TÜRKİYE 'DEN HABERLER 8
Bu haftaya damgasını vuran en önemli olay kuşkusuz 4+4+4 olarak nitelendirilen yasa teklifinin haftanın son çalışma günü olan 30.03.2012 Cuma günü TBMM’den geçmesi oldu. Yasa şimdi köşkte. Biz de haberlerin büyük bir bölümünü bu konuya ayırdık.
İyi haftalar dileği ile,
1. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, ”Muhafazakar kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa, ’muhafazakar estetik’ ve ’muhafazakar sanat’ın normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içindeyiz” dedi.
Devletin tiyatro, opera, bale, senfoni, korolarda kadrolu sanatçıların en
az üçte birini, mesela balede yüzde 60-70’ini kullanamadığını belirten İsen,
”Bundan dolayı bürokratik anlayışla yönetilen, yeniliklere ve yeni nesillerin
katılımına kapalı kültür ve sanat kurumlarında, güncel, yenilikçi ve sivil bakış
açısıyla beklenen yaratıcı gelişmeyi hiçbir zaman görmek mümkün değildir”
dedi.
Bu alanların toplumla buluşmadığını, kucaklaşmadığını, toplumun ilgisini
çekecek faaliyetler ortaya koyamadığını ifade eden İsen, şöyle konuştu:
”Geçen hafta İskender Pala, şehir tiyatrolarının bir oyunu ile ilgili
eleştirel bir yazı yazdı. Şehir tiyatrolarında da durum farklı değildir. Her
defasında olduğu gibi bu kesimler, ’Efendim bu muhafazakar kesim zaten sanattan
anlamaz, size ne oluyor da bu işlere karışıyorsunuz, işinize bakın’ der gibi bir
karşılık verdiler. Kuş, tek kanadı ile uçmaz. Bu faaliyet, bu yapı yaptığı
işlerin bir uygarlığa dönüştürecekse, uygarlık mutlak surette kültür ve sanatla
el ele yürümek gibi bir yükümlülük çerçevesi içindedir. Muhafazakar kesimin nasıl
bir demokrasi anlayışı varsa, muhafazakar demokrasi diye bir şeyden
bahsedebiliyorsak, o zaman ’muhafazakar estetik’ ve ’muhafazakar sanat’ diye bir
şeyden de bahsetmek, bunun normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük
içindeyiz. Sivil inisiyatif ağırlıklı, yerel yaklaşımları, kültürün öz
dinamiklerini dikkate alan kurumsal yeniden yapılanmaya ihtiyaç var.”
http://haber.gazetevatan.com/muhafazakar-sanat-olusturmaliyiz/439012/1/Manset
2. Başbakan Tayyip Erdoğan ve ABD Devlet Başkanı Barack Obama, Seul'de düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi öncesinde 25 Mart 2012 bir araya geldi. Görüşmeden sonra ortak basın açıklaması yapan iki lider, Suriye konusuna vurgu yaptı. Yarın başlayacak zirveden sonra Erdoğan'ın İran'a geçecek olması, görüşmenin zamanlama açısından da kritik önem taşıdığını gösteriyor.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/20200399.asp
3. Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nde ‘kayıp tablo’ skandalından sonra şimdi de ‘soba boyası’ skandalı yaşanıyor:
2010’da Hoca Ali Rıza’ya ait 13 kara kalem eseri kaybolmuş, dönemin Müze Müdürü Osman Ömer Gündoğdu, ‘Bir yerden çıkar’ demişti. Aradan 2 yıl geçti ve bu tablolar bulunamazken Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nin görevden alınan müdürü Gündoğdu’nun, müzedeki her biri milyon dolar değerinde tabloların çerçevelerini kurumda hizmetli kadrosundaki personele soba boyasıyla boyattığı ve boyanın resimlere zarar verdiği ortaya çıktı. Müzede üzerine soba boyası sıçrayan resimlerin nasıl eski hale getireleceği üzerine bir çalışma başlatıldı. Müzenin envanterinde Osman Hamdi Bey’in “Silah Taciri” ve İbrahim Çallı’nın “Yatan Çıplak” gibi çok sayıda önemli eser bulunuyor.
