"CMK AVUKATLIĞI", hep yapıldığı gibi yine sadece CMK Ücret Tarifesi üzerinden tartışılıyor. Oysa tartışılması gereken sistemin kendisi ve mesleğimize zararları.
Ne yazık ki sorunu sadece ücrete indirgeyen bu yaklaşım da “çoklu baro” (bence “baro derneği”) gündeme geldiğinde bir çözüm önermeden sadece karşı çıkıp sonunda çaresizce kabullendiğimiz gibi boş haykırışlar olarak kalacak.
Asıl sorunları dile getirme cesaretini gösteremiyoruz.
Dile getiremediğimiz asıl sorunlarımız nelerdir?
· Bu uygulama gerçek anlamda “zorunlu müdafilik” değil, “müdafi tayini”dir.
· Staj kredisi, genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesi, 5 yıl baro aidatı muafiyeti, “genç büro” gibi uygulamalarla hukuk fakültesi öğrenciliği, avukat stajyerliği ve avukatlığın tercih edilir hale getirilmesi niceliksel ve niteliksel bozulmayı yarattı.
· Evini büro olarak gösteren meslektaşlarımız sadece CMK görevlendirmesi bekler ve bununla yaşar hale geldi.
· Mesleğimizin “serbest meslek” olduğunu unutup bir merkezden iş/dava/para gönderilmesini, bir anlamda “memur” olmayı kabul eder olduk.
· Bu kabullenmenin “ceza avukatlığı”na zarar vermesini önemsemedik.
· Bu kabullenmenin “CUMUK AVUKATI” gibi bir sıfat yaratmasını kabullendik.
· Bu sıfatın avukat – müvekkil bağını koparmasını kabullendik.
· Bu sıfatın iş sahiplerinden yargıçlara kadar herkes tarafından da kabullenildiğini ve “VEKİL AVUKAT – CUMUK AVUKATI” ayırımı yapılarak farklı davranıldığını izlemekle yetindik.
· Görev alan meslektaşlarımızın önemli bir bölümünün özenli davranmadıklarına ilişkin şikayetleri duymazdan geldik.
İşte bu sorunların içinde yaşıyor, çözümü için çaba göstermiyor, sadece bunların sonucu olan yetersiz ücrete yoğunlaşıyoruz.
Ücret istediğimiz düzeyde olsa da diğer sorunları çözmedikçe sonuç alamayacağız.
Kalıcı çözüm, sistemin tüm yanlışlarını sakin bir ortamda genişçe tartışıp, diğer ülkelerin “adli yardım” ve “pro bono” uygulamalarını da değerlendirerek oluşturulacak yeni bir sistemle sağlanabilir.