Laiklik ihlalleri, Ekim ayı boyunca yargı, devlet kademeleri ile akademide, eğitimde ve toplumsal alanda sistematik bir biçimde artarak sürmüştür.
Başta AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu ve gerici faaliyetleriyle bilinen yapılar olmak üzere, tarikat cemaat uzantısı vakıf ve derneklerle resmi işbirlikleri devam etmiştir.
Mülki idare amirlikleri ile bakanlıkların tarikat cemaat uzantısı yapılarla yürüttükleri resmi faaliyetlerin yanı sıra bu yapılara tahsis edilen kamu kaynakları ile ortak yolsuzlukları dikkat çekicidir. Ekim ayı verileri, siyaset ve devlet kademeleri ile bürokrasinin, Anayasa’nın laiklik ilkesini hiçe sayarak tamamen dini içerikteki programlarının yanı sıra aşiretlerle laik hukuku hiçe sayan faaliyet ve düzenlemeleri sürdürdüğünü, ortaya koymaktadır.
Ekim ayında tarikat ve cemaat bağlantılı isimlerle birlikte siyaset alanındaki yetkili ağızların şeriata atıf yaparak idam cezası çağrılarının yanı sıra, Cumhuriyet karşıtı söylemleri ile yargı kararları ve açıkça ilan edilen şeriat mahkemeleri de laik hukukun tasfiyesinde gelinen tehlikeli aşamanın ve ülkemizin büyük bir karanlığa doğru hızla itildiğininin göstergesidir.
Siyasi iktidarın “Yeni Anayasa” dayatması, meclisteki diğer laiklik ve Cumhuriyet karşıtı unsurlardan destek bulmaya devam etmiştir. Bir yandan bu başlığın muhalif partilerce pazarlığa açılmasına, diğer yandan Medeni Kanuna karşı söylemlerin yeniden yükselmesine ilişkin veriler Ekim ayı raporumuzda yer almaktadır. Bu durum, laiklik karşıtı saldırının bütünlüklü bir biçimde artacağının işareti olarak okunmalıdır.
Ekim ayı verilerine göre, İsrail’in Filistin’e dönük saldırganlığı siyasi iktidar ve dinci gerici çevreler tarafından hilafet ve cihat çağrılarının yapıldığı laiklik karşıtı eylem ve söylemlere kılıf olarak kullanılmaya devam etmiştir. Resmi ağızlarca da yapılan ümmet vurgusunun yanı sıra cihatçı terör örgütü üyelerinin kamu kaynaklarından desteklendiğine ilişkin bilgiler yine Ekim ayı verilerinde yer almaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile tarikat ve cemaat yapılanmalarının artan siyasi ve ekonomik gücünü ortaya koyan faaliyetler Ekim ayı boyunca sürmüştür. Eğitim kurumlarının bu yapılara tahsis edildiği verilerle ortaya çıkmaktadır. ÇEDES ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin uygulanması konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile yürüttükleri faaliyetler ise yine artarak devam etmiştir. Gelecek kuşakları bilim dışı ve laiklik karşıtı, gerici uygulamalarla kuşatan bu faaliyetler, siyasi iktidarın “bilimsel değil, dini eğitim” vurgusuyla bir arada değerlendirildiğinde karşı devrimin piyasacı ve gerici ideolojik saldırısının boyutları gözler önüne serilmektedir.
Üniversitelerdeki lakiklik karşıtı ve bilim dışı faaliyetler de dikkate alındığında, ülkemizin bilimsel düşünceden hızla uzaklaştırıldığı ortaya çıkmaktadır.
Ekim ayı raporumuzda yer alan verilere bakıldığında, karşı devrim hamlesinin giderek daha bütünlüklü ve tehlikeli bir biçimde hızlanarak sürdürüldüğü bir kez daha görülmektedir.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi olarak yukarıda bahsedilen gündemlerden ulaşabildiklerimizin ayrıntılı dökümlerini 150 kapsamlı başlıkta aşağıdaki Ekim 2024 Laiklik İhlalleri Raporu’nda yer verdik.
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi
RAPORUN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN; https://laiklikmeclisi.org/detay/laiklik-hlalleri-raporu-ekim-2024