http://haber.gazetevatan.com/sanata-soba-boyasi-darbesi/438891/1/Manset
4. CHP Grup Toplantısını Tandoğan’da Yaptı :
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tandoğan Meydanı’nda miting şeklinde yapılan grup toplantısında, grup toplantısını Tandoğan’da yapacaklarını açıklamalarının ardından çeşitli provokasyonlara maruz kaldıklarını belirterek, “Grup toplantısını yapacağız, afişlerimizi toplattılar, otobüslerimizi durdurdular. Ne yaparsanız yapın, hangi baskıyı uygularsanız uygulayın, milleti ve CHP’yi susturamayacaksınız” dedi. Konuşmasına, “İşte meydanlardayız” diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
Kılıçdaroğlu Tandoğan’da 4+4+4 teklfini eleştirdi, “Bu toplumu ikiye bölen yasadır. Buna demokrasi kültürümüzle direneceğiz” dedi. “Diktacı Erdoğan’a ‘Hayır’ diyeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu sert konuştu: “Sen kindarsın, münafıksın. Kindar olan insan mümin olamaz. Kindar olan insan dindar olamaz, kindar olan insan mütedeyyin olmaz. Kin tutmayız biz. Sen din tüccarısın, sen dine en büyük kötülüğü yapıyorsun”
http://haber.gazetevatan.com/Haber/439393/1/Gundem
5. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Göçek’in, CHP’nin Tandoğan Meydanı’nda miting şeklinde yaptığı ’grup toplantısı’nı, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından, alanda çekilen bir fotoğrafı da paylaşarak, "Sonuç 7 bin" şeklinde yorumlaması üzerine , CHP Basın Bürosu, Gökçek’in paylaştığı fotoğrafı uzman bir ekibe inceleterek yazılı bir açıklama yaptı :
Bu açıklamada; “Söz konusu
resim, diğer resim ve görüntülerle birlikte incelendiğinde direklerdeki bayrak sayılarının birbirine uymadığı belirlendi. Miting meydanında bulunan ve söz konusu fotoğrafta da görülen ekranlardaki kişi Kılıçdaroğlu değildir. Bundan eminiz, aynı açıdan çekilmiş bir başka fotoyu incelediğimizde, orijinalde fotoda yer alan kişinin saçları siyah, Kemal Beyin ise beyaz görünüyor. Ayrıca, orantı da uymuyor (Beden orantısı). Bu demektir ki fotoğraf Kemal Bey meydana gelmeden çekilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki servis edilen fotoğraf erken saatlerde çekilmiş bir fotoğraftır. Çünkü daha sonraki saatlerde Gar tarafını dolu gösteren çok sayıda fotoğraf ve görüntü mevcuttur. Yine Kemal Bey geldikten sonra
Kızılay ve aksi istikameti de dolu gösteren fotoğraflar ile görüntü vardır. Bu fotoğrafın miting başlamadan ve erken saatlerde çekildiğini gösteren belirtilerden biri de insanların gölgelerinden anlaşılıyor. Söz konusu fotoğraf çok uzaktan (büyük bir ihtimalle belediye binası) alınmış, nedense özellikle kalitesi de düşürülmüştür. Söz konusu bu fotoğrafta bir tuhaflık daha var. O da şu; O gün hava, açık, güneşli ve bütün fotolarda her şey net ve parlak bu fotoda ise puslu. Bütün bu işaretler fotoğrafın Kemal Bey Tandoğan’a gelmeden, toplantı saatinden çok önce çekildiğini göstermektedir." denildi
http://siyaset.milliyet.com.tr/chp-gokcek-in-yayinladigi-fotorafin-foyasini-ortaya-cikardi/siyaset/siyasetdetay/28.03.2012/1521092/default.htm
6. 18 soruda 4+4+4 : Eğitimde tartışılan düzenlemenin artılarını eksilerini eğitimciler araştırdı : 29 Mart 2012 Perşembe
Haberleştiren-Sultan UÇAR
Sabancı Üniversitesi bünyesinde kurulan ve eğitim alanındaki çok sayıda
STK'nın da üyesi olduğu
Eğitim Reformu Girişimi (
ERG),
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran,
4+4+4 olarak bilinen yasa ile ilgili kapsamlı bir araştırma yaptı.
Uluslararası karşılaştırmalar da yapılan Prof. Dr. Üstün
Ergüder direktörlüğündeki
ERG, araştırma sonuçlarını 18 soru-cevaplık bir deklarasyonla kamuoyuyla paylaştı. Yasa teklifinin eğitim ve çocuk gelişimi açısından ciddi riskler içerdiğine dikkat çekildiği görüldü.
