Cumhuriyetimizin 100. yılını bitirdik. En büyük bayram olan Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun, nice 100 senelere.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında; laikliğin, bilimsel eğitimin, kadın erkek eşitliğinin ve eşit yurttaşlar olarak tüm haklarımızın yok sayılmasını kaygı ile izlemekteyiz.
Tabii ki sadece izlemekle kalmıyoruz, ülkemizin her alandaki ve yapısını değiştirme amacıyla atılan adımlara ve artan saldırılara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Biz laik cumhuriyetten vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.
Siyasal İslamcıların halkı tebaa olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlığın ve halk egemenliğinin önünü açan Cumhuriyetle ve başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetin kurucu değerleriyle derdi var. Laik hukuku, Medeni Yasa’yı, laik ve bilimsel eğitimi ve kadın erkek eşitliğini aşındırmak için elinden geleni ardına koymuyor.
Egemenliğin bir kişiye, aileye, zümreye, cinsiyete veya belli bir sınıfa ait olmadığını, kayıtsız şartsız halkların olduğunu savunan ve bunun için mücadele edenlerin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında da yapacağı çok şey var.
“Asla 100 yıl öncesine geri dönmeyeceğiz, döndüremeyeceksiniz“ diyerek başladık Cumhuriyetin ikinci yüzyılına. Çünkü ikinci yüzyılı şöyle olmasını tahayyül edenler var: Ülkenin tüm kaynaklarının bir zümrenin zenginleşmesi ve iktidarını koruması için kullanıldığı, eğitimin dini referanslarla düzenlendiği, bilimsel, laik eğitimden kopulduğu, kadınların ev dışında çalıştırılmadığı, tek başına seyahat edemediği, eşitsizliğe dayalı bir toplum, kadınların mirastan pay almadığı, tanık olarak bile sayılmadığı, kula kulluk ettiği, istediği gibi giyinemediği, istediği gibi hayatını sürdüremediği, şiddetsiz ve güven içinde yaşayamadığı, istediği işte çalışamadığı ve daha nice en doğal ve en temel haklarından mahrum bırakıldığı bir hayat. Ama nafile.
İkinci yüzyılda da her alanda eşit temsil hakkımızdan vazgeçmediğimizi görecekler. Biz kadınlar hem kendimizin hem de çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğine, laik Cumhuriyet’e sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Ülkemizin gençlerinin en temel haklarına sahip olmak için bile uğraşmak zorunda kalmadığı, barınma ve beslenme konusunda çaresiz kalmadığı, tarikat ve cemaatlerin kapanına mahkûm edilmediği, ötekileştirilmedikleri, gülüşlerinin solmadığı, umutsuzluktan hayallerini usulca bir rafa kaldırmadıkları, insanlık değerlerinin temel alındığı, gecelerinde aç yatmadığımız, eğitimin parasız ve ayrımsız erişilebilir olduğu, sağlığın piyasalaştırılmadığı, tam anlamıyla ayrımsız, parasız sağlığa erişimi olanaklı kılan, yaşamlarımızı bir tüketim nesnesine dönüştürmeyen, bilimsel bilgi üretiminden beslenen bir Cumhuriyet isteğindeyiz. Sazı, sözü, şarkısı sokaklara taşan bir Cumhuriyet temennimiz.
Cumhuriyet, eşitlik, özgürlük, adalet demektir. Bu yoldan dönmeyeceğiz! Bu kapsamda yürütülecek mücadelenin ülkemizin geleceğini kazanma mücadelesi olduğunun bilinciyle geri gidişe izin vermeyeceğiz. En büyük bayram olan Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
