Aile değil, kadınız

~ 10.03.2025, Av. Selin Nakıpoğlu ~

Geçen yıldan bugüne hayatlarımıza yönelik saldırılar her yandan üzerimize geldi. Erkek şiddeti hayatlarımızı daraltmaya, nefes alacak alanımızı kısıtlamaya, canımızı almaya devam ediyor. Ve hızla yoksullaştığımız, işsizliğin tavan yaptığı, tarikatlardaki cinsel şiddet açığa çıktıktan sonra tepki gösterenlere, adliye binasının önünde ‘azgın azınlık’ deme cesaretini gösterenlere alan açıldığı, 8 Mart ve 25 Kasım’da erkek şiddetini protesto edenlerin ise ağır polis şiddetine uğradığı, LGBTİ+’lara dönük hedef göstermelerin arşa çıktığı, ayrımcılığın hükümet eliyle teşvik edildiği, 81 ilde cemaat ve vakıfların çağrısı ile nefret mitinglerinin düzenlendiği, Cumhuriyet’in niteliklerinin fiili olarak ortadan kaldırıldığı zamanlardan geçiyoruz. Din, devletin ve siyasetin içine her geçen gün daha çok yaygınlaşarak yerleştiriliyor. İktidarın propaganda mekanizması haline getirilen Diyanet İşleri Başkanlığı bir dinin, bir mezhebinin yaygınlaştırılması için okullara ve tüm kurumlara yayıldı.

Siyasal iktidar, nüfusun ekonomiyi büyütmeye yetecek kadar artmayışını bahane ederek 2025’i “Aile Yılı” ilan etti. Kadınların bedenlerinin, emeğinin denetlenmesi ve sömürülmesinde ailenin en iyi işleyen yapı taşı olduğunu gayet iyi biliyoruz. 81 ilde açılan aile irşat büroları aracılığı ile "şeriatçı aile hukuku"nu kadınlara benimsetmeye çalışıyorlar. Eşitlikçi sosyal politikalar uygulayan veya uygulamaya niyet eden muhalefet belediyelerinin önünü kesmek için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Bu saldırılara rağmen eşitsizlik ve ayrımcılıkla mücadele etme, değişime inanma ve değiştirebilme gücümüzü kaybetmediğimizin de farkındalar. Her gün, her saat verdiğimiz mücadeleyi ve dayanışmamızı bugün 8 Mart’ta kutluyoruz.

Karşı devrim uygulamalarıyla laikliği ihlal edip hayatlarımızı cendereye almaya çalışanları afişe edeceğiz! Bize evin yolunu gösteren, esnek çalışma modelleriyle kadınları güvencesiz, düşük ücretli işlere yönlendiren, kadın yoksulluğunu derinleştiren siyasal iktidara bir gün bile boyun eğmedik, yine eğmeyeceğiz. Medeni Yasa’nın kemirilmesine izin vermeyeceğiz, tüm kazanımların sinsi sinsi yok edilmesine alışmayacağız. 23 yıllık AKP iktidarı, tarikatların gölgesinde ülkemizi gerici kuşatmayla karanlığa boğmayı şiar edinmiş. O karanlık ise en çok kadınları boğuyor. Bu karanlığı birlikte mücadele ederek yırtacağız.

Bu yıl 8 Mart’ta yine Türkiye’nin birçok şehrinde yürüyüşler yapılıyor. Bu yılki yürüyüşün sloganlarında dayanışma, birlikte feminist mücadele ve kurtuluşumuzun feminist mücadele olduğu vurgusu var. Takip edebildiğim kadarıyla; Adana, Antalya, Hatay, Ankara, Konya, Eskişehir, Datça, Van, Fethiye, Bodrum, İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Urfa, Mersin, Giresun, Batman, Edirne’de 8 Mart yürüyüşleri için toplanma yerleri belirlendi.

Yıllardır 8 Mart ve 25 Kasım yürüyüşleri engellense de, kadınlar polis şiddeti ile karşı karşıya kalsa da bu sene de sokaktayız. İstanbul’da Feminist Gece Yürüyüşü için ise 8 Mart saat 19:30’da Taksim Sıraselviler’de buluşuyoruz. 8 Mart mücadelemizin günü.

Hepimize kutlu olsun! Yaşasın feminist mücadelemiz!

 

https://www.birgun.net

Av. Selin Nakıpoğlu | Tüm Yazıları
Hits: 987