Yasa geçerse, 2012-2013 yılında
ilköğretime başlayacak olan çocuk sayısının 2 milyonu aşacağı, artan öğrenci ve iş yükünün eğitimde kaliteyi düşüreceği ve üniversite kapısında yığılmanın tetikleneceği uyarısı yapıldı. Ayrıca sistemin çocuklar ve öğretmen üzerinde baskı yaratacağı,
din derslerinin seçiminin çocuklar arasında ayrımcılığı tetikleyeceği de belirtildi.
1. Kesintisiz temel eğitim ne demek?
Kesintisiz temel eğitim, çocuklara en azından liseye başlayana kadar ortak bir öğretim programı ile eğitim sunulmasıdır. İrlanda dünyada 8 yıllık kesintisiz eğitim verilen tek ülke değil. ABD, İngiltere, Fransa vb. ülkelerde ilkokul ve ortaokul ayrımı var ama öğrenciler 16 yaşından önce eğitim programları arasında seçim yapmaz.
2. Yasa teklifi kademeler açısından ne yenilik getiriyor?
Türkiye'de 5 ve 3 yıllık iki kademeden oluşan
ilköğretim, çocukların gelişim özelliklerine uygun. Yeni yasa teklifiyle, 4'er yıllık kademelerle eğitime başlama yaşı geriye çekilirken, çocukların gelişim dönemlerine uyumsuz bir sistem yaratılıyor. Çocuk, işlemler dönemine geçmeden 5 yaşında ilkokula, soyut işlemler dönemine geçmeden 9 yaşında ortaokula ve 13 yaşında ortaöğretime başlıyor. 9 yaşından itibaren çocukları farklı programlara yönlendirebiliyor. Dünyadaki deneyimler bu yaşta farklı programlara ayrıştırmanın eşitsizliklere neden olabileceğini gösterdi.
3.
İlköğretimde temel becerilerin edinilmesine ayrılan süre değişecek mi?
İlkokul 1. sınıf 5 yaş grubuna göre yeniden tasarlanır ve ilk yıl müfredatı bu yaş grubuna göre uyarlanırsa ilkokul eğitimi fiilen 4 yıldan az olacak. Çocukların ortaokulda seçmeli dersler almaya başlamadan önce temel becerileri edinmek için daha az zamanı olacak. Ortaokuldaysa temel eğitim ve farklı programlar arasında kurulacak denge belirsiz.
4. Eğitim sisteminde yaş hesabı nasıl yapılır?
Eğitim sisteminde yaş hesabı, bitirilen yıla göre yapılır. Örneğin, 60 ay yaşamış bir çocuk 5 yaşında, 72 ay yaşamış bir çocuk 6 yaşındadır.
5. Halen geçerli olan düzenlemede çocuklar ilköğretime kaç yaşında başlıyor?
6 yaşında... Örneğin 2005 doğumlu çocuklar, 6 yaşında, yani 2011-2012'de
ilköğretime başladı.
İlköğretim Kurumları Yönetmeliği gereği, belirli bir yılın başından sonuna dek 72 ayını dolduran çocukların tamamı aynı yıl okula başlıyor.
6. Yeni düzenlemeyle kaç yaşında
ilköğretime başlanılması öngörüyor?
Bakanlık, yeni düzenlemeyle birlikte, çocukların 60-72 ay aralığında, yani 5 yaşlarının içindeyken okula başlamalarını öngörüyor. Buna göre, 2012-2013 öğretim yılında 2006 doğumlu çocuklara ek olarak 2007 yılında Eylül'e kadar doğmuş çocuklar da
ilköğretime başlayacak. Eylül 2012'de hem 2006'da hem de 2007'nin ilk dokuz ayında doğan çocukların okula başlamasıyla, okula başlayan çocuk sayısı 1,2 milyon yerine 2 milyona çıkar.
7. Çocukların kaç yaşında ve hangi hazırlıkla okula başlaması gerekir?
Çocuklar gelişimsel olarak
ilköğretime hazır olduklarında başlamalı. Bunun için okula başlamadan en az bir yıl okul öncesi eğitim önemli. 177 ülkede çocuklar okula 6 ya da 7 yaşında başlıyor. Bilimsel araştırmalara göre; 7-11 yaş somut işlemleri, 12 yaş üstü ise soyut işlemleri kavrayabiliyor. Türkiye'nin de aralarında yer aldığı 18 ülkede yapılan araştırmaya göre; çocuklar arasındaki öğrenme beceresi ülkemizde 10 yaşında daha yüksek iken 15 yaşına geldiğinde düşüyor.
8. Çocukların okula 5 yaşında başlaması ne sonuç doğurur?
