafa Özüsağlam,  Gökhan Çoban, Orhan Öztürker, Ahmet Doruk Turhan isimli tutukluların bulundukları hücreler basılarak tutuklular benzer şekilde dövülerek tek tek başka hücrelere atılmışlardır. Bazıları süngerli odalara atılmıştır.  Gezi tutuklularından Faruk Erdoğan özellikle ağır şekilde darp edilmiştir. Sırtındaki morluklar aradan geçen 4 güne rağmen gözle görünmektedir. 

Gezi tutuklularının bulunduğu hücrede sağcı, faşist çetelerin bulunduğu yerdedir. Bu kişiler gezicilerin hücre havalandırmasına yaralama amacıyla paketler atmakta ve durmadan ağır küfürler etmektedirler. Yine havalandırmalarında bulunan hapishane klimalarının dış ünitenin çıkardığı gürültü nedeni ile hücrede durmak mümkün olmamaktadır. Tüm taleplerine rağmen hücreleri değiştirilmemiştir. Özel muamele gördükleri anlaşılmaktadır. 

Tutuklular suç duyurusunda bulundukları halde sonrasında izlerin tespiti için adli tıpa sevk edilmemişlerdir. Tutukluların olayları anlattıkları mektupları gönderilmemektedir.

Bu hapishanede 18 Nisan ve 8 Mayıs tarihlerinde de benzer şekilde tutuklu ve hükümlüler dövülerek işkenceye uğramışlar, idare hakkındaki şikayet ise sonuçsuz kalmıştır.

AÇLIK GREVİ;

Adı geçen tutuklular tek kişilik hücreye atılmaları işkence görmeleri nedeni ile bu durumu protesto etmek ve hücrelerine 3’er kişi olarak kalma talebi ile 29.08.2013 tarihinden bu yana açlık grevine başlamışlardır. Talepleri kabul edilene kadar açık grevine devam edeceklerini açıklamışlardır.

Maruz kaldıkları muameleler karşısında mahpuslar ve yakınları her ne kadar şikâyet ve başvuru hakkını kullansalar da, sorumlular “cezasızlık” zırhı ile korunmakta, adli mekanizma bu durumlarda adeta kör, sağır ve dilsiz olmayı tercih etmektedir. Zaten kapalı kapılar ardında özgürlükleri elinden alınmış olan bütün “öteki”ler, her seferinde elbirliği ile daha da pervasız ve saldırgan bir tavırla karşı karşıya getirilmektedirler. 

Tutuklu Binali Çelik, kalbinde ritim bozukluğu olduğunu, Gökhan Çoban da astım hastası olduğunu söylediği halde her ikisi de boğazlarından sıkılarak nefessiz bırakılmaya devam edilmişlerdir. Şizofreni hastası Emir Öztürk’te tek kişilik hücreye konmuş ancak sonrasında yanına Binali Çelik isimli tutuklu getirilmiştir. 

Kırıklar 2 No.lu F Tipi Hapishanesinde yaşanan birçok hak ihlalinin mahpusların protestolarına yola açtığı ve idarenin bunların önüne geçmek için daha baskıcı bir tutum aldığı görülmektedir. Öyle ki; mahpuslara işkence etmekten dahi geri durmamaktadırlar.  Açlık grevinde olan mahpusların seslerini duyurmaması için ne gerekiyorsa yapmayı, çok basit olan taleplerini kabul etmeye yeğ tutmaktadırlar.

Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi olarak, kapalı kapılar ardında yaşanan bu vahim tabloya sessiz kalmayacağımızı; kendilerine tanınan yetkileri mahpusların fiziksel bütünlükleri ve can güvenlikleri aleyhine bir silah olarak kullanan tüm sorumluların cezalandırılması için sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. 05.09.2013

 

                                                                           Çağdaş Hukukçular Derneği

                                                                                                          İzmir Şubesi

 

Hits: 65705