Aklımızı kurcalayan

~ 03.02.2025, Av. Selin Nakıpoğlu ~

Ülkemizde konuşulması hiç istenmeyen bir konu var. Yoksulluk. Türkiye’de halkın üçte biri yoksul. AKP, Türkiye’nin yoksulluk sorunu yokmuş gibi bir tutum sergiliyor. Oysa toplumun temel sorunu hayat pahalılığı, her geçen gün büyüyen yoksulluk oranı. Türkiye’de sosyal yardım alan ailelerin sayısı on yılda iki kat arttı. Yoksulluktan kırılan halk ses çıkaramasın diye sindirilmeye çalışılıyor. Özellikle son günlerde basın ve muhalefet; gözaltılar, göz kamaştıran hızla açılan ceza davalarıyla sürekli savunma konumunda tutulmaya çalışılıyor. İktidar kendisine karşı çıkanları cezalandıracağını garanti ediyor ve ülke gerçeklerinin anlattıklarına ısrarla üç maymunu oynuyor.

Siyasal iktidarın tüm aktörleri, el birliği ile ülkenin can yakıcı sorunlarını bir bir görünmez hale getirmeye çalışıyor. Milyonlarca çalışan, milyonlarca işsiz, öğrenci, emekli yaşadıkları sorunları ekranda, gazetelerde görmek yerine, gözaltı ve akabinde gelen tutuklama haberlerini okur halde. Oysa ülkenin gündemi; Et ve Süt Kurumu’nun Beylikdüzü mağazasının önünde gün aydınlanmadan, daha az para vererek et almak için kuyruğa giren ve çoğu emekli olan insanlardır.

Antalya'da bir gecekonduda çıkan yangında, alevlerin ve dumanın arasında mahsur kalan üç küçük çocuğun ölümden dönmesinden sonra hastaneye götürüleceğini öğrenen 8 yaşındaki çocuğun  "Annemin parası yok götürmeyin" demesidir asıl gündem. Gecekonduda yaşamak zorunda kalan çocuk, oyun oynama yaşında tedavisi için de parasızlığı dert etmek zorunda kalıyor. Konumuz 8 yaşındaki çocuğa o cümleyi ettiren yozlaşmış düzenden nasıl kurtulacağımızdır. AKP; yoksulluğu, yolsuzluğu olağanlaştırmaya çalışıyor. Doğalgaza, suya gelen zamlar, marketlerde neredeyse her gün değiştirilen etiketler bizim gündemimiz. Beş gün önce gazetelerde 1 Şubat 2025’ten itibaren; aylık elektrik faturası 1.049 TL ve üzerinde gelen konut abonelerine %96 zam geleceğini okuduk. 1.049 TL’lik elektrik faturası 2.057 TL’ye çıkıyor! Matematikte böyle bir yuvarlama görülmüş değil. Kaldı ki, elektriğin zamlanması her şeyin zamlanması anlamına geliyor. AKP, halkı özelleştirilmiş elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin eline bıraktı. Bizim konumuz yaşamsal ihtiyaçlarımıza göz dikenler ile mücadeledir. Kara para aklama, tefeciliğe varan bankacılık işlemleri, kayyım atamaları, yargıyı aparatı haline getiren siyasal iktidar, bebeklerin para için hastanelerde öldürülmesi, bir dizi ihmal sonucu Kartalkaya’da katledilen insanlar, her gecen gün fakirleşmemiz…

MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR!

21 Ocak’ta Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de can veren 80 kişinin sorumluluğunu almaya niyetli kimse yok. Hazırlanan ön raporda yangının kusurluları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi ve Bolu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün de yer aldığını okuduk. Bu rapor siyasal iktidarın elbette hoşuna gitmedi, istedikleri raporu verecek bilirkişiler aranıyor. Bu hususa ilişkin CHP Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın sosyal medya platformu X’e yazmış olduğu mesaj önemli: “Kartalkaya ve İliç facialarında yürütülen soruşturmaların ortak yanı AK Parti’nin bilirkişi süreçlerine müdahalesidir” diyerek İliç faciasının bilirkişi sürecine AKP tarafından nasıl müdahale edildiğine ilişkin bilgi veren Yavuzyılmaz, “İliç bilirkişi heyeti raporunda; facianın ana nedenlerinden biri olarak tespit edilen altın madenindeki 2. kapasite artışına, ÇED Olumlu kararı veren yetkilileri asli kusurlu buldu. Ardından dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum’un imzasıyla, ÇED Olumlu Kararı verilmesine ‘Olur’ verdiği belgeyi ortaya çıkardık. Bunun üzerine AK Parti düğmeye bastı: Önce Murat Kurum’un faciada asli kusurlu olduğuna işaret eden bilirkişi raporunu hazırlayan heyet değiştirildi. Sonra yeni bilirkişi heyetine yeni rapor hazırlatıldı. Yeni raporda Murat Kurum’un Asli Kusuru buharlaştırıldı. Şimdi de Meclis İliç Araştırma Komisyonu Raporu yok ediliyor” diyerek hakiki gündemlerimizden birinin altını çiziyor.

Peki altı çizilen bu hukuksuzluklara karşı ne yapılacak? Ya 1 Şubat 2025’ten itibaren görülmemiş bir şekilde yuvarlama yapılarak 1.049 TL’lik elektrik faturasının 2.057 TL’ye çıkacak olmasına? Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na e – posta mı gönderelim mesela? Hangi örgütsüz mücadele sonuç vermiş? Tamamen etkisiz kalmış olan TBMM’deki konuşmalarla ya da vekillerin, parti başkanlarının ekranlardaki konuşmaları ile bir yol alınmadığı ortada.  “Rejim otoriterlesiyor” tespitleri de eskiyeli çok oldu zira başka bir yere gidiyoruz. Siyasal iktidarın asıl korktuğu yurttaşların örgütlenmesidir. Hal böyleyken; muhalefet kanadının bize yapılanları bize anlatmasından öte, şayet varsa yol haritasını hayata geçirmesi gerekmiyor mu artık? Ülkemizde daha hangi zorluklarla, facialarla, sorumsuzluklarla, yolsuzluklarla yüz yüze kalmamız bekleniyor? Evet ne bekleniyor? Aklımızı kurcaladı da!


https://www.birgun.net

Av. Selin Nakıpoğlu | Tüm Yazıları
Hits: 5990