5 yaşındaki çocukların birçoğu henüz ilkokula gitmeye hazır ya da okuma-yazma becerilerini edinebilecek durumda olmayabilir. Anaokuluna gitmeden
ilköğretime başlayacak olan çocuklar, yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan
ilköğretimde sunulan becerileri edinememe riski var. Bu sayı artışı öğretmenler ve kademeler arası geçiş/sınav sistemleri üzerinde kalıcı bir baskı yaratabilir. Artan öğrenci sayısı nedeniyle ortaya çıkan sistemdeki bu şişkinlik üniversite kapılarına dek sürer ve tüm çocuklarımıza istediğimiz kalitede eğitim vermemiz riske girebilir.
9. Farklı türlerde ortaokullar mı olacak?
Ortaokullar tek başına kurulabileceği gibi ilkokul ya da liselerle beraber de kurulabilecek. Çocuklar 9-13 yaşları arasında ortaokullarda farklı seçmeli dersler ve programlar alabilecek. Eğer çocuklar devam etmek istedikleri liseye göre ortaokul seçmeye yönlenirse, çocuklara erken yaşta yanlış seçimler yaptırılması riski doğabilir.
10. Ortaokula geçiş nasıl olacak?
Şu an ortaokula nasıl bir geçiş ve bu süreçte nasıl bir seçme sistemi olacağı belirsiz.
11. Ortaokulda seçmeli dersler mi sunulacak?
İlköğretim ikinci kademede seçmeli dersler mevcut sistemde de var; Örneğin Medya Okuryazarlığı, Düşünme Eğitimi vb. temel eğitimi ve yaşam becerileri edinimini destekleyecek seçmeli dersler sunuluyor. Yasa ile yapılan değişiklik, ortaokullarda seçmeli derslerin ortaöğretimi yani lise eğitimini destekleyecek şekilde oluşturulacağının ve öğrencilerin "yetenek, gelişim ve tercihlerine göre verileceğinin belirtilmesi. Teklif, ortaokullarda oluşturulacak program seçeneklerini MEB'in takdirine bırakıyor. Seçmeli ders ve programların ilişkisi ise belirsiz.
12. Ortaokulda sunulacak seçmeli derslere ve programlara ilişkin nelere dikkat edilmeli?
İlköğretim, temel becerileri edinme çağı. Çocuklar toplumsal yaşama en iyi biçimde katılabilmek için Türkçe ve matematik becerileri kazanmalı, fen ve sosyal bilgiler edinmeli, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeli ve İngilizce öğrenmeli. Programlar temel eğitimin ağırlığını azaltarak mesleki ya da dini yönlendirme ve eğitime ağırlık verirse, çocukların temel becerileri edinmesi zorlaşır. Seçmeli dersler, "yetenek ve gelişimlerine" verilecek denmesine karşın henüz yetenekleri tam olarak şekillenmemiş ki bu durum tamamı olmasa da öğrencilerin çoğunluğu için geçerliöğrencilerin yanlış derslere yönlendirilme olasılıkları var 9-13 yaş çocuk gelişiminin henüz oturmadığı bir yaş aralığı. Özel gereksinimli ve risk altındaki çocuklar için de sakıncalar doğabilir.
13. Din derslerinin seçmeli dersler arasında olması ya din eğitimi ağırlık bir program olması çocukları nasıl etkiler?
Çocuklar okul, aile veya akran baskısına maruz bırakabilir ve çocuklar arasında ayrımcılığa yol açabilir. Bu olumsuzlukları aşmanın bir yolu din eğitiminin "seçmeli" değil, "isteğe bağlı" sunulmasıdır. Çocukların gelişimini önceliklendiren bir denge, okulda temel eğitim almaları ve müfredat dışı saatlerde, aileleri ve kendi talepleri doğrultusunda, yani isteğe bağlı din eğitimi almaları sağlanabilir.
14. Yeni düzenlemede zorunlu yapılmayan okul öncesi eğitim neden önemli?
Bireyin yaşam boyu edineceği becerilerin temeli okul öncesi dönemde atılır. Gerekli becerileri edinerek okula hazır başlayan çocuklar okul ortamındaki beklentileri daha kolay karşılarlar. İlköğretime hazırlık kapsamında okumayı ve yazmayı öğrenmek ve matematiksel işlemleri yapabilmek için gerekli sözel ve sayısal becerilerin çocuklara kazandırılması ancak okul öncesi eğitimle gerçekleşir.
15. Okulöncesi eğitim ve ilköğretim arasında fark var mı? Varsa bunlar nelerdir?
Evet; anaokulları ya da anasınıflarında öğrenim programları, öğretmenlerin aldıkları eğitim, fiziksel ortam ve kullanılan eğitim yöntemleri ve araçları ilköğretimden farklı. Okula başlama yaşı ne olursa olsun, tüm çocukların en az bir yıl okulöncesi eğitime devamı tavsiye ediliyor.
16. Türkiye'de 5 yaşındaki çocukların yüzde 65-70'i okul öncesi eğitime gidiyor. Zorunluluk gerekli mi?
Okulöncesi eğitim, en çok, yoksul ve daha az eğitimli ailelerin çocukları için yararlı. Bu çocuklar okulöncesi eğitim aldıklarında daha iyi koşullara sahip ailelerin çocuklarının bilişsel becerilerine yetişiyorlar. Böylelikle ilköğretime eşit koşullarda başlama olasılıkları artıyor. Şu anda ailelerden ayda 50-200 TL arasında ücret alınıyor ve bu yoksul aileler için engel oluşturuyor. Zorunlu olursa bu ücret alınmaz ve herkes çocuklarını okulöncesi eğitime gönderebilir.
17. Okulöncesi eğitim zorunlu olursa köy ve mezrada yaşayan çocuklara ne olacak?
MEB, UNICEF ve Avrupa Birliği desteğiyle 2009'dan bu yana yürüttülen 16.8 milyon Euro bütçeli, "Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi" özellikle dezavantajlı bölgelerde, farklı koşullara sahip ailelerin çocuklarının erişebileceği, alternatif okulöncesi eğitim modelleri oluşturmayı hedefliyor. Dolayısıyla taşımalı eğitim şart değil.
18. Dünyada okulöncesi eğitimi zorunlu kılan ülkeler var mıdır?
Avrupa'da Polonya, Lüksemburg, Macaristan, Letonya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Bulgaristan'da okulöncesi eğitim zorunlu.İsviçre'de kantonların yarısından çoğunda okul öncesi eğitim iki sene için zorunlu. Ayrıca Avrupa'da birçok ülkede okulöncesi eğitimde okullulaşma yüzde 90'ın üzerinde. Orta ve Güney Amerika'da Arjantin, Kolombiya, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Meksika, Panama, Peru, Uruguay ve Venezüella'da okulöncesi eğitim zorunlu. Batı Avustralya eyaleti de 2013'te zorunlu okulöncesi eğitime geçiyor.
7. Kaşar-salama 9 yıl: Adana’da, geçen ocak ayında kafeye girip gizlice kaşar-salam yiyip gazoz içen gence 9 yıl istendi.
Adana’da, geçen ocak ayında evden kaçıp gece yarısı penceresi açık kafeye ısınmak için giren ve burada kaşar peyniri ile salam yedikten sonra gazoz içen 17 yaşındaki B.A.’ya 9 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Adana’da 23 Ocak günü meydana gelen olayda, iddiaya göre ailesiyle tartışan B.A. evi terk etti. Gece 02.00’a kadar sokaklarda dolaşan B.A., üşüyünce daha önce çalıştığı kafenin açık bırakılan penceresinden ısınmak için girdi. B.A. içerde acıktığı için de işyerinin buzdolabında bulunan yiyecekleri yedi. Karnını doyuran B.A.’yı sabah kafeyi açan işyeri sahibinin oğlu 16 yaşındaki M.T. uyurken yakaladı. B.A. önceden tanıdığı M.T.’ye “Kimseye bir şey söyleme” diyerek kafeden ayrıldı. Olayı oğlundan öğrenen kafe işletmecisi 52 yaşındaki Hasan T., ambalajını henüz açmadığı kaşar peyniri ve salamın yendiğini, 5 kutu gazozun içildiğini belirleyip 20 liralık zararı olduğu iddiasıyla B.A. hakkında polise şikayetçi oldu. Polis tarafından evinde yakalanıp ifadesine alınan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan B.A. hırsızlık suçlamasını kabul etmedi. B.A. ifadesinde, “Evden kaçmıştım. Üşüyüp karnım acıkınca, daha önceden çalıştığım ve penceresi sürekli açık bırakılan kafeye girdim. Birkaç dilim kaşar peyniri ve salam yiyip bir kutu da gazoz içtim. Hırsızlık yapmadım” diye kendini savundu. Soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili iddianame hazırladı. Adana 2’nci Çocuk Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, B.A. hakkında ’nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etmek’ suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede ceza verilirken yaşı küçük olduğundan dolayı indirim yapılması da istenen B.A.’nın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
http://haber.gazetevatan.com/kasarsalama-9-yil/440251/7/Yasam
8. 4+4+4 Geçti…Eğitim sistemi sil baştan yeniden yapılanıyor..Yasa 295 EVET'le Geçti – 30.03.2012
Milli Eğitim Komisyonu’nda kavgalı, gerilimli, sıradışı bir oylama ile kabul edilen zorunlu eğitim teklifi tartışmalı ve gergin geçen Genel Kurul görüşmelerinin ardından dün kabul edildi. Eğitim sistemini yeni baştan yapılandıran teklif, 28 Şubat döneminde kapatılan imam hatiplerin orta bölümünü de açıyor. 8 yıllık kesintisiz eğitimin kaldırıldığı teklifle, 4+4+4, 12 yıl zorunlu eğitim modeli getiriliyor. Yeni sistemle öğrencilerin mesleki eğitime yönlenmeleri hedefleniyor. Mesleki eğitime yönlenme ile üniversitelerdeki yığılmaların azalması ve kademeli olarak sınavlara ihtiyaç kalmaması da MEB’in planları arasında yer alıyor. Ancak bu sürecin en az 8-10 yıl süreceği de ifade ediliyor.
- Cumhurbaşkanı Gül’ün onaylaması ile yasalaşacak olan yeni eğitim sistemine göre çalışmaları 70’li yıllarda başlayan ancak 28 Şubat sürecinde hayata geçirilen 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime son verildi. Öğrenciler 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve 4 yıl lise okuyacak. Açıköğretime geçiş ortaokulun ardından yapılacak. 4 yıllık ortaokullar “ortaokul” ve “imam hatip ortaokulları” olarak 2 tür olacak.
- Okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmedi ancak ilköğretime başlama yaşı 6 olarak düzenlendi.
- İlkokullar ile ortaokullar, liseler ile ortaokullar “imkan ve şartlara” göre aynı binalarda açılabilecek. İmam Hatipler içerisinde imam hatip ortaokulları açılacak. Bağımsız olarak da imam hatip ortaokulları açılacak. Ortaokul bölümünde öğrencilere “seçmeli ders paketleri” sunulacak.
- SBS birkaç yıl içerisinde fiilen kaldırılmış olacak.
- Liseler 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren zorunlu olacak. Bakanlar Kurulu zorunlu eğitimin başlamasını sadece 1 yıl erteleyebilecek.
- Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin adı Bülent Ecevit, Konya Üniversitesi’nin adı Necmettin Erbakan olarak değiştirildi. Rize Üniversitesi’nin adı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri Üniversitesi’nin adı da Abdullah Gül Üniversitesi olacak.
- Üniversiteye girişte katsayılar kaldırıldı
- Meslek lisesi kökenli adaylara kendi alanlarına ilişkin tercih yaptıkları durumunda eklenen artı puanın katsayısı kaldırıldı.
- İlkögretim Kanunu’na “il özel idarelerince, ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılır” maddesi ekleniyor.
- Vergi mükellefleri üniversitelere ve ileri teknoloji enstitülerine yaptıkları yardımlar gelirlerinden ve kurum kazançlarından indirilecek.
- FATİH Projesi kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmayacak.
Genel Kurul 39 saat çalıştı. Komisyon görüşmeleri 96 saat süren 4+4+4 teklifinin Genel Kurul görüşmeleri de yaklaşık 25 saat sürdü. Genel Kurul Salı gününden bu yana 39 saat çalıştı. Grup önerileri dışında Genel Kurul 4+4+4 teklifini yaklaşık 25 saat görüştü.
http://haber.gazetevatan.com/Haber/440222/1/Gundem
9. 4+4+4 Köşk'te : Eğitim süresini kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunuldu. Gül'ün yasayla ilgili kararını 15 gün içinde vermesi gerekiyor.
TBMM - Kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun, Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi.
TBMM Genel Kurulu'nda dün kabul edilerek yasalaşan kanun, TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı'ndaki son okumadan sonra Meclis Başkanı Cemil Çiçek tarafından imzalandı. Kanun, Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunulmak üzere Çankaya Köşkü'ne gönderildi.
Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanı Gül'ün TBMM tarafından kabul edilen kanunları 15 gün inceleme süresi bulunuyor.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25335650
Saygılarımızla.
Hits: 